CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis'teki bütçe konuşması gündeme damga vurdu. Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde 'beşli çete' olarak adlandırdığı grubun yatırımlarını kamulaştıracaklarını açıklayarak, "Bu soygun düzenine son vereceğiz. Beşli çetenin bizim torunlarımızı dahi sömürecek olan bütün bu yatırımlarını kamulaştıracağız ve alacağız" dedi. Kılıçdaroğlu'nun sert eleştirileri sonrası AKP sıralarında “aday ol aday” şeklinde sözler sarf edildi. Kılıçdaroğlu ise, "Benim aday olamayacağımı size kim söyledi?" diyerek Cumhurbaşkanlığı adaylığına yeşil ışık yaktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmeleri sırasında, "Biz yerli ve milliyiz diyorlar, yerli olduğunuzdan şüphem yok ama milli olduğunuz konusunda şüphelerim var. Bir ülkenin milli olduğu parasından anlaşılır, şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin bankalarında mevduatın yüzde 56,3’ü Amerikan doları ile. Bu nasıl bir millilik, nasıl bir politika ki ülkeyi bu hale getirdi. Türk Lirası’nı kim itibarsızlaştırdı, Türk lirasını kim bu hale getirdi" dedi.
Kılıçdaroğlu konuşmasında yatırım projelerinin dolar üzerinden yapılmasını, Londra'daki mahkemelere bağlanmasını ve hükümete yakın şirketlere verilmesini eleştirerek şunları söyledi:
“Benim aday olamayacağımı size kim söyledi. Kim söyledi? Ben ne istiyorum. Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamenter sistem istiyorum. Demokratik, halkçı parlamenter sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istiyorum. Ben tehdit edildiğim zaman mal varlığımla, ‘aramazsanız, incelemezseniz şerefsizsiniz’ diyen bir siyaset anlayışı istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum. Ben siyaseti, halkına ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım. Kimsenin hakkını hukukunu çiğnemedim. Her zaman ve her yerde adaletten yana oldum. Adaleti her yerde savundum. Hiçbir zaman benim mal varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım.”
https://tele1.com.tr/kilicdaroglundan-adaylik-sinyali-282528/
''BU NASIL BİR MİLLİLİK''
Kılıçdaroğlu, ''Geçen hafta burada bir araştırma önergesi tartışıldı. 128 milyar dolar kime satıldı diye. Dolar düşüktü o zaman, hayır dendi. Evde çocuklarınız sorarsa ne cevap vereceksiniz. 128 milyar dolar kimse satıldı. Emekli mi aldı, köylü mü aldı, kuaför mü aldı. Kim aldı bu parayı, bu soru havada. Milli iradenin tecelligahı olan kurum bunu araştırmayın, malı götürene de dokumayın dediği zaman bu kurumun saygınlığına da gölge düşer. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına saygı duymanız. Geçmişte Merkez Bankası’nda başkanlık yapan saygıdeğer bir milletvekilimiz, 35 yıldır merkez bankasında çalıştım ve eksik rezervle karşılaşmadım dedi. – 47 milyar dolar merkez bankasında nasıl açıldı. Bunu biz ve torunlarımız ödeyecek. Bu kurum neyi araştıracak. O zaman arkadaşlar, kanaryalar ne kadar yaşar diye önerge verin, belki arkadaşlar buna evet. Biz yerli ve milliyiz diyorlar, yerli olduğunuzdan şüphem yok ama milli olduğunuz konusunda şüphelerim var. Bir ülkenin milli olduğu parasından anlaşılır, şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin bankalarında mevduatın yüzde 56,3’ü Amerikan doları ile. Bu nasıl bir millilik, nasıl bir politika ki ülkeyi bu hale getirdi. Türk Lirası’nı kim itibarsızlaştırdı, Türk lirasını kim bu hale getirdi'' dedi.
''VATANDAŞLARI TOPLAYIP KAFALARINA ÇAY ATTINIZ''
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin mitinglerinde halka çay dağıttığı ve sosyal mesafenin korunmadığı görüntüleri hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Hangi gerekçeyle vatandaşları toplayıp kafalarına çay attınız?" diye sordu.
''156 ÜLKEYE YARDIM YAPTIK DİYORLAR, 5 MASKEYİ DAĞITMAK İÇİN AYLARCA KENDİ ARASINDA TARTIŞTI''
Kılıçdaroğlu, ''156 ülkeye yardım yaptık diyorlar, iktidar 5 maskeyi dağıtmak için aylarca kendi arasında tartıştı. Sonra biz dağıtalım dedik, CHP’li belediyeleri engellemeye kalktılar. Korona virüs ile uğraşacaklarına CHP’li belediyelerle uğraştılar. Vicdan sahibi bir Allah’ın kulu çıkıp da bunlar yanlıştır dedi mi. Aşevlerinin hesabına el koymayın, insanlar oradan yemek yiyor diyemediniz. Ben bu bütçeden hesap sormayacağım, benim bildiği m bütçe Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanır, daha sonra konunun yetkilileri ve basın tarafından oturulup konuşulur. Böyle bir toplantı oldu mu? Maliye Bakanı kim Allah aşkına. Maliye Bakanı neden açıklama yapmıyor. Bakın değerli arkadaşlar, işçiye, çiftçiye ne getiriyor bu bütçe? Bu bütçe faiz bütçesidir, bu bütçe haramzadelerin bütçesidir. İnanarak söylüyorum bu bütçe haramzadelere hizmet bütçesidir'' dedi.
''YÜRÜTME ORGANI ANAYASAYA UYMUYOR''
''Orta vadeli mali plan zamanında yayınlandı mı? Yayınlanmadı. Hangi güç engel oldu. Yasağın gereğini bile yerine getirmediler. Bütçenin ekleri, bütçe meclise geldikten sonra verildi. Kim engel oluyor size'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Yani hizmet var da biz mi engel oluyoruz. Zamanında yayınlanmasın diye biz mi engel olduk. Kendi vicdanınız bu olayı sorgulamak zorundasınız, tarihin size yüklediği bir sorumluluk var. Meclis’te benim kurşun askerlerim var diyorlar, ne dersek ellerini kaldırırlar. İnşallah öyle değildir. Sayın Oktay şöyle bir cümle ile başladı, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üyelerinin soru önergelerine 15 gün içerisinde cevap verilmesi gerekiyor mu? Bırakın 1,5 5 yıldır cevap verilmeyen soru önergeleri var. Niye itiraz ediyorsunuz, çünkü siz soru önergesi vermiyorsunuz. Sizin şunu söylemeniz gerekiyor, neden 15 gün içerisinde milletvekillerinin soru önergelerine cevap verilmiyor diye. Yürütme organı anayasaya uymuyor. Siz kalkıp da parlamentonun saygınlığına gölge düşüren bir yürütme organını kabul ediyorsunuz, biz bunu kabul etmiyoruz. Plan bütçe komisyonu kanun çıkardı. Bunlar milli iradeyi takmıyorlar'' ifadelerini kullandı.
"1 LİRAYA DA SATABİLİRLERDİ"
"Borsa İstanbul da bunun içinde, Türkiye Varlık Fonu'nun içinde. Yüzde 10'unu Katarlılara sattılar. Sorduk kaça sattınız diye, 200 milyon dolara… Niye 200 milyon dolara? Borsa İstanbul'un kârlılık oranı ne? Yüzde 52. Yüzde 52 kârlı yani on beş yirmi ay sonra çıkaracak parayı. Böyle ballı bir satış olur mu? Gene iyi satmış, 1 liraya da satabilirdi çünkü tek yetkili var ve İhale Kanunu'na tabi değil. Katar'ın Emiri -nesi oluyor, Katar'ın kralı mı oluyor- nasıl bedava uçak verdiyse o da Borsa İstanbul'un yüzde 10'unu bedava verebilirdi, hiçbir engel yok. Nasıl bir düzen oluşturduğunuzun farkında mısınız siz?"
''BİR KİŞİNİN 5 MAAŞ ALMASINI VİCDANINIZ KABUL EDİYOR MU?''
''Çiftçinin geçinebileceği mallarda el koydunuz. Esnaf, çiftçi bu durumda, çöplerden kağıt toplayan vatandaşlar var. Ama onların bazıları ve bazı adamları, bir maaş değil, iki maaş değil, üç değil, beş maaş alıyorlar'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Bu kadar işsizlik varken bir kişinin 5 maaş almasını vicdanınız kabul ediyor mu? Ahlak, vicdan kabul eder mi bunu? Tank Palet fabrikası bu ülkenin namusudur. Dünyanın hangi ülkesi Tank Palet fabrikasını başkasına teslim etmiştir. 128 milyar dolar kimlere sattınız diye soruyoruz. 1 dolar bile olsa bu memleketin namusu var orada. Bu ülkenin sırları var orada. Ethem Sancak’ın hangi tank yapma işi var bana söyler misiniz? Tank Palet’in Katarlı yatırımcılara satışı gibi bir şey söz konusu değil diyor Erdoğan, doğruya doğru. Bir kuruş bile alınmadı, bedavaya verildi orası. Özelleştirmedik diyor, kendi imzaladığını okumamış belli ki'' ifadelerini kullandı.
"BEŞ KURUŞ ÇIKMAYACAKTI"
Kamu-özel iş birliği projeleri... Ya arkadaşlar, sizin Saygıdeğer Genel Başkanınız çıkıp milletin önüne bir değil, yüz değil, binlerce kez "Ey Kılıçdaroğlu, buradan, buradan, milletin cebinden beş kuruş para çıkmayacak." demedi mi? Dedi. E şimdi bakın bütçeye, milletin cebinden milyarlar çıkıyor. Bana söyler misiniz -bir genel başkan konuşurken veriye dayanması lazım, bilgiye dayanması lazım- neden böyle bir laf etti?
Ama sorun şurada: Aklını kiraya verenler gerçekleri göremezler. Bir daha söylüyorum: Aklını kiraya verenler gerçekleri göremezler.
"BEŞLİ ÇETENİN YATIRIMLARINI KAMULAŞTIRACAĞIZ"
Borç verdiniz, borç... Sonra da gırtlağına bineceksiniz, "Borcunu ver" diye. Ama buradan, bu kürsüden bütün vatandaşlarıma sesleniyorum: Allah'ın izniyle iktidar olacağız. Allah'ın izniyle, göreceksiniz, bu soygun düzenine son vereceğiz. Beşli çetenin bizim torunlarımızı dahi sömürecek olan bütün bu yatırımlarını kamulaştıracağız ve alacağız.
"KATARLI FİRMAYA SADCE BİR SEFERDE 90 MİLYON DOLAR İNDİRİM YAPTINIZ"
Bakın, binlerce esnafa 1 kuruş para vermediniz, 1 kuruş para; bir Katarlı firmaya sadece bir seferde 90 milyon dolar indirim yaptınız, 90 milyon dolar! Ya, Allah aşkına, bir vicdan sorgulaması yapmayacak mısınız? 90 milyon dolar ya! Bir kişiye veriyorsunuz, vermesi gereken bir kişiye veriyorsunuz. Anlaşma var, vermesi gerekiyor; "Vermeyeceğim" diyor. Sadece bu mu? Hayır. Bir şey daha yaptılar. Dolar üzerindendi ya, ona da "Katar firması, yemezler, dolar artıyor, nereye gidecek belli değil, bunu Türk lirasına çevirin ve sabitleyin." dedi. Yaptılar. 5,80 üzerinden sabitlediler ve Türk lirasına çevirdiler. Bana söyler misiniz Allah aşkına ya, Allah aşkına bana söyler misiniz ya? Bir firmaya bunu yaptırıyorsunuz, işçiye "Sana ayda 1.168 lira para vereceğim, günde 39 lira, krallar gibi yaşa." diyorsunuz. Bu mudur adalet ya? Bu mudur insanlık ya? Bu mudur vicdan, nedir Allah aşkına?
''SAĞLIKÇILAR 24 SAAT ÇALIŞTILAR''
"Sağlıkçılar 24 saat çalıştılar. Çocuklarını bile görmediler. Sağlıkçıların başarısını hep beraber alkışladık. Sağlıkçıların önüne hastaları gönderen kimdi? Önlemi almayan kimdi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yanlış, eksik bilgileri veren kimdir?'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Saygın bir devlet vatandaşlarına yalan söylemez. Hangi gerekçeyle vatandaşları toplayıp kafalarına çay attınız? Doktorların başarısını kendinize mal etmeyiniz. Sağlıkçıların tamamı devlet memurudur. Yapmamız gereken bütün sağlıkçıları alkışlamaktır. Birer aylık ikramiye vermediniz. Önlemi almayan kim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına eksik ve yanlış bilgiler veren kimdi. Bir devlet, saygın bir devlet vatandaşına yalan söylemez. Doğru bilgiler vermedeniz, Türk Tabipler Birliği ölümlerin daha fazla olduğunu söyledi. Hangi noktaya geldik, salgını önlemek için önlem alması gereken siyaset kurumudur. Siyaset kurumu serbest bıraktı, sağlık kurumu gerekeni önlemi aldı. Hangi gerekçe ile mitingler düzenlediniz, hangi gerekçe ile salgın bu boyutlara ulaştı. Bana birisinin, bir Allah’ın kulunun söylemesi lazım. Doktorların sağlık çalışanlarının başarısını kendinize mal etmeyin. Biz onlara dedik ki, sağlıkçıların tamamı AKP’li değildir, ancak yapmamız gereken tüm sağlıkçıları alkışlamaktır. Yoğun bakım hemşiresinin geçen ay hesabına yatan para 7 lira. Yoğun bakım hemşireleri ile konuşun, hesaplarına ne kadar para yattığını sorun. Dünyada en kötü yönetilen dördüncü ülkeyiz. Siyaset kurumu önlem aldı da biz karşı mı çıktı. Salgın çıktığında 1-2 ay iktidarı eleştirmedik, yapılması gerekenleri söyledik. Çünkü sorun parti sorunu değildi. Şu soruyu hükümete sordunuz mu, korona virüste hükümetin sağlık politikası neydi? Hangi strateji uyguladılar? Biz yol da gösterdik. Eğer sorunları öğrenmek istiyorsanız, ekonomik ve sosyal konseyi toplayın ve sorunları yaşayanları dinleyin dedik'' dedi.