CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ortak açıklama yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin sorunlarını konuştuk. Güçlendirilmiş parlamenter sistemden söz ettik" dedi. Öte yandan Erdoğan'a canlı yayına çıkma çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu " Erdoğan, kendine güveniyorsa Z kuşağının önünde oturup tartışalım. Z kuşağına ben güveniyorum. Z kuşağının önünde oturalım, arzu ederse bunu A Haber'de yapalım. Beraber tartışırız, asla ama asla çekinmiyorum." dedi.

Erdoğan, benimle ilgili, benim SSK'nın başında olduğum dönemle bir müfettiş ordusu da görevlendirdi. Beş kuruş bulamadı. Görüşmede Kılıçdaroğlu’na, Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke eşlik etti. https://tele1.com.tr/erdoganin-bunlari-z-kusagina-anlatmamiz-lazim-aciklamasina-yurttaslardan-yanit-zkusagibilmez-316713/ Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin sorunlarını konuştuk. Ekonomiden, hukuktan, söylenen hukuk reformundan, dış politikadan, güçlendirilmiş parlamenter sistemden söz ettik" dedi. Kılıçdaroğlu, sözü daha sonra Babacan'a devretti.

Babacan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bizleri genel merkezlerinde ağırladıkları için teşekkür ediyorum. Kendileri bizim genel merkezimizi ziyaret etmişti. Ülkemizin pek çok sorununu da heyetlerimizle beraber görüştük. Türkiye'nin çok ciddi bir hukuk, ekonomi sorunu var. Bütün bunları karşılıklı olarak değerlendirdik. Bildiğiniz gibi bizim ve pek çok siyasi partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hazırlıkları var. Bizim hazırlığımız önemli bir aşamaya geldi. Fakat bu çalışmayı kamuoyu ile paylaşmadan önce bir mutabakat zemini oluşturmayı önemli görüyoruz. Böyle bir sürecin başlatılması ile ilgili görüş alışverişinde bulunduk.

"DİYALOG VE İSTİŞARE SÜRECİ BAŞLATTIK"

CHP'nin de önemli hazırlıkları var. Bundan sonraki süreçte ikili bazda heyetlerimizin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir diyalog ve istişare sürecinin başlatmasının iyi olacağı kararına vardık. Ülkemizde ciddi bir sistem sorunu ve yönetim zihniyeti sorunu var. Sistem değiştirme ile ilgili hazırlıklar son derece önemli. Böyle bir süreci de başlatmayla ilgili karar da aldık. Demokrasimiz için inşallah hayırlı olur. Mayıs ayından itibaren çalıştığımız 74 maddelik anayasa değişiklik teklifi var elimizde. Bunu bu şekliyle sadece siyasi partinin çalışması olarak ortaya koymanın metod olarak doğru olmayacağını düşündük. Bir vizyon belgesi çerçevesinde siyasi partilerle ve STK'lar ve meslek örgütleriyle görüşerek bir süreç işletmek istiyoruz.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

Bu çok önemli bir karar. Toplumun yüzde 58'i varolan sistemden memnun değil. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi istiyorlar. Bunu partiler olarak bir araya gelip konuşmak, belli bir uzlaşma kültürünü birleştirerek ortaya koymak önemli. Kısır tartışmalarla değil, aşmazları aşmak, Türkiye'yi önemli bir noktaya getirmek için bu çalışmalara ihtiyaç var. Sayın Genel Başkan ve arkadaşlarının görüşleri bizim için önemli. Belirli bir takvim yok. Yetkin arkadaşlar, akademik arkadaşlardan da yararlanacaklar. Salt kendimiz belirleyeceğiz ve kendimiz kamuoyuna sunacağız. Militan belirli bir düşünceyi savunan kişi demektir. Bizim bruada kastettiğimiz devletin tarafsızlığıdr. Eğer MEB müdür ivanın yaptığı logosunu kendi arka tarafındaki panoya kyup böyle bir fotoğraf veriyorsa böyle bir kişi devlet memuru olamaz. Onlar tarafsızdırlar. Eğer siz devlet memurlarını bir siyasi partinin elemanı haline getirirseniz onu militanlaştırırsınız. Bu konuda çok örnek var. Sayın Erdoğan'ın bütün valiler dava açsın demesi bütün valiler benim emrimdedir, ben talimat veriyorum hepiniz dava açın demektir. Bunun akılla mantıkla ilgisi var mıdır. Üzerinde durdduğumuz nokta bu. Devleti politize etmeisnler. Onlar gelen her yasaları hizmete vermekle yükümlüdür.

ERDOĞAN'A Z KUŞAĞI YANITI

Erdoğan, kendine güveniyorsa Z kuşağının önünde oturup tartışalım. Z kuşağına ben güveniyorum. Z kuşağının önünde oturalım, arzu ederse bunu A Haber'de yapalım. Beraber tartışırız, asla ama asla çekinmiyorum. Erdoğan, benimle ilgili, benim SSK'nın başında olduğum dönemle bir müfettiş ordusu da görevlendirdi. Beş kuruş bulamadı. Bulsaydı kıyameti koparırdı. Sosyal güvenlik kurumları ticari değildir, kendisi 19 yıldır yönetiyor niye açık çok daha fazla büyüdü. İkinci soru; Merkezi Bankası bir anonim şirketi, neden döviz rezervleri eksi 47 milyar dolar. Merkez Bankası'nı o mu batırdı? Hesabını verir mi? Tekrar soruyorum, eksi 47 milyar dolar rezerv haline getirdiği Merkez Bankası'nı batıran kişi kimdir? https://tele1.com.tr/diyanet-z-kusagini-fareye-benzetti-286547/

ERDOĞAN'A ERKEN SEÇİM YANITI Seçime karar verecek olan parlamento ve Sayın Erdoğan. Ne zaman arzu ederlerse seçime gidebiliriz. Ama biz yarın seçime gidecekmiş gibi çalışıyoruz.

Teröre her zaman karşı çıktık, çıkacağız. Çin'de Uygur Türklerine yapılanları doğru bulmuyoruz. Bir insan hakkı ihlali varsa, dünyanın nerede olduğu fark etmiyor o ihlallere karşı çıkmak zorundayız.

EGEMEN GÜÇLERE DAHİ VERECEK CEVABI YOKTUR

Devleti yönetmesini bilmeyen kişi kullandığı kelimelere dikkat etmeli.Bu ülkenin işsizlik sorunu var, konuşuyor mu bu sorunla ilgili? Konteynerlerde yemek toplayan var konuşuyor mu? Erdoğan'ın bunları konuşması lazım. İntihar edenler var iş bulamadıkları için. Soruyor mu acaba bu ülkede ne oluyor diye. Erdoğan'ın derdi ne? CHP. Çünkü CHP doğruları söylüyor. Erdoğan'a söylüyorum, bu ülkede bir çocuk yatağa aç giriyorsa, onun sözcüsü ben olacağım. Yoksul insanların sözcüsü ben olacağım. Kahvecilerin, sokakta simit satanların sözcüsü ben olacağım. Bu 5'li çetenin sözcüsüdür. Ben ise, fakirin fukaranın sözcüsü olacağım. İstediği şeyi söylesin bana ama korkmasın benden. Ben doğruları söylemeye devam edeceğim. SSK ile söylüyor di mi, korkmasın gelsin, kurmaylarını da alsın gelsin, konuşalım. Cesaretli olsun gelsin, çekinmiyorum verilmeyecek bir hesabım yoktur. Ama onun sadece bize değil, egemen güçlere dahi verilecek cevabı yoktur. Mal varlığı dolayısıyla egemen güçlerin yönlendirmesi altında olan bir kişi TC'yi doğru yönetemez. Ve milli güvenlik sorunu haline gelir.