Cumartesi Anneleri, 822. haftalarında, 1994 yılında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenciyken gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan İsmail Bahçeci'nin akıbetini sordu.
Pandemi tedbirleri nedeniyle online olarak gerçekleştirilen basın açıklamasını İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Sebla Arcan okudu. Açıklamada, devletin kendi gözetimi altındaki insanların kaybedilmesiyle ilgili iddiaları etkin bir şekilde soruşturmamasının kayıp yakınlarının adalete erişim hakkının ihlali anlamına geldiği belirtildi. Açıklamada, "Devlet, herkese ihtiyaç duyduğu adalete kolaylıkla ulaşması, haklarını etkili bir şekilde araması ve uğradıkları haksızlıkların giderilmesi için gerekli tüm imkânları sağlamakla yükümlüdür. Türkiye’de kayıp yakınları, yurttaş olmaktan, insan olmaktan kaynaklanan haklarını kullanma ve adalete ulaşma imkanı bulamamaktadır. Kayıp yakınları için hukuk rafa kaldırılmış, adalet askıya alınmıştır" denildi.
"AİLENİN EMNİYET, SAVCILIK VE HÜKÜMET NEZDİNDE YAPTIĞI TÜM BAŞVURULAR SONUÇSUZ BIRAKILDI"
Açıklamada, İsmail Bahçeci ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
-Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenci olan İsmail Bahçeci, Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Politik kimliği nedeniyle defalarca gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. 1993 yılında hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve polis tarafından aranmaya başlandı. İsmail’i arayan polisler Bahçeci ailesinin Avcılar’daki evine defalarca baskın düzenledi. Bu nedenle İsmail evden ayrılmak zorunda kaldı. Kardeşi Metin, İsmail’le acil durumda haberleşmek için politikayla hiç ilgilenmeyen yakın bir arkadaşının telefon numarasını vermişti.
- 24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci ailesini telefonla arayan ve kendisini İsmail’in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi, “Oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın” dedi. Baba Şehmus Bahçeci, hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'ne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Ancak İsmail’in gözaltına alındığı inkâr edildi.
- Aynı günlerde polis, kardeşinin İsmail’e telefon numarasını verdiği V.D’in işyerine baskın düzenledi. V.D, baskın sırasında iş yerinde olmadığı için ağabeyi gözaltına alınarak İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'ne götürüldü. Şubede kendisine kardeşinin telefon numarasının yakalanan bir ‘örgüt mensubunun” üzerinde çıktığı söylendi. 1995 Ocak ayında Ankara’da gözaltına alınan bir kişi, sorguda kendisine ‘Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz’ denildiğini kamuoyuna duyurdu. Ayrıca 24 Aralık 1994 tarihinden sonra Bahçeci Ailesi’nin evine bir daha hiç polis baskını yapılmadı.
- İsmail’in arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü düzenledikleri kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdı. Ailenin emniyet, savcılık ve hükümet nezdinde yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Gözaltı işlemini reddeden devlet yetkilileri, İsmail Bahçeci’nin hayatını korumaya yönelik önlemleri almadı. Yargı makamları olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattı.
"DEVLET BU AYIBI HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEDİ"
İsmail Bahçeci'nin kardeşi Umut Bahçeci, yaptığı açıklamada, "Abimin akıbeti hiçbir zaman çözülmedi. Devlet bu ayıbı hiçbir zaman kabul etmedi. Cumartesi aileleri olarak bize destek olan herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Bahçeci ailesinin avukatı Efkan Bolaç ise kayıpları aramaya devam edeceklerini söyleyerek "26 sene geçti hala bulamadık. Bunları katledenler, gözaltında kaybedenler onursuzdur. O onursuzlukla yaşıyorlar, biz kayıplarımızı aramaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.