HÜDA PAR'lı Serkan Ramanlı, Cumhur İttifakı'nın ortağı Devlet Bahçeli'nin 'hain' diye bahsettiği isyancı Şeyh Said'i 'kahraman' ilan etti. Ramanlı'nın Şeyh Said'e yönelik övgüleri ittifakta yaşanan ikilime gözler önüne serdi.

Şeyh Said’in adının, Diyarbakır’da yapımı devam bir bulvara verilmesine yönelik tepkiler sürerken, AKP listelerinden seçime girerek Meclis’te koltuk sahibi olan HÜDA PAR'dan dikkat çeken bir çıkış geldi. HÜDA PAR Sözcüsü, Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında cumhuriyet düşmanı Şeyh Said’den ‘İslam kahramanı’ diye bahsetti.

"ŞEYH SAİD BİR İSLAM KAHRAMANIDIR"

ANKA’nın haberine göre Ramanlı, Diyarbakır’da bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesinin ardından başlayan tartışma ile ilgili soru üzerine, şunları söyledi: “Şeyh Said bir İslam kahramandır. Bizler tarihe, tarihi şahsiyetlere ve olaylara bakarken oradan ibret almak için, yanlışların tekrarlanmaması için ve doğrularda buluşmak için bakarız. O şekilde okur ve tanırız. Geçmişte bu ülkede çok acılar yaşandı, çok sıkıntılar çekildi. Ama bugün o tarihi olaylardan ders çıkarmak yerine; ‘bu tarihi olaylar bir daha yaşanmasın, kardeşliğimiz pekişsin, birliğimiz daim olsun ve toplumsal barışı tesis edelim’ demek yerine o eski defterleri karıştırmak ve toplumun değerlerine hakaret ederek siyasi bir rant devirmeye çalışmak siyasetin büyük bir ayıbıdır. Şeyh Said Efendi ile ilgili yakıştırılan o sıfatlar da ben ve benim gibi düşünen milyonlarca insan tarafından Şeyh Said Efendiyi asanlar hakkında düşünülüyor ve üstelik aynı gerekçelerle. Ben sadece o ileri sürülen yakıştırma ve hakaretlerden ikisine değinmek istiyorum. Şeyh Said Efendinin İngiliz ajanlığı ya da İngilizlerle iş birliği yaptığı söylemi üzerinden bir iftira yürütülüyor. Elbette siyasal bilinci İnkılap Tarihi kitaplarından ibaret olanlar, benim bu söylediklerime çok bir anlam veremeyebilirler. Ama sadece Şeyh Said Efendi’nin fotoğraflarıyla, onu asan o İstiklal Mahkemesi ekibinin fotoğraflarını gördüğünüzde kimin İngilizlere benzediğini, kimin İngilizlerden ayırt edilemediğini görmek gayet mümkün.

"ASALETİN ZAKATININ BİLE GELMİŞGEÇMİŞ BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİNE YETER"

İkinci husus… Elbette biz soyla sopla uğraşan bir siyasi hareket değiliz. Ama Şeyh Said Efendi’nin de Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in soyundan olduğunu ve o soyun sadece bizlerin, bu dönemdeki milletvekillerinin değil; bu Meclis’e gelmiş geçmiş bütün milletvekillerinin soyundan daha değerli olduğu; o asaletin zekatının bile gelmiş geçmiş bütün milletvekillerine yeter ve artar olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Nihayetinde bizler bu ülkede yaşayan birinci sınıf vatandaşlarız. Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi, Müslimi, gayri müslimi bütün vatandaşlar bir ve eşittir. Temel hak ve hürriyetlerden herkes gibi eşit şekilde istifade etme hakkına sahiptir. Bizim geleceğimizi adalet ve kardeşlik temelinde inşa etme sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getiririz. Ama bunu yaparken ne biz ne de başkası toplumun değerlerine hakaret etsin, istemeyiz.”

BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

Bahçeli, Şeyh Said ile ilgili şunları söylemişti: "Hınıslı Said bir vatan hainidir, yaşadığı dönemin terörist başıdır, katildir, canidir, emperyalizmin uşağıdır. Piran’da askerlerimize saldıran, halkı isyana teşvik eden, Genç, Palu, Elazığ, Silvan, Lice, Varto işgaline kalkışıp Diyarbakır’ı ele geçirmek için saldırı düzenleyen, eğer bu işgal başarılı olsaydı İngiltere’den sözde Kürdistan için destek isteyeceğini itiraf eden bir soysuza kim övgü yağdırıyorsa onunla aynı çukurdadır. Onlara dikkat ediniz, kalpleri milletle çarpmaz, gözleri milletle yaşarmaz, göğüsleri milletle kabarmaz. 2014 yılında Şeyh Said isminin Diyarbakır’da bir bulvara verilmesi, en başta Diyarbakırlı kardeşlerime ağır bir hakaret ve saygısızlıktır. Çünkü teröristlerin geçim kapısı Türk ve Kürt düşmanlığıdır. Bunlar kan içen vampirlerdir. Şeyh Said silahlı ayaklanmasında askerlerimiz, yöre insanımız şehit olmuş ve yaralanmış, gasp, yağma ve hırsızlıklarla genel asayiş bozulmuştu. Allah’a çok şükür kahraman Türk askeri ayaklanmayı bastırmış ve ayaklanan teröristlerin başını ezmiş; Şark İstiklal Mahkemesi’nde yargılanan 80 sanıktan 48’i 1925 yılının 28 Haziranı 29 Hazirana bağlayan gecesinde darağacına çıkarılmıştır."