Oğuz Aksaç, "Bugün bize pir geldi" deyişi üzerinden kendisine gelen eleştirilere yanıt verdi. Oğuz Aksaç, yapılan yorumları "gericilik" olarak değerlendirdi.

Oğuz Aksaç tarafından geçen günlerde caz müziği stili ile seslendirilen "Bugün bize pir geldi" YouTube'da paylaşıldı. Aksaç'ın paylaşımına Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı ve Garip Dede Cemevi Dedesi Celal Fırat'tan tepki geldi.

ALEVİLERDEN TEPKİ

Fırat Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Deyişlerimiz sazla söylenir ve kutsaldır. İnsanların müzikal kariyerleri için birer deneme tahtası değildir. Oğuz Aksaç aykırı olmak adına değerlerimizi deneyemez ve yozlaştıramaz. Kendisi Alevi toplumundan derhal özür dilemelidir." Okmeydanı Cemevi Dedesi Eren Yıldırım ise Facebook hesabından "Kıta aralarında dahil edilen caz müziğinin farklı seslerinin aykırı olması bir yana, telli kuran bağlamadan kopunca, sözler o kadar anlamsızlaşmış ki post-modern göz için dahi gereksiz hale gelmiş bence. Yeniliklere pozitif bakan biri olarak söylemeliyim ki bazı şeyler özellikle inançsal anlamda ki bazı değerler orijinali olarak kalmalı. Mürekkebe su katarsanız pek bozulmaz ama suya mürekkep katarsanız suyu berbat eder.. Umut ediyorum ki Oğuz Aksaç da yaptığı hatanın farkına varacaktır" ifadelerini kullandı. Eleştirilerin ardından Oğuz Aksaç'tan yanıt geldi. Aksaç şu ifadeleri Independent Türkçe'nin haberine göre Aksaç, "Sanki sadece kendileri Aleviymiş gibi. Ben de Alevi bir aileden geliyorum" dedi. Aksaç şu ifadeleri kullandı: "Bu bir semah değil bir beste. Bu semah dönülen bir eser değildir. Eğer bu eseri siyahi bir abimiz ya da bir Kızılderili ya da bir Flamenko amcamız söyleseydi bunlar kalkıp ayakta alkışlarlardı. Biz söylediğimiz için bu kadar sorun oluyor. Yani Aşık Veysel'in köyüne gittiğinizde 'Aşık Veysel'in evi neresi?' diye sorduğunuzda 'Ha körün evi mi? Aha şura' derlerdi. Dünyanın kabul ettiği bir adamı, oraya gittiğiniz zaman öyle tanımlarlar. Kendi yerinde değersizdir o. "

"BU KÜLTÜRÜN SÖZÜ YOKSA..."

"Biz dünyanın herhangi bir yerindeki bir acının, bir insanın, bir biçimin, bir kültürün sesini, dokusunu hayatı algılayışını, yansıtışını kendi kültürümüzün içerisinde bir yere oturtabiliyorsak, dokundurabiliyorsak, bu kültürü başka bir hayatla, başka bir kültürle, birbirine dokunan ve yaşayan hale getirebiliyorsak buradan bir dünyaya söylenecek bir sözü vardır bu kültürün. Bu kültürün eğer dünyaya söyleyecek bir sözü yoksa çok yakında yok olur gider anlamına geliyor."

"İLERİCİ BİR DEĞER ÇIKMAZ"

"Bu kültünün söyleyecek bir sözü olmalı. Bu, şu sözü söyleyebilmek için de başka kültürlerin, başka hayatların, başka biçimlerin ruhuna dokuna dokuna yaşamın, başka feryatlarına, başka acılarına, başka hikayelerine kulak vere vere yürümesi gerekiyor. Eğer bunu reddediyorlarsa oradan o kurumlardan bir daha artık ilerici bir değer çıkmaz." https://tele1.com.tr/macoglundan-proje-isteyen-akpli-baskan-aleviler-hak-hukuk-biliyor-urfada-tutmaz-581698/

"GERİCİLİK"

"Şu an bahsettikleri şey tam bir gericiliktir. Bu gericiliğin hiçbir yerinde durmam. 'Özür dilesin' deniyor. Ben senden neden özür dileyeceğim? Milyonlar beni takip etsin demiyorum. Bunu anlayacak 300 kişi bana yeter. Hayatın birçok alanına dokunabilen, yenileme isteği duyan, o heyecanı, kıpırtıyı duyan insanlara ulaşmak istiyorum. Böyle 300 insana ulaşırsam 'yaptığım bu eser benim için yeterlidir' derim. Hatta başka bir şey iddia edeyim: Şimdi Fazıl Say gibi vesaire ustalarımızdan 4'ü bu eseri doğru düzgün bir şekilde tanımlasın bu eleştiriyi yapanların çoğu ağız değiştirirler."

"DEDELERİMİZİN ELİNDE SADECE BAĞLAMALARI VARDI"

"Eskiden caz armonisi vardı da dedeler bağlama dışında enstrüman edindi de çalmadılar mı acaba? Dedeler armoni bilmiyorlardı. Dedelerimizin ellerinde bir tek bağlamaları vardı. O bağlamayla müzik yaptılar. Eğer dedelerimize gençlik yıllarından itibaren tutup da enstrüman çalma, armoni eğitimi, birinin eline bas gitarı diğerine elektro gitar verselerdi bu müzik mi çıkacaktı acaba. Senin bulunduğun topraklardaki ve dedelerin elindeki tek enstrüman bağlama olduğu için o müzik çıkıyor ortaya. Yani sen bas gitarı verdin de armoni mi yapmadı Alevi dedeleri? Öyle bir laf söylüyorlar ki ipe sapa gelir tarafı yok. Bağlama olmadan, bağlama melodisi üzerinden yürümeden olmaz diye bakıyorlar olaya. Orada bir edebi güç var. Anadolu müziği özellikle Alevi kültürünün deyişlerin, eserlerin yapıldığı müzikal form aslında edebi bir güçtür. Müzik onun eşitlik etme aracıdır. Bunu öğretmek lazım bu insanlara."