Cumhuriyet Halk Partisi 25 ve 26. dönem Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm'ün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu eleştirdiği, Deniz Gezmiş’in şahsında suçu ve suçluyu övdüğü iddiasıyla yargılandığı davada 16 Aralık Pazartesi günü karar çıktı.
Balıkesir 4. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada mahkeme heyeti, Deniz Gezmiş’in şahsında suçu ve suçluyu övdüğü ve Devlet Bahçeli'yi eleştirdiği gerekçesi ile açılan davalardan beraat verdi.Mehmet Tüm'ün Devlet Bahçeli'ye dair sarf ettiği sözlerin siyasi bir eleştiri olduğuna hükmederek beraat kararı veren mahkeme Mehmet Tüm'ün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik eleştirilerin ağır olduğu yargısına vararak 354 gün karşılığı olarak 10.650 lira para cezasına dönüştürülmesine karar verdi.
Mehmet Tüm mahkeme çıkışı kendisine destek olmak için bekleyen kalabalığa yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
"Bu bir tarihsel davaydı. Bu davayla tarihe not düşülmüştür. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesini övmek suç sayılmamıştır. İlginçtir ve doğrudur ki bir mahkemenin idam kararını 2019’da bir başka mahkeme bozmuştur. Dün çekinmeden söylediğimizi bugün haykırarak tekrarlıyoruz: “Deniz Gezmiş, bu ülkenin bağımsızlığı için, demokratik bir Türkiye için emperyalizme karşı idam sehpasına gitti. O bir kahramandır, o bir devrimcidir, o bir sosyalisttir.”Yaşasın Hukuk, Yaşasın Denizler, Yaşasın Denizlerin Mücadelesi
Duruşmada Devlet Bahçeli’ye hakaretten de yargılandım. Bahçeli, Deniz Gezmiş’i kastederek “Terörist” ifadesinde bulunmuştu. Bende Bahçeli’yi eleştirmiştim. Mahkeme bugün yaptığımızın siyasal bir eleştiri olduğuna kanaat getirmiştir. Hakaret suçu işlemediğimize inanmıştır. Yargı, aldığı kararla siyasileri tahammüle davet etmiştir. Bundan dolayı, adil davranan yargı mensuplarına teşekkür ediyorum.
İçişleri Bakanına yönelik olarak, milletvekiliyken, partimin kongresinde, partililerime yönelik olarak yaptığım konuşmada sarfettiğim görüşlerim ve eleştirilerimden dolayı bugün cezalandırıldım. Bu durum hep konuşulan yargıya güven konusunu zarara uğratmıştır. Çağdaş bir demokraside, demokrasinin ve siyasal yaşamın garantisi sayılan eleştiri hakkı, maalesef ülkemizde suç olarak algılanmıştır. Gelecek nesiller bugünün mahkeme tutanaklarına baktığında siyasetin yargıyı nasıl ağına aldığını görecektir. Araştırmacılar için bu dava mahkemeleri boş yere oyalamak, etki altına almak ve yönlendirmekten başka bir anlam taşımayacaktır.
Bu davanın kazananı Süleyman Soylu olarak görülebilir, lakin kaybedeni demokrasidir, insan haklarıdır, siyasettir ve de çağdaş hukuktur. Bu kararı bir üst mahkemeye taşıyarak adalet arayışına devam edeceğim. "