CHP Sözcüsü Faik Öztrak, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gezi Direnişi'ne katılanlara ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu yönelik sarf ettiği sözlere tepki göstererek, "Ağız dolusu hakaretler eden sarayın kibir abidesine sözlerini aynen iade ediyoruz. Ettiği hakaretleri tıynetine ve meşrebine veriyoruz.” dedi.
CHP Sözcüsü ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Faik Öztrak, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemdeki "ifadelerini" hatırlatarak, "Ülkemizi Avrupa’nın açık hava sığınmacı kampına çevireceksin, milletine ‘çürük, sürtük’ diye küfredeceksin, sonra da çoktan kaybettiğin belli bir seçimde milletin oyuna talip olacaksın. Bu hale düşünce tabii ki adaylığını açıklarken edebi, adabı unutursun. Bu ülkede milyonlarca insanın oy verdiği Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanına yine ağız dolusu hakaretler eden sarayın kibir abidesine sözlerini aynen iade ediyoruz. Ettiği hakaretleri tıynetine ve meşrebine veriyoruz” dedi.
Faik Öztrak, şunları dile getirdi:
"SANKİ MERKEZ BANKASI'NA TALİMATLA FAİZ İNDİRTEN BU HÜKÜMET DEĞİLMİŞ GİBİ"
Dün açıklanan verilere göre, Merkez Bankası’nın döviz kasası 53 milyar dolar açık veriyor. Kasada para kalmadı. Tüm bunlar olurken Erdoğan, üç gün önce kürsüye çıktı, bir defa daha ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ dedi. İşler şirazesinden çıktı, paramız pul oldu, dolar kuru 17 lirayı geçti. ‘Kuru tutacağız’ diyerek sattıkları milyarlarca dolar rezervin, döviz garantili mevduat için vatandaşın vergilerinden harcanan milyarlarca liranın üzerine bir bardak soğuk su içildi. Nebati Bakanı’nın ‘TL en değersiz noktada, rahat olun, daha fazla düşecek yeri yok’ dediği günden bu yana Türk lirası, iki buçuk ayda dolar karşısında yüzde 14 değer yitirdi. Ve dün akşam saatlerinde, önce Hazine ve Maliye Bakanlığı sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Ekonomi çevrelerinde konuşulmaya başlanan, şüyuu vukuundan beter ‘Türkiye’de yeni sermaye kontrolleri geliyor’ haberleri üzerine, ‘serbest piyasaya bağlıyız, kambiyo rejimimiz liberal’ mesajları verdi. Sanki Merkez Bankası’na talimatla faiz indirten, kuru tutmak için Merkez Bankası’nın ödünç rezervlerini arka kapıdan çaktırmadan sattıran, ihracat gelirlerinin yüzde 40’ını bozdurma zorunluluğu getiren; kamu kurumlarına telefon açtırarak, sopa göstererek firmaları döviz satmaya zorlayan, bankalardaki döviz mevduatlarını kur korumalı mevduata çevirmek için ilave karşılık getiren, daha yeni kira artışlarına tavan getiren, ekonomiyi dört başı mamur bir kumanda ekonomisine çevirip bu lafları körükleyen bu hükümet değilmiş gibi.
"20 ARALIK GECESİ İNCELENECEK"
Bir de açıklamayla ‘20 Aralık 2021 tecrübesini unutma’ diye vatandaşlarımıza aba altından sopa göstermişler. Ey Hazine ve Maliye Bakanlığı bürokratları, Nebati Bakan’ınızı neden kandırdınız? Neden, 20 Aralık gecesi size sorduğunda ‘Bir şey yapmadık’ dediniz? Adamı neden ‘lan, nasıl’ diye televizyonlarda konuşturdunuz. Sonunda Nebati Bakan’ın ışıl ışıl gözlerinin ferini kaçırttınız, konuşma yasağı koydurttunuz. Bak şimdi işler sizin başınıza kaldı. Gecenin bir vakti yazılı açıklama yapmak zorunda kalıyorsunuz. Kimse unutmasın; gelir gelmez bakacağımız ilk hususlardan biri, 20 Aralık gecesi yapılanlar olacak. Dünkü açıklamalarının sonuna da ‘Türkiye Modeli çerçevesinde bu akşamdan itibaren enflasyon ve döviz kuruna karşı yeni adımlar atacağı’ lafları eklemişler. Dolar kuru, bu duyurunun ardından 40 kuruş indi. Üç saat sonra da Bakanlık’tan beklenen açıklama geldi. Doları ve enflasyonu düşürecek müthiş tedbir, daha önce birçok hükümetin deneyip vazgeçtiği, üç ayda bir garantili getiri sağlayacak gelire endeksli iç borçlanma senedi çıktı. Bu kağıt hangi gelire endeksli? Yandaş müteahhitlere yaptırılan, onlara hem de döviz garantisiyle verilen geçilmeyen yolların ve köprülerin, uçulmayan havalimanlarının geliri olamaz. Devlet, bunlardan gelir elde etmek bir yana milyarlarca dolar garanti ödüyor. Eğer söz konusu olan kamu işletmelerinin geliri ise Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Kamu İşletmeleri Raporu’na göre BOTAŞ zararda, EÜAŞ zararda, Taş Kömürü Kurumu zararda, Devlet Demiryolları zararda, DHMİ, ÇAYKUR, TEDAŞ; pek çok kamu işletmesi zararda.
"NEBATİ, DAR GELİRLİLERİ BİLE İSTEYE EZDİKLERİNİ İTİRAF EDİYOR"
Sarayın Nebati Bakan’ı, büyüme için yüksek enflasyonu tercih ettiklerini, dar gelirlileri bile isteye ezdiklerini itiraf ediyor. Ama ben söyleyeyim; Nebati Bakan’ın sandığının aksine, enflasyon düşerse büyüme düşmez. 2001 krizinin ardından, benim de Hazine Müsteşarı olarak içinde bulunduğum ekonomi yönetimi, sadece bir yılda tüketici enflasyonunu yarıya, üretici enflasyonunu üçte bire indirmişti. Aynı dönemde, iki çeyrek içinde, ekonomide ibreyi küçülmeden büyümeye çevirdik. 2001’de yüzde 9,9 küçülen ekonomimizi 2002’de yüzde 11,2 büyütmeyi başardık. Biz biliyoruz ki Türkiye, üretime koşabileceği genç nüfusuyla, 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 1,5 milyar nüfusa, 58 ülkeye ve 21,5 trilyon dolarlık pazara erişim imkânı sağlayan olağanüstü konumuyla, dünyanın her köşesinde ter döken deneyimli ihracatçılarıyla, iş insanlarıyla potansiyeli çok büyük bir ülkedir. Özellikle pandemi sonrasında, kısalan tedarik zincirleri ülkemizin bu potansiyelini daha da artırmıştır. Ekonomimiz, doğru ilaca hızlı cevap verir. Güveni sağlayacak bir programla; yeni kurallar, yeni kurumlar ve yeni liyakatli kadrolarla çok kısa sürede ayağa kalkar. Biz, bunu yaşayarak gördük. Sürekli lastik patlatan, yama üstüne yama yapan beceriksiz şoförün elinde ekonomimiz hızla geriye kaymaktadır.
"SARAY YANAŞMALARI, YANDAŞ MÜTEAHHİTLERİ..."
Bugün Erdoğan şahsım hükümeti, milleti unutmuştur. Kendi genel başkanvekillerinin ifadesiyle ‘Musa’yım’ diye gelip firavunlaşmıştır. Saray yanaşmalarını, yandaş müteahhitleri, faiz lobilerini, dolar ve uyuşturucu baronlarını etrafında toplayan bir hükümet olmuştur. Erdoğan, 2011 yılında, 2023’te milli geliri 2 trilyon dolara çıkaracağını taahhüt etti. Milli gelirimiz bugün 800 milyar doların altında. Kişi başına geliri 2023’te 25 bin dolara çıkarmayı taahhüt etti. Bugün kişi başına gelir 10 bin doların altında. 500 milyar dolar ihracat taahhüt etti. Bugün yıllık ihracatımız 240 milyar dolar. Yarısı bile değil. İşsizliği yüzde 5’e indirmeyi taahhüt etti. Bugün tabelada yazan işsizlik yüzde 11,3. Gerçek işsizlik ise yüzde 21,7. Bunlar da TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla. Karşımızda, millete taahhüdünü yerine getiremeyen bir müflis siyasetçi vardır. Çıkmış, milletten bir kez daha oy istemeye kalkmaktadır.
"TIYNETİNE VE MEŞREBİNE VERİYORUZ"
Milleti işsizlik ile hayat pahalılığı arasında ezeceksin, sofralardaki ekmeği küçülteceksin, insanları kuyruklara mahkûm edeceksin; esnafı borca, faturalara ezdireceksin, çiftçiyi traktörüne mazot koyup tarlasına gidemez hale getireceksin, gençlerin umutlarını çalacaksın, ülkemizi Avrupa’nın açık hava sığınmacı kampına çevireceksin, milletine ‘çürük, sürtük’ diye küfredeceksin, sonra da çoktan kaybettiğin belli bir seçimde milletin oyuna talip olacaksın. Bu hale düşünce tabii ki adaylığını açıklarken edebi, adabı unutursun. Bu ülkede milyonlarca insanın oy verdiği Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanına yine ağız dolusu hakaretler eden sarayın kibir abidesine sözlerini aynen iade ediyoruz. Ettiği hakaretleri tıynetine ve meşrebine
veriyoruz.”
https://tele1.com.tr/erdogandan-surtuk-savunmasi-alacak-ahlak-dersimiz-yok-635683/