Bartın maden faciasında bilirkişi heyetinin incelemelerine eşlik eden Bartın Barosu Başkanı Ferhat Parlatır, "Bizim genel olarak izlenimimiz ve tespitlerimiz burada olayın bir ihmal olduğudur. Patlamadan sonra herhangi bir şekilde gaz ölçüm cihazlarının sıfırlandığı doğrudur" dedi. 

Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu'na bağlı maden ocağında 14 Ekim'de patlama meydana geldi. Faciada 41 madenci yaşamını yitirirken 11 kişi de yaralandı. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 6 savcının yürüttüğü soruşturma sürerken, maden, elektrik, jeoloji, jeofizik ve makine mühendisleri ile A sınıfı iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti oluşturuldu. 7 kişilik bilirkişi heyeti, madencilerin avukatları, Bartın Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Kaynak ve Bartın Baro Başkanı Ferhat Parlatır eşliğinde facianın yaşandığı maden sahasında incelemelere başladı. https://tele1.com.tr/bartin-maden-cinayetinde-kayip-6-dakika-araliksiz-olcum-yapilamadi-720768/ Soruşturma aşamasında el konulan maden sahası ve binadaki görüntü ve ses kayıtları ile yer altındaki işçilerin konuşmasını kaydeden cihazların Emniyet Müdürlüğü’nde incelenmesine başlandı. Karakutu olarak da adlandırılan gaz ölçümlerini, hava akış oranını, ses ve görüntü kayıtlarını barındıran bilgisayarların ilerleyen aşamada savcılık tarafından görevlendirilen bilirkişilerce raporlanacağı öğrenildi. Genel Maden İşçileri Sendikası yetkililerinden alınan bilgiye göre bu kayıtların açılması için herhangi kriminal bir işleme gerek olmadığı bildirildi.

‘BİZİM İZLENİMİZ İHMAL OLDUĞUDUR’

Heyette bulunan Bartın Baro Başkanı Avukat Ferhat Parlatır, açıklamada bulundu. Parlatır, "Maden faciamıza ilişkin yaklaşık 6,5 saat süren keşfimize Bartın Cumhuriyet Başsavcısının bizzat katılımıyla 3 savcı, yönetim kurulu üyesi ve avukat arkadaşlarla burada bulunup tamamladık. Daha önceden dijital materyallere el konmuştu. Bugün yapılan keşifte gerek idari personel gerekse teçhizatlar yönünden bilirkişiler yerinde inceleme yapmış bulunmaktadır. Madende hala can güvenliği sağlanamadığı için madenin içine giriş mümkün olmamıştır. Bizim genel olarak izlenimimiz ve tespitlerimiz burada olayın bir ihmal olduğu ve yakın bir zamanda bilirkişilerin ön raporları doğrultusunda sorumluların tespit edilip adalet önünde hesap vereceklerini düşünmekteyiz.” dedi. Savcılığın şu aşamada görüş bildirmesinin mümkün olmadığını söyleyen Parlatır, "Avukat arkadaşlarla kendi içimizde yaptığımız tespitler ve gözlemlere dayalı olarak birtakım bulgulara ulaştık. Fakat soruşturmanın sıhhati açısından kamuoyu ile paylaşılması mümkün değildir. Çok yakın bir zamanda sorumluların, şüphelilerin tespit edilip yargı önünde hesap vereceğinden buradan sizlerle paylaşabiliriz.” diye konuştu.

"GAZ ÖLÇÜM CİHAZLARININ SIFIRLANDIĞI DOĞRUDUR"

İşletme ve müessese müdürlerinin kendilerine işleyiş hakkında bilgi verdiğini belirten Parlatır, şöyle konuştu: "Sensörlerin gaz akışı ve patlamadan dolayı kendiliğinden otomatik devre dışı kaldığını söylemekteler. O konuyu da bilirkişiler teknik raporlarında detaylı bir şekilde belirtecektir. Patlamadan sonra herhangi bir şekilde gaz ölçüm cihazlarının sıfırlandığı doğrudur. Şöyle bir detay var; kişilerin veya kamuoyunun bildiği nokta haricinde maden ocaklarındaki teknolojik verilerin hepsi birlikte değerlendirilip buna göre kusurun ortaya çıkacağını belirtebilirim. Sadece sensör değil, birtakım teknik verilerin, hatta telsiz kayıtların hepsinin birden değerlendirilip ona göre sonuca çıkabileceğini paylaşmak istiyorum."

‘DELİLLERİN KARARTILMASI DÜŞÜNCESİ YANLIŞ’

Delillerin karartılması düşüncesinin yanlış bir düşünce olduğunu düşündüğünü ifade eden Parlatır, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sensörler sağlıklı bir şekilde gaz ölçümünün yapılamadığı belirtildiği için maden ocağına girilemedi. Ancak maden ocağına girilememesi, delilleri karartılması gibi bir düşünce oluşamaz. En başından beri şehit olan madencilerimizin bile üzerindeki GPRS ile nerede olduğu bulunan ve bilinen bir nokta olduğu için madene girilememesi soruşturmanın sıhhati bakımından herhangi bir şekilde yanlış anlaşılacak nokta değildir. Delillerin karartılması düşüncesinin yanlış bir düşünce olduğunu düşünmekteyim. Önemli olan dijital materyaller üzerinde bilirkişi incelemesiydi, bugün sahada bilirkişi incelemesi yapıldı. Ön rapor sonucunda da burada ihmal olduğunu düşündüğümüz için soruşturmanın tamamlanıp kamu davası açılacağını düşünmekteyiz.”

‘ŞÜPHELİLERİN İFADESİNİN ALINIP İŞLEMLERİN YAPILMASINI ÖNERİYORUZ’

Mağdur ailelerin avukatlarından Mürsel Önder ise "Bugün farklı meslek disiplinlerinden 7 kişilik bilirkişi heyeti vardı. Bugün idari binada, haritalar üzerinde, gaz izleme ve ölçüm sensörleriyle ilgili geçmiş ve güncel incelemeler yapıldı. Madene inecektik fakat güvenli olmadığı için inilemedi. Keşif işlemlerine son verildi. Mağdur ailelerin avukatları olarak çok ciddi sorumluluklar, alt düzeydeki yöneticilerden, Amasra Taşkömürü İşletmesi Müessesesi, TTK’nın yönetici kadroları ve Enerji Bakanlığı’nın çeşitli yönetim kademelerindeki kişilerin sorumluluklarının, ihmallerinin olduğunu ayrıca kasta varan davranışların olduğunu düşünüyoruz. Şu an itibariyle ifadesi alınmış bir şüpheli yok. Gözaltına alınmış veya tutuklanmış olan kimse yok. Bir an önce savcılığın sorumluluğu olduğu düşünülen herkesin buradan el çektirilerek kendileriyle ilgili olarak tutuklama tedbiri başta olmak üzere tüm tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Acılı ailelerin yaşadıkları trajediyi, sıkıntıyı bu işlemlerin yapılmamış olması her geçen gün artırmaktadır. O anlamda da bugün sonlandırılmış keşifler sonrasında savcılıktan şüphelilerin ifadesinin alınıp gerekli işlemlerin yapılmasını öneriyor ve bekliyoruz. Mağdur ailelerin avukatı olarak sonuna kadar takipçisi olacağız. Sorumlu olan herkesten hesabı sorulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız.” dedi.