CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin Seçimi Özel’de, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın sorularını yanıtladı. Programın tamamını izlemek için TIKLAYINIZ. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Tele 1'de yayınlanan Türkiye'nin Seçimi programında Merdan Yanardağ'ın konuğu oldu. Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın sorularını cevaplayan, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Adayı Ekrem İmamoğlu projelerini anlatarak, "Bugüne kadar seçimlerde anket sonuçlarına hiç bu kadar inanasım olmadı" dedi. Seçim günü için çalışmaları hakkında da değerlendirme yapan İmamoğlu, İstanbul gönüllüleri adında oluşturdukları ekibin büyük uğraşla çalıştığını ve bu ekibin genişletilmesi gerektiğine dair çağrıda bulundu. Sandık güvenliğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan İmamoğlu, "Seçim günü sonuçları bizzat takip edeceğim, sonuç ne olursa olsun doğru olanı halkımızla paylaşacağız" dedi. Ekrem İmamoğlu'nun konuşmalarından satır başları: "Her ne kadar çatışma algısı olsa da bizim uzlaşma karakterimizden gelen havayla ben insanlardan çok pozitif hava alıyorum. Ben her gün kürsülerden meydanlardan seslenmiyorum, insanların içinde çalışıyorum. 'Oy vermeyeceğim ama tarzınızı beğeniyorum' diyenler çıkıyor. Bu güne kadar ortaya koyduğum pozitif bir bakışla bire bir vatandaşın sorunuyla ilgileniyor olmam herkese pozitif yansıyor. Teyzemiz, ablamız ben bu sözleri hak etmiyorum diyerek gelip omzumda ağlıyor. "3-4 PUAN İÇİN İNSANLARIN KALBİNİ KIRMAYA GEREK YOK" Ben defalarca meydanlarda söyledim üç dört puan daha almak için insanların kalbimi kırmam. Bana bir insanın kanalda izlediği bir yayından etkilenmiş nefretle bakıyor olmasını bir insan bile olsun kafaya takıyorum, buna üzülüyorum. Otobüste gezerken bir kişinin bana böyle bakmasına kafayı takıyorum. Benden niye nefret etsin ki. Seçim kazanmak için ben insan feda etmem. Neden toplumun diğer yarısını kendime küstüreyim, düşman edeyim. Bana oy vermeyen insanların bana şunu demesini istiyorum oy vermedik ama iyi ki bu adam kazandı. Ben nefrete pirim verecek zayıflıkta bir insan değilim. Toplumun tüm değerleri benim hassasiyetim. biz pozitif bir karakter ortaya koyacağız ve her vatandaş bana bu benim belediye başkanım diyecek. Ben İstanbul için çalışıyorum. öfke nefret ülkeyi kutuplaştırmak benim içim değil. "KUTUPLAŞTIRICI SİYASETİN KARŞISINDAYIM" Bana göre ezanı benden daha fazla savunacak bir insan daha yoktur bu ülkede. Ben ezanda okumuş biri olarak şunu söylüyorum ki orada ne olduğunu bilmeden konuşmanın bir anlamı yok. Bir saygısızlık yapılsa bile bunu eleştirmenin dili ayrı kurulur. Düşmanlaştırmanın kutuplaştırmanın hiç bir anlamı yoktur. Bu nefret söylemine karşı duyuruyorum. Benim meydanlarda söylediğim iki şey var:  Birincisi emekli edin gitsinler, ikincisi gönderin gitsinler... Ben İstanbul'da kimseyle yarışmıyorum, ben rakibimi görmezden gelirken onlara hakaret etmiyorum ben vatandaşıma hizmet için yarışıyorum. Sadece bir buçuk saate yakın projelerimi anlattım. Yoksulluğu bir saate yakın anlattım keşke başka şeyleri anlatsaydım ama bunlar İstanbul'un gerçeği. Kent demokrasini ayrıştırmadan oluşturacağım. Bir iş yapılabilecek bir işse bunu yapmayan engelleyen kişi benim yol arkadaşım değildir. Yapılmayacak bir işse bunu da anlatacaksınız. Vatandaş kapıdan girdi hangi partiden demeden ona hizmet sunacağız. "BEN İSTANBUL İTTİFAKINDAN OY İSTİYORUM" Açıklama yapacağım gün düşündüm, iki siyasi partinin ittifakıyla aday gösterildim, ama ben herkesin oyunu istiyorum. İstanbul ittifakından oy istiyorum. Siyasi görüşü hayata bakışı ne olursa olsun iyi bir İstanbul düşleyen kim varsa onun oyunu istiyorum. Karar alma süreçleriyle ilgili, diyelim ki kent gıda konseyimiz var bunun nasıl tanzim edileceğini takip eden konsey, basınla ilgili bir medya ekibi olacak, inanç masamız olacak herkesi kapsayacak... İstanbul'da çuvalladılar. Bizim insanımız karar alma sürecinin hiçbir aşamasında yer almadılar. Kent konseyinin organları olmalı bu insanlar. "YOKSULLUĞU BİTİRECEĞİM" Bugünün en büyük sorunu olan yoksulluğa nasıl çare bulunacağı ile ilgili çalışmalar yapılacak. Fakiri deşifre etmeyeceğiz. Veren eli alan elin görmediği bir sistemle yoksulluğu bitireceğiz. İstanbul ilk seçim sonuçlarının açıklandığı il olacak. Yüksek teknolojili bir sistem geliştirdik. Sandık günü bunu bizzat takip edeceğim. Bu konunun önemini çok iyi biliyorum. Binlerce gönüllü arkadaşımla birlikte sandık ve seçim güvenliğini sağlayacağız. Sonuç ne olursa olsun onunla ilgili halkımıza doğru bilgi vereceğiz. "TORUNLARIMIZIN GELECEĞİNİ ŞİMDİDEN PLANLAYACAĞIZ" Biz bu şehrin geleceği tanımlamaz isek biz de bu şehre ihanet ederiz. Günlük hedeflerle bir şehre bakılmaz, yönetilemez. Bu şehrin nereye gittiğini gideceğini torunlarımızı da hesaba katarak değiştireceğiz. Bu şehir fikirsel zihinsel açıdan tüm dünyaya mesaj veren bir şehir olmalı. İstanbul yeşil kalmalı ve bu haliyle mesaj vermeli. İstanbul'un yeşil alanlarını yok ettiler biz yeniden yeşile dönüştüreceğiz. "İSTANBUL ADİL BİR KENT OLMAK ZORUNDA" Bu kent artık adil bir kent olmak zorunda, bütün kesime eşit yaklaşmak zorunda. Benim vatandaşım üzülmesin kırılmasın istiyorum. Kimseyi üzüp kırmayacağım, CHP, AKP, MHP, HDP hangi partinin seçmeni olursa olsun herkese eşit yaklaşacağım. Kötü söz sahibine aittir. Kimseyi inançlarından siyasi görüşlerinden dolayı ötekileştirmeyeceğim. 1 Nisan sabahı beni seçmeyenler de mutlu olacak.Bir belediye başkanının şehirde elini sıkmayacağı vatandaş olmamalı. Benim CNN'e çıkma gibi bir talebim olmadı. Rakiplerin bu kanallara çıkmasının ardından doğal olarak herkes şu soruyu sordu neden Ekrem İmamoğlu da çıkmadı diye. Bu haklı bir sorudur. Ama şuan için CNN'le yaptığımız bir programın bandı mevcut. Zamanı geldiğinde yayınlayacaklar. Binali Beyle ne konuşabilirim ki, İstanbul'u konuşacağım tabi ki. Bu şehirde Kadıköydeki, Beşiktaştaki, Bağcılardaki bir çocuğun şartlarını eşitlediğim zaman bu şehirde eşitliği sağlamış olacağım.