Meclis'teki konuşmasında "fındık" konusunu ele alan CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, devletin çiftçiye 135 milyar lira borcu olduğunu söyledi. Adıgüzel, "Şu anda ülkemizin 70 bin hektar yani diğer bir deyişle 7 milyon metrekare vatan toprağı işgal altındadır" dedi.

“Millî ürünümüz fındıkta durum belli; yüzde 70'ini ürettiğimiz, dünyada tekel olduğumuz fındığı bir İtalyan firması Ferreroya teslim ettiniz” ifadelerini kullanan Mustafa Adıgüzel, “Geçen günlerde İtalyan firmasından yetkili, Cumhurbaşkanlığının ilgili birimine gidip bir talepte bulunuyor. Cumhurbaşkanlığının ilgili birimindeki yetkili de -ismi bende var- Ordu'ya gidiyor, Ordu'da bu firma adına 60 dönüm arazi arıyor. Ne için biliyor musunuz? Bu Ferrero, ihracatçı birliklerinde var, çikolata sanayisinde var, tarlada var -biraz sonra söyleyeceğim- şimdi de kırma işine giriyor, natürel fındık işine, vagonculuğa, tüccarlığa soyunuyor” dedi.

'7 MİLYON METREKARE VATAN TOPRAĞI İŞGAL ALTINDA'

Adıgüzel, "Şu anda ülkemizin 70 bin hektar yani diğer bir deyişle 7 milyon metrekare vatan toprağı işgal altındadır" ifadelerini kullandı. Adıgüzel’in konuşması şu şekilde: “Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; "iyi tarım ve organik tarım" kapsamında 2007'den beri çiftçilerimize destek verilmektedir. Toprak tahlili, kayıt ve dosya parası ve sertifikasyon işlemleri için her yıl çiftçilerimiz yaklaşık 400-500 lira para ödemektedir. Bu sene de 150 bin çiftçimiz başvurdu, bir de ne görelim, tam 9 Kasım 2019'da yayınlanan bir tebliğle bu 150 bin çiftçiden 110 binini devre dışı bıraktınız yani 2016, 2017 ve 2018'de destekleme alan üreticilerin 2019'da alamayacağına dair bir ibare getirdiniz. Bu şekilde parasını yatıran bir sürü çiftçiyi mağdur ettiniz. Bakın, devlet dolandırmaz, devlet sözünün arkasında durur. Zaten 50 lira, 40 lira diye inmiştiniz, en son bu sene de 20 liraya kadar indiniz. 2007'den itibaren çiftçiye toplam borcunuz 135 milyar lira, çiftçi başına 67,5 bin lira borcunuz zaten var. Zaten sabıkalısınız, en azından bu sene kayıtlarını yaptırıp ücretlerini yatıran çiftçinin desteklenmesini sağlayın ve bu ayıbı kapatın. Zaten uyguladığınız politikalarla yerli tarımı bitirdiniz. 1920'lerde bu ülke buğday, tütün, zeytin satıp fabrikalar kurdu; bugünlerde o fabrikaları satıp buğday, nohut ve patates alıyorsunuz. Millî ürünümüz fındıkta durum belli; yüzde 70'ini ürettiğimiz, dünyada tekel olduğumuz fındığı bir İtalyan firması Ferreroya teslim ettiniz. Ta Oltan Gıdayı satıp ihracat yetkisini ona verdiğinizde sarı öküzü kaybetmiştiniz zaten.

'BU FERRERO BAŞKA NELER YAPTI BİLİYOR MUSUNUZ?'

Bu Ferrero başka neler yapıyor biliyor musunuz? Sezon öncesi rekolte oyunları yapıyor. El altından düşük fiyatla piyasaya, yandaşlarına fındık veriyor, bu şekilde piyasa fiyatıyla oynuyor. Geçen yıl bütün stokları erimiş Avrupa'dan fındık talebi beklerken tam sezon başında 300 bin ton fındığı Avrupa'ya vererek piyasada bize gelecek talebin önünü kesti. 11 milimin üzerindeki fındıkları kullanıyor, kalanı da 11 milimin altındaki fındıkları da diğer sanayiciye veriyor. Bizim yerli sanayicimiz de bu fındığı istiyor. Ne yapıyor biliyor musunuz? Bizim yerli sanayiciye vermiyor, Avrupa'daki sanayiciye veriyor çünkü yerli sanayiyi bitirmek istiyor. Bu TMO da aldığı bütün fındığı bu Ferrero ve yandaşlarına veriyor. Bizim yerli üretici, yerli sanayici TMO'dan fındık istediği zaman depolar kapatılmış. Aynen pavyon kapatılır gibi TMO'da depo kapatılıyor sevgili arkadaşlar. Bu sene 80 bin ton TMO fındık aldı. Ferrero, o fındığı kendi fındığı gibi görüyor. Hâl böyleyken geçtiğimiz günlerde İtalyan firmasından yetkili, Cumhurbaşkanlığının ilgili birimine gidip bir talepte bulunuyor. Cumhurbaşkanlığının ilgili birimindeki yetkili de -ismi bende var- Ordu'ya gidiyor, Ordu'da bu firma adına 60 dönüm arazi arıyor. Ne için biliyor musunuz? Bu Ferrero, ihracatçı birliklerinde var, çikolata sanayisinde var, tarlada var -biraz sonra söyleyeceğim- şimdi de kırma işine giriyor, natürel fındık işine, vagonculuğa, tüccarlığa soyunuyor. Değerli arkadaşlarım, Ordu'da 7.500 işçi çalışıyor bu kırma sanayisinde az sayıdaki fabrikada -ihracatçı fabrikalar bunlar- 3 bin kişi de manavlarda deyin, 10 binin üzerinde -sadece Ordu'da- insan işsiz kalacak. Bakın, eğer bu Ferrero bu işe de Karadeniz'de girerse Karadeniz'de artık ot bitmez. İhracat biter, manavlar biter. Yabancı yatırım bir ülkeye ancak orada o sektörde eksiklik varsa girmelidir ama yabancı yatırım gelip o ülkedeki yerli sanayiyi bitirmek için girmemelidir. Tütün böyle oldu. Bakın, şeker böyle oldu. Fındık da böyle olmasın çünkü fındık millî bir davadır. Bakın, Ferrero, tarlada 40 bin üreticiyle anlaşma yaptı. Eğer bu üretici sayısını 120 bine çıkarırsa zaten kimseye ihtiyacı kalmayacak, sizlere de ihtiyacı kalmayacak. Ve fındığı başka yerde yetiştirmek adına Ferrero, bakın, Gürcistan'da fındık dikti, Balkanlar'da dikti, Şili'de dikti, Arjantin'de dikti, olmadı, şimdi de fındığın ana vatanı toprağımıza göz dikti. Şu anda ülkemizin 70 bin hektar yani diğer bir deyişle 7 milyon metrekare vatan toprağı işgal altındadır. Çiftçiden sanayicisine Demokles'in kılıcı gibi durmaktadır. Ferrero piyasayı tehdit etmektedir, piyasayı terbiye etmeye kalkmaktadır. Ferrero kendi terbiye etsin, piyasa kendi düzenini bulur. Bütün bunlar olurken Rekabet Kurulu ne iş yapıyor? Rekabet Kuruluna daha önce defalarca başvurduk fakat bir ses çıkmadı. Yapılması gereken şudur: Derhâl, enerji piyasasındaki EPDK gibi, bankadaki BDDK gibi, FPDK, fındık piyasası denetleme kurulu acilen kurulmalıdır. Bu piyasadaki Ferrero terörüne son verilmelidir. Devlet kurumları ve devlet kurumlarının görevlileri de bu yabancı firmaya ayakçılık yapmaktan vazgeçmelidir.”