Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras yazılı açıklamada bulunarak; artan enflasyon ve yapılan asgari ücret zammına dair değerlendirmelerde bulundu. Açlık sınırının 11 bin 954 TL'ye yükseldiği vurgulanan açıklamasında Aras, "Krizi derinleştiren bir iktidar hayat pahalılığına çözüm olamaz" dedi.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras son açıklanan asgari ücret zamlarına dair değerlendirmelerde bulundu. "%34 zam cebe girmeden eridi" başlıklı açıklamada, siyasal iktidarın izlemiş olduğu yanlış politikalar sonucu ekonominin her geçen gün daha kötüye gittiği vurgulandı. "AKP iktidarı siyaset kurnazlığı yapmaktadır" denilen açıklamada asgari ücretin gerçekleştirilen yüzde 34 zam ile 11 bin 402 TL'ye yükseltildiği hatırlatarak, "Açıklanan yeni asgari ücret, seçimden önce vaat edilen '500 dolar' hedefine ulaşamadığı gibi açıklandığı gün 482 dolara karşılık gelen yeni asgari ücret, cebe girmeden 37 dolar erimiştir. Merkez Bankası’nın dün aldığı faiz artırımı kararı ile birlikte döviz piyasası da sert biçimde yükselmiştir. Bugün dolar kuru 25,60 TL dolaylarında seyretmektedir. Bu kurla dolar bazındaki asgari ücret de 445 dolara gerilemiş durumda. 37 dolarlık kaybın TL bazındaki karşılığı ise 947 TL’ye denk gelmektedir" ifadeleri kullanıldı. https://tele1.com.tr/birlesik-kamu-is-asgari-ucret-icin-rakam-verdi-860854/

" 'İŞÇİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ' SÖZÜNÜN ANLAMI KALMAMIŞTIR"

Enflasyonun çalışanların sırtına yüklediği yükün vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Enflasyonun ücretler ve hayat pahalılığı üzerindeki olumsuz etkileri azaltılmadan ücretlere hangi oranda zam yapılırsa yapılsın kısa süre içinde etkisini yitirmesi kaçınılmazdır. Enflasyonun kontrolden çıktığı ve hayat pahalılığının giderek arttığı koşullarda sürekli tekrarlanan ‘İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ sözünün hiçbir anlamı kalmamıştır. Aileleriyle birlikte milyonlarca emekçinin üç kuruşluk gelirleri, döviz kurundaki yükseliş, enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle son yılların en yüksek erimesini yaşamaktadır. Ücretlerdeki erime o kadar fazla ki, iki yıldır asgari ücrete 6 ayda bir zam yapmak zorunda kalınmıştır ancak bu da yeterli olmamaktadır"

"DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 11 BİN 954 TL"

Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 31 bin 185 liraya, açlık sınırının ise 11 bin 954 liraya yükseldiği kaydedilen açıklamada, "Anne, baba ve iki çocuktan ibaret olan 4 kişilik 'çekirdek işçi ailesi'inin insanca yaşayacağı asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde olması gerekmektedir. Ancak anne ve babanın çalışması bile aileyi yoksulluktan kurtarmak için yetmiyor çocuklardan birisinin de asgari ücretle çalışması gerekmektedir" denildi. "Kamu emekçilerin de asgari ücretlilerin de maaşı dolar, avro ve altın yükselişi karşısında yok olmuştur" denilirken açıklama, "Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak diyoruz ki; krizi derinleştiren, ekonomik-mali açmazları büyüten, uzun vadeli kalkınma planlamayan, kamucu politikaları terk eden, istihdamı, işsizliği öncelemeyen, sağlam ve sürdürülebilir kamu hizmeti sunmaya bir iktidar hayat pahalılığına çözüm olamaz" ifadeleriyle son buldu. Açıklamanın tamamı şu şekilde: "Siyasal iktidarın izlemiş olduğu yanlış politikalar nedeniyle finans piyasası her geçen gün daha da kötüye gitmektedir. Ülkede dolar, euro ve altın baş döndürücü şekilde yükselmektedir. Bu durum asgari ücretliyi, emekli ve kamu emekçilerini yoksulluğa ve açlığa mahkum etmektedir. AKP iktidarı siyaset kurnazlığı yapmaktadır. Hiperenflasyonun yaşandığı ortamda yüzde 34 zam ile asgari ücreti 11 bin 402 TL (482 dolar) olarak açıklanmıştı. Açıklanan yeni asgari ücret, seçimden önce vaat edilen “500 dolar” hedefine ulaşamadığı gibi açıklandığı gün 482 dolara karşılık gelen yeni asgari ücret, cebe girmeden 37 dolar erimiştir. Merkez Bankası’nın dün aldığı faiz artırımı kararı ile birlikte döviz piyasası da sert biçimde yükselmiştir. Bugün dolar kuru 25,60 TL dolaylarında seyretmektedir. Bu kurla dolar bazındaki asgari ücret de 445 dolara gerilemiş durumda. 37 dolarlık kaybın TL bazındaki karşılığı ise 947 TL’ye denk gelmektedir. Enflasyonun ücretler ve hayat pahalılığı üzerindeki olumsuz etkileri azaltılmadan ücretlere hangi oranda zam yapılırsa yapılsın kısa süre içinde etkisini yitirmesi kaçınılmazdır. Enflasyonun kontrolden çıktığı ve hayat pahalılığının giderek arttığı koşullarda sürekli tekrarlanan ‘İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ sözünün hiçbir anlamı kalmamıştır. Aileleriyle birlikte milyonlarca emekçinin üç kuruşluk gelirleri, döviz kurundaki yükseliş, enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle son yılların en yüksek erimesini yaşamaktadır. Ücretlerdeki erime o kadar fazla ki, iki yıldır asgari ücrete 6 ayda bir zam yapmak zorunda kalmıştır ancak buda yeterli olmamaktadır. Konfederasyonumuzun yaptığı Haziran ayı araştırmasına göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 31 bin 185 liraya açlık sınırı ise 11 bin 954 liraya yükselmiştir. Anne, baba ve iki çocuktan ibaret olan 4 kişilik “çekirdek işçi ailes’inin insanca yaşayacağı asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde olması gerekmektedir. Ancak anne ve babanın çalışması bile aileyi yoksulluktan kurtarmak için yetmiyor çocuklardan birisinin de asgari ücretle çalışması gerekmektedir. İktidar, patronlar ve sendikal bürokrasi asgari ücrete yüzde 34 zam yapıldığını öne sürmüşler ve asgari ücrete yüksek oranda zam artışı propagandasını yapmaktaydılar ancak dolar karşısında anlamsız kalmıştır. Önümüzdeki aylar içerisinde asgari ücretin satın alma gücünün nasıl azaldığını hep birlikte göreceğiz. TÜİK enflasyonu bilerek ve isteyerek, iktidarın kendisinden beklediği gibi düşük tutmaktadır. Bu şekilde memura yapılan zamları TÜİK enflasyonuna bağlayan iktidar “halkı enflasyona ezdirmiyoruz” propagandası yapmaktadır. Ancak TÜİK rakamları gerçekçi değildir iktidar hayat pahalılığına çözüm olamaz. Kamu emekçilerin de asgari ücretlilerin de maaşı dolar, avro ve altın yükselişi karşısında yok olmuştur. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak diyoruz ki; krizi derinleştiren, ekonomik-mali açmazları büyüten, uzun vadeli kalkınma planlamayan, kamucu politikaları terk eden, istihdamı, işsizliği öncelemeyen, sağlam ve sürdürülebilir kamu hizmeti sunmaya bir iktidar hayat pahalılığına çözüm olamaz"