İstanbul'da Kübra Boyraz isimli genç kadının güzellik merkezinde yaptırdığı dolgu sonrası hayatını kaybetmesi, estetik operasyonları nedeniyle yaşanan ağır mağduriyetleri de gündeme getirdi. Estetik mağdurlardan biri olan 36 yaşındaki C.K., 30 kilo verdikten sonra vücudunu daha estetik hale getirmek isterken tam anlamıyla kabus yaşadı. 1.5 yılda 6 ameliyat geçiren "Ameliyat sonrası ne oturmak, ne yatmak mümkün" diyen genç kadın, sağ göğsünün göbeğine değecek kadar aşağı düştüğünü, bacak germe ameliyatında cinsel organının bir kısmının bacağına yapışık hale geldiğini, kalçasının pantolon giyemeyecek kadar orantısız şekle dönüştüğünü söyledi.
Operasyonlarını yapan operatör doktor K.Z. hakkında avukatı aracılığıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan C.K., aynı zamanda 300 bin liralık tazminat davası açtı. C.K., estetik yaptırmak isteyen kadınlara ise "Çok araştırsınlar, seçtikleri doktora ameliyat olanlarla birebir konuşsunlar, sosyal medyadaki övgülere inanmasınlar, onlar hikaye. Parası düşük diye bakmasınlar, doktorun tecrübesi çok önemli" uyarılarında bulundu.
"KILCAL DAMARLARIMA ZARAR VERDİ, YARAM KAPANMADI"
Toplam 20 bin 500 lira ödediği estetik operasyonları nedeniyle hem ağır sağlık sorunları yaşadığını, hem de vücuduna bakamaz hale geldiğini söyleyen C.K. 1.5 yıllık acı dolu estetik mağduriyetini şöyle anlattı:
"30 kilo kadar verdim, daha güzel görünmek, kendimle barışık olmak için estetik operasyon yaptırmak istedim. İlk olarak 2018 yılı Ağustos ayında karın germe ameliyatı oldum, sorun çıkmadı. Üzerinden 7 ay geçtikten sonra üç ayrı ameliyat daha olmak için anlaştım. İlk olarak kalça germe ameliyatı olmaya karar verdim. Doktorla yeniden iletişime geçtiğimde, bu ameliyatı da yapabildiğini, başarılı olacağını söyledi. Bu şekilde ikna oldum. 2019'un şubat ayında kalça germe ameliyatı oldum. Bu ameliyat da kılcal damarlarıma zarar vererek, kalçamda kuyruk sokumumda açık yara oluşmasına neden oldu. Bunun geçici olduğunu, her hastasında böyle durumlarla karşılaştığını söyleyerek palavra attı. Üstelik doktorun bilgisizliği yüzünden yaram kapanmadı. Çünkü bana pomat verdi, bunu kullanmamı istedi. Yara iyice açıldı, daha ıslak olmaya başladı. Yaram iyileşmeyince cildiye doktoruna gittim, açık yaraya pomat sürülmeyeceğini, kılcal damarlarıma zarar verdiğini söyledi. Merhem şeklinde ilaç kullanılması gerekirmiş. Doktora yeniden başvurunca geçeceğini düzelteceğini söyledi."
"GÖĞSÜM KABURGAMA BASKI YAPAR HALE GELDİ"
İkinci ve üçüncü ameliyatlarında çok daha ağır sorunlar yaşadığını belirten C.K., "İkinci olarak göğüs dikleştirme ve protez ameliyatı için mart ayında ameliyat olacaktım. Sağ göğsümü hem göğüs kat çizgimden, hem karın bölgemden kesti. Göğsüm diğer göğsümden 5 santim aşağıda kaldı. Göğsüm kaburgama ve mideme baskı yapıyor. İç çamaşırı kullandığımda sürekli ağrı yapıyor. Bunun da geçici olduğunu, ödem oluşmasının normal olduğunu söyledi ve yine oyaladı. Üç ameliyat için de anlaştığım için son olarak bacak germe ameliyatımı da ona yaptırmak zorundaydım. Nisan ayında uyluk germe ameliyatı oldum. Bu ameliyat sırasında çıkan deriden, 2 ay boyunca kapanmayan yarama deri graftı yaptı, benden onay almadan. Estetik amaçla, daha güzel görünmek için yaptırdığım ameliyat sonrası kalçamda koskoca bir yuvarlak oluştu. Estetik nedenlerle gelmiş bir hastaya nasıl deri graftı yaparsınız." dedi.
"YAŞANACAK GİBİ DEĞİLDİ BENİM İÇİN"
Doktor K.Z.'nin her defasında kendinden çok emin gördüğünü ve bu nedenle güvenini sağladığını belirten C.K., "Hep üstünkörü konuşuyor, tam olarak bilgi vermiyor. Örneğin deri graftı yapacağını ve benim nasıl sorunlar yaşayacağımı anlatmıyor. Deri graftı da tutmadı çok fazla zarar verdi. 6 ay boyunca kaşıntı, şişme, kabarma ve yara yeniden açıldı. Sorunlar sorunlar. Dayanamaz hale geldim. Yaşanacak gibi değildi benim için. Kalça germe ameliyatımda da içine deri koymuştu." dedi. Bacak germe ameliyatında cinsel organının bir kısmının bacağıma yapışık hale geldiğini, iç çamaşırımın dışında kaldığını söyleyen C.K., "Göğüs biri aşağıda biri yukarda, biri küçük biri büyük ve kaburgama yaptığı baskıyla sürekli ağrıyor. Ne yatmak, ne oturmak mümkün. Sürekli ayakta yaşayacak halim yok." diye konuştu.
"SANKİ BANA EZİYET ETMEK İSTER GİBİYDİ"
Yaşadığı acılara daha fazla dayanamadığını ve doktor K.Z.'yle yeniden iletişime geçtiğini söyleyen C.K., bundan sonra üç ayrı ameliyat daha geçirdiğini, bu ameliyatların da durumunu düzeltmediğini, daha kötüye götürdüğünü belirterek şunları anlattı:
"Ama ona sorduğunuzda 'Normal, geçici bir durum' diyor. Hem göğsüm, hem deri graftının ağrısı, pantolon giyince yukarı çekemiyordum. 2019 temmuz ayında tekrar ameliyata aldı. Ama ameliyattan sonra düzelen hiçbir şey olmadı. Deri graftı aldı ama bunu baştan da yapabilirdi sanki bana eziyet etmek ister gibiydi. Sadece o yarayı kapattı ama, düzeltmek için yaptığı ameliyatlarda sürekli kalçamın kaba etlerinden kesti. Sözde bacak germe yapmaya çalışıyor. Ben artık oturduğumda kemik üzerine oturuyormuş gibi hissediyorum. Aynı zamanda kadınsal sorunlar yaşıyorum, özel günlerimde dışarı çıkamıyorum Cinsel organ bölgemin bir kısmı bacağıma doğru gerilmiş halde, iç çamaşırımın dışına çıkıyor."
"ADLİ TIP İNCELEMESİ İSTİYORUM"
Son olarak 2020 yılında göğsünün sürekli kaburgasına baskı yapması nedeniyle artık hiç oturamaz hale geldiği için tekrar doktorla iletişime geçtiğini söyleyen C.K., "Mayıs ayında düzeltebilirim' diyerek yeniden ameliyata aldı. Rapora ise, sadece 'sağ göğüsten memnuniyetsizlik ve içindeki protezin bir santim yukarı alınması' yazdı. Ama aslında göğüs silikonum göbeğime kadar düşecek haldeydi. Bu nedenle savcılıktan Adli Tıp incelemesi talebim var. Cinsel organ bölgemi daha çok keserek iyice küçülttü. Bu aşamadan sonra savcılığa suç duyurusunda bulundum. Çok kötü durumdayım bu kadar acı, maddi manevi sıkıntıdan sonra yeniden ameliyat olmak zorundayım. Başka türlü yaşanacak gibi bir durumda değilim." şeklinde konuştu.
"KENDİME BAKAMIYORUM"
Eskiden daha özgüveni yüksek bir insan olduğunu, şimdiyse kendine bakamaz hale geldiğini söyleyen C.K., "O kadar acı çektim, maddi manevi zarara uğradım. Sonunda bu görüntüde bu durumda olmak çok üzüyor beni. Üstelik bu ameliyatlar için 20 bin 500 lira para harcadım" dedi. Doktorun ise hala yaptığı işten çok memnun olduğunu, sanki hiç sorun yokmuş gibi davrandığını söyleyen C.K., "Tüm bunlara rağmen 'Mahkemeye verin isterseniz, cezam varsa çekmeye hazırım. Emin olmasam mahkemeye verin der miyim' dedi. Ben de kendisine, 'Evet dersiniz, hiç düzelmeyeceğini bile bile beni 3 kez ameliyata almışsınız, bunu da dersiniz' dedim. Hala kendinden emin 'Bana bir şey olmaz diyor" ifadelerini kullandı.
"SORUŞTURMALAR HIZLI YÜRÜMEZSE MAĞDUR SAYISI ARTIYOR"
C.K.'nın avukatı Melda Merve Çakır ise doktor K.Z. hakkındaki suç duyurusunu, "Adam yaralama" suçlamasıyla yaptıklarını belirterek, bu olaylarda hem savcılıkların ve hem de Sağlık Bakanlığı'nın daha hızlı davranması gerektiğini ifade etti. Çakır, "Soruşturmaların ve disiplin incelemesinin uzun sürmesi hem mağduriyetlerin boyutunu, hem de yeni mağdurlar ortaya çıkmasına neden oluyor" dedi. Estetik mağduriyeti yaşayanların yasal haklarını sonuna kadar kullanması gerektiğini belirten Çakır, yasaların mağdurların yanında olduğunu, hukuk mücadelesinden mutlaka sonuç alındığını ifade etti.
DOKTOR K.Z.: "BU KOMPLİKASYONLAR OLABİLECEK ŞEYLER"
Suçlamalarla ilgili konuşan Dr. K.Z. ise şöyle söyledi:
"Hasta estetik müdahale için geldi ameliyatı gerçekleştirdik. Komplikasyonlar oluştu evet, bunlar sadece onda olmuyor, ilk değil son da olmayacak. Komplikasyonlar nedeniyle gerekli müdahaleyi yaptık, bunun için herhangi bir ücret de talep etmedik. Bu hastayı Adli Tabip görse 'Elinize sağlık doktor bey' der. Bu komplikasyonlar olabilecek şeyler, olmasa daha iyi ama olmuş. Gerekli müdahaleyi yaptık. Bunu bile suçumuzun kabulü olarak algılamışlar. Ne diyeyim Allah'ından bulsun. Bu olaylarda hep doktora yükleniliyor. Ben 15 yıldır uzman hekim olarak çalışıyorum hiçbir davam olmadı bugüne kadar" dedi.
Dr. K.Z'nin hakkında açılan tazminat davası için mahkemeye verdiği dilekçede de ameliyatları genel tıbbi uygulamalara uygun olarak usulünce yaptığını, komplikasyon ve risklere ilişkin aydınlatmanın detaylarıyla yapıldığını söylediği öğrenildi. Dr. K.Z., gelişen komplikasyonlarla ilgili takip ve tedavi yönteminin de yerinde ve genel tıbbi uygulamalara, literatüre uygun olarak yaptığını savunarak, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesini talep etti.