CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılımıyla CHP Ankara İl Başkanlığı üye katılım töreni düzenledi. Törende Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önce CHP'ye üye olmak üzere gelen vatandaşlar kürsüye çıkarak konuştu. Bir kadın, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret etmesinin 'bardağı taşıran son damla' olduğunu belirterek AKP'den istifa ettiğini bildirdi. Kadın, "Ve başkanım da kabul ederse, artık CHP’ye üye olmak istiyorum” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ankara İl Başkanlığı'nın parti genel merkezinde düzenlediği üye katılım töreninde konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, yeni üyelere parti rozeti taktı. Kılıçdaroğlu, burada şunları dile getirdi: “Özellikle 2018’den sonra, büyük sorunlar yaşıyoruz hepimiz. Ve hepimiz biraz geleceğe endişeyle bakıyoruz. Sorumluluk taşıyan herkes, şu soruyu kendine soruyor: ‘Ne olacak bu memleketin hali?’ diye. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin oldu. İşsizlik diz boyu. Pek çok sorunumuz var. Öncelikle şunu ifade edeyim. Beni ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum. Ama benim hayatım, sizlerin yaşadığı şekilde geçti. Aynı hayatı bir şekilde paylaştık. Öyle çok varlıklı aileden gelen birisi değilim. Ama bütün felsefem, inancım, çalışmam şu: ‘Bu memlekette hiçbir ayrım olmaksızın, hepimizin huzur içinde yaşaması; her ailenin, her evin huzuru olursa aslında hepimiz huzur içinde yaşarız.’

"HERKESİN KİMLİĞİ KENDİ ŞEREFİDİR"

Siyaset, halka hizmet etme sanatıdır. Siyaset, toplumun sorunlarını çözme sanatıdır. Siyaset, düzgün insanların işidir. Siyaset yapan bir kişinin zenginleşme şansı yoktur, köşeyi dönme şansı yoktur. Siyaset, halka adanmışlıktır. Bir kişi, eğer gerçekten yoksulsa ve siz onun yanında değilseniz, bir çocuk yatağa aç giriyorsa, siz o ailenin yanında değilseniz, bir ailenin kederi var ve o kederin yanında değilseniz; bir sanayicinin, bir esnafın, bir çiftçinin bir derdi var ve siz onun derdini çözmek için çaba harcamıyorsanız sizin siyasette olmanızın bir anlamı yoktur. Siyaset böyle bir şeydir. Herkesin inancına saygılıyım, herkesin kimliğine saygılıyım, herkesin yaşam tarzına saygılıyım, hiç kimsenin inancını sorgulama hakkım yoktur zaten. Peygambere verilmeyen bir yetkiyi, bizim kullanma şansımız zaten olamaz. Allah ile kul arasındaki ilişkiye bizim müdahale etme şansımız zaten hiç olmaz. Dolayısıyla; inancınıza saygı, kimliğinize saygı… Kimliğe de saygılıyım. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Değerlerimizi, kimliğimizi, yaşam tarzımızı korumak zorundayız ve siyaset kurumu da ona saygı göstermek zorunda.

"BERABERİZ AYNI DERTLERİ PAYLAŞIYORUZ"

Peki siyaset kurumunun görevi nedir? Siyaset kurumunun görevi; herkesin geliri olsun, herkesin işi olsun, herkes çocuğunu güzel bir okula göndersin, iyi bir sağlık sistemi olsun, caddemiz olsun, parkımız olsun, yolumuz olsun, Türkiye’nin itibarı olsun, Türkiye zenginleşsin, hiç fakir olmasın bu memlekette… Siyasetin konusu budur. Biz şimdi bu konuları bir tarafa bıraktık; başladık birisinin kimliğini, birisinin inancını, birisinin yaşam tarzını sorgulamaya. Dolayısıyla Türkiye kamplaştı. Çok kamplaştı. Neredeyse birbirimize farklı gözlerle bakmaya başladık. Bizde güzel bir laf vardır. ‘Komşu, komşunun külüne muhtaçtır’ diye. Biz komşularımızla geçinemez noktaya geldik siyaset yüzünden. Türkiye’yi buradan çekip çıkarmak istiyorum. Buradan Türkiye çıkmalı. Herkes komşusuyla huzur içince gezmeli, eğlenmeli, çocuğunu parka götürmeli, şehirler beton ormanı olmamalı. Şehirde ağaç olmalı, şehirde park olmalı, şehirde güzellikler olmalı. Her yerde siyaset, halkına hizmet etmeli. Bütün hedefim bu, bütün amacım bu. Beraberiz, birlikteyiz, aynı dertleri paylaşıyoruz. Dolayısıyla, dertlerimizi paylaşacağız, sevinçlerimizi de paylaşacağız. Çocuklarımızın daha güzel bir Türkiye’de yaşamasını isteyeceğiz.

"KİM HAKSIZLIĞA UĞRUYORSA ONUN YANINDA OLMAK ZORUNDASINIZ"

Dün Ordu’da gençlerle beraberdim. Hepsi umutsuz, hepsi. ‘Acaba yurt dışına gidip orada daha iyi şartlarda çalışabilir miyiz?’ diyorlar. Onlar bizim evlatlarımız. Bizim evlatlarımızın burada çalışması lazım. Burada üretmesi lazım. Burada kazanması lazım. Burada büyümesi lazım. Burada sevinmesi lazım. Varsa bir derdi hep birlikte dertlenmeliyiz. Türkiye’nin bir değişime ihtiyacı var, bir dönüşüme ihtiyacı var. Ben size değişimi, dönüşümü, beraber yaşamayı, birlikte yaşamayı, herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstermeyi temel kural edinmeyi vaat ediyorum. Benim temel hedefim bu, beraber yaşayacağız, birlikte yaşayacağız bütün güzellikleri birlikte paylaşacağız. Bütün hedefim bu, bu hedefi gerçekleştireceğiz. Hak, hukuk, adalet… Kim haksızlığa uğramışsa ben mutlaka onun yanındayım. Eğer haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, kim haksızlığa uğruyorsa, onun yanında olmak zorundasınız. Bazen hapishanelerde olan, gerçekten haksız yere yatan, mahkeme kararları uygulanmayan insanlar var, yazıktır, günahtır.

“ASLA YILMADIM VE YILMAYA DA NİYETİM YOKTUR”

Siz haksızlığı alkışlayamazsınız. Kim haksızlığa uğradıysa onun sözcüsü olursun, o sizin partiye oy verir vermez böyle bir ayrım yapamazsınız. Haksızlığa uğrayan kişinin hakkını teslim etmek zorundasınız. Bir arkadaşım söyledi; ‘Hak, hukuk, adalet’ kalmadı diye, kalmadı. Ben bunun da farkındayım. En çok saldırıların bana olduğunu bilmenizi isterim. Bölücü terör örgütü bana saldırdı, Çubuk’ta linç girişimi oldu, bir şehit cenazesinde yine İstanbul’da üzerime tabanca mermisi atıldı, tehdit edildim… Ama inanmanızı isterim asla yılmadım ve yılmaya da niyetim yoktur. Çünkü ben ülkemi seviyorum, insanımı seviyorum, insanıma hizmet etmek istiyorum. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı internet siteme koydum, ‘benim mal varlığım budur’ dedim. Hepsi alnımın teriyle kazandığım mal varlığı. Dolayısıyla mal varlığımı gizlemek, vatandaş duymasın, öyle bir derdim yok. Bizim yanlışımız, eksiğimiz, hatamız olabilir rahatlıkla söyleyin, biz hatadan ders çıkarmasını bilen insanlarız, hata insana özgü bir kavramdır. Çünkü yüce yaradan diyor ki ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz’ aklımızı kullandığımız zaman hatalardan ari olabiliriz. Sonuçta hepimiz insanız, yanlışımız, eksiğimiz, hatamız olabilir önemli olan hatalardan ders çıkarıp aynı hatayı tekrar etmemektir.

"LONDRA'DAKİ TEFECİLERE ÖDENEN PARA 57 MİLYAR DOLAR"

Partiye katılım konusunda hepinize teşekkür ederim, sağ olun, var olun, hepinize şükran borçluyum. Hepimizin sorumluluğu var, her birimizin tek tek sandığa giderken sorumluluğu var. Ben size illa gelin CHP’ye oy verin diye bir çağrıda bulunmuyorum ama sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın, ülkede adalet mi hak mı hukuk mu istiyorsunuz, gelir dağılımında eşitlik mi istiyorsunuz? Faize karşıyız diyorlar dünyanın en çok parasını faize ödüyorlar. 2018’den bu yana faizcilere yani, Londra’daki bir avuç tefeciye ödenen para 57 milyar dolar. Nasıl faize karşılar ben bir türlü anlamadım. Ekonomi ayrıdır, bilim ayrıdır, kültür ayrıdır, sanat ayrıdır, çok zengin bir kültürümüz var, güzel bir coğrafyamız var, eski köklerimize döndüğümüz zaman Yunus Emre’miz, Mevlana’mız var, Hacı Bektaş Veli’miz var, Erzurumlu Emrah’ımız, Karacaoğlan’ımız, Avşaroğlu’muz var, nasıl oldu da biz bu kültürümüzü unuttuk, tarihimize yabancılaştık? Hep beraber inşallah güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Ayrıca şunu da unutmayın; Adımı Cumhuriyet Halk Partisi, gerçekten halkın partisi olmak istiyoruz, esnafın, ev kadının, çalışan kadının, sanayicinin, işçinin, çiftçinin, memurun, emeklinin partisi olmak istiyoruz ve sorunlarımızı hep beraber akılcı politikalarla çözmek istiyoruz.”

MHP'DEN İSTİFA EDEREK CHP'YE KATILDI

Törende, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önce partiye üye olmak üzere törene katılan vatandaşlar da kürsüde birer konuşma yaptı. Musa Kaya, törende; “Ziraat mühendisiyim. Ancak şu anda nakliyecilik yapmaktayım, Siteler’de. Üniversite yıllarından beni Milliyetçi Hareket Partisi’nin her safhasında yer aldım. Halen de aktif üyesiyim. Fakat son yıllarda MHP’nin tutum ve davranışları hiç hoşuma gitmemektedir. Ülkemizin ekonomik durumu ortadadır. Mevcut iktidarın yanında yer almaktadır ve benim fikirlerimle ayrı düşmektedir. Bu sebepten dolayı, MHP’den istifa ediyorum ve CHP saflarına katılıyorum. Sayın Genel Başkanımızın birleştirici bir tutumda olması, benim bu olayı gerçekleştirmemde birinci faktördür. Sizlerin huzurunda, CHP üyeliğimi kabul etmesini rica ediyorum” dedi.

“KADINLARA HAKARET ETMESİ BARDAĞI TAŞIRDI ARTIK”

Törene katılan bir kadın ise “En sonunda Cumhurbaşkanımızın bize söylediği, kadınlara hakaret etmesi bardağı taşırdı artık. Buramıza geldi, istemiyorum. İstifa etmek istiyorum, kanıtlıyorum da… Bu da benim üyelik belgem. Çok pişmanım, hepinizden özür diliyorum. Şimdiye kadar oy verip de bu hallede düşürdüğüm için sizi. Ve başkanım da kabul ederse, artık CHP’ye üye olmak istiyorum” dedi.

"AK PARTİ'DEN BAŞKA PARTİYE OY VERMEYİ DÜŞÜNMÜYORDUM"

Bir başka vatandaş ise “Uzun yıllardan beri AK Parti üyesiyim. AK Parti’den başka hiçbir partiye oy vermedim, vermeyi de düşünmüyordum. Ta ki beş yıla kadar. Yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, laiklik ilkesinin yok edilmeye çalışılması, adam kayırmalar, eğitim sisteminin çöküşü… Artık bizim buramıza kadar geldi. Ve bu sistem yürüyemez oldu, ilerleyemez oldu. Bizi yönetenler Osmanlı’nın son dönemleri misali sefa içerisinde yaşarken, halkı sefalet ve yoksulluk içinde bıraktılar. Ve bundan sonra halkın birleştirici gücü olan, hiçbir menfaat düşünmeyen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da izniyle CHP saflarına katılmak istiyorum. Huzurlarınızda AK Parti üyeliğinden istifa ediyorum” diye konuştu.

“ARTIK DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI”

Törene katılan bir başka yurttaş ise “Ben kaç senedir AK Parti’de üyeydim. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Çoluğumuz çocuğumuz çok mağdur durumda oluyor. Şimdi o partiden ayrılmak istiyorum.”