AKP'nin "Türkiye Yüzyılı" programına 'muhalif' olarak anılan gazeteciler çağrıldı. İktidarın davetini reddeden Gazeteci Çiğdem Toker, gazetecilik meslek ahlakına riayet eden meslektaşlarının 'muhalif' olarak anıldığını belirterek programa neden katılmayacağını açıkladı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın (28 Ekim) 'Türkiye Yüzyılı" programına kamuoyunda 'muhalif' olarak anılan gazeteciler davet edildi. AKP'nin tek tek arayarak 'davet' ettiği gazeteciler arasında Nevşin Mengü, İsmail Saymaz, Doğan Şentürk, Özlem Gürses, Çağlar Cilara, İsmail Küçükkaya, Fatih Portakal, Taha Akyol, Deniz Zeyrek, Akif Beki ve Çiğdem Toker gibi isimler yer aldı.
https://tele1.com.tr/merdan-yanardagdan-akpnin-programina-davet-edilen-gazetecilere-katilmayin-cagrisi-724461/
Gazeteci Çiğdem Toker, davetin ardından iktidarın 'pragmatist' davrandığını belirterek Sözcü gazetesindeki köşesinde programa katılmayacağını duyurdu. TELE1'de Ülkü Çoban'ın konuğu olan Toker, daveti neden kabul etmediğini ayrıntıları ile açıkladı.
"HABER İZLEME MEKANİZMASI DAVETE İNDİRGENMİŞ DURUMDA"
Toker şunları dile getirdi:
"İşin özü meselenin davet konusu haline gelmesidir. Siyasi partinin bir etkinliği davet konusu olmaz. Siyaset izleyen bir isim gider. Bu bir ne balo ne resepsiyon. Özgün bir şey yok. Tüm halkı ilgilendiren bir olay. Dolayısıyla bütün gazetecilerin gidiyor olabilmesi lazım. Medyanın ifade özgürlüğünün hangi noktada olduğunu bildiğimizi için doğal olan haber izleme mekanizması davete indirgenmiş durumda.
https://tele1.com.tr/halk-tvden-akpnin-davetine-yanit-katilmayacagiz-725221/
"SORU YÖNELTEBİLECEKLER İSE NE ÂLÂ"
O da yanlış bir şekilde kullanılan iktidar ve muhalif medya ayrışmasından kaynaklanıyor. Erdoğan, siyasi terminoloji açısından pragmatist bir lider. Neyi kendisine faydalı görürse bir dönemde onu uygularlar. Siyaset biliminde yeri var. Dolayısıyla iktidar medyası dışında kalan gazetecilerin bu toplantıya 'davet' edilmesi pragmatist bir yaklaşımdır. Faydacıdır. Orada bir meşruiyet devşirmesi söz konusu olacaktır.
Bizim aleyhimize yazıp çizen gazeteciler bile oradadır denilecek. Orası zaten lider ve gazeteci karşı karşıya gelebilecek değildir. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı'na gazeteciler soru yönetebilecek durumda olurlarsa ne ala. Ama orada seyirlik
durum olacak.
"BİZ ARTIK O NOKTADA DEĞİLİZ"
Meslektaşlarımızın bir kısmı gazeteci her yere gider izlenim aktarır yaklaşımında. Biz artık o noktada değiliz keşke olsak. Gazetecilerin niteliklerini sergileyenler ve etik kurallara uyanlar muhalif olarak anılıyor.
Zaten birçok kanalın canlı yayınlayacağı bir toplantı olacak. Gidilse toplumun haber alma hakkı açısında bir fark olacağını düşünmüyorum."