TİP'li Barış Atay, Hatay'da partisinin oluşturduğu afet koordinasyon merkezindeki gönüllülere yaptığı konuşmada, "Tarihin en kötü basiretsizlik örneğini burada yaşadık biz. Bundan ötesi kötü niyet, bir halkı öldürmeye çalışmak" dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP)  Milletvekili Barış Atay, Hatay'da partisinin gönüllüleri ve yurttaşlar ile toplantı gerçekleştirdi. Atay, konuşmasında gözyaşlarına hakim olamadı. Doğup büyüdüğü şehrin neredeyse tamamen yok olduğunu ve bir daha 'Hatay' denilen bir yer bile olmayacağını dile getirdi. Atay, yardımların çok geç geldiğini de belirterek, "Bundan ötesi kötü niyet, bir halkı öldürmeye çalışmak" dedi. Atay, özetle şunları dile getirdi: "Burada olan arkadaşlarımızı başka alanlara kaydırmak zorundayız. Başka ihtiyaçlar var. Nedir; önümüzde ciddi anlamda salgın tehlikesi var. Bundan sonra isteyeceğimiz malzemelerde bunlar üzerine olacak. Barınma sorunu, çadıra ihtiyacımız var. Bizim seyyar tuvalete ihtiyacımız var. Bizim hijyen malzemelerine ihtiyacımız var. Kişisel temizlik malzemelerine ihtiyacımız var. Artık hiltiye, matkaba daha fazla ihtiyacımız yok. Keşke olsaydı ama yok.

"ÖTESİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞMAK"

Tarihin en kötü basiretsizlik örneğini burada yaşadık biz. Bundan ötesi kötü niyet, bir halkı öldürmeye çalışmak. Biz beceriksizlikten öldük diye kabul edelim. Burada çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız o da şu; içeride sadece artık biz bize olabiliyoruz. Halka yardım etmemiz lazım. Çıkardığımızı yemeği onlara dağıtmaya başlamamız lazım. Şu an kendimizi doyurabiliyoruz. Buradaki malzemeyi onlara ulaştırmamız lazım. Arama kurtarma yapamıyoruz, iş yok diye düşünmeyin. Burada her işe 5-10 kişi lazım ama çadır sıkıntımız var. Burada kalmayı planlayanlar varsa çadırlarını paylaşmak zorundalar. Bir kişi kalıyorsanız, iki kişi kalmalısınız. Alan açmak zorundayız. Sağlıkçı arkadaşlarımız günlerdir uyuyacak yer bulamadılar. İçerdeki yaşlı ve çocuklu yurttaşlarımızı bir yere yerleştirdikten sonra onlara burada kalacak yer ayarlamamız lazım. Malzemelerimiz artık dışarıda durmaya başladı. Dağıtılacak malzemeleri kapalı bir yerde muhafaza etmemiz lazım. Bakın çok şanslıydık ki birinci günden sonra yağmur yağmadı şu ana kadar. Antakya'da yağmur yağmaya başladığı zaman günlerce kesilmez. Biz çok şahidiyiz. Yarın itibariyle yağmur geliyor. O yüzden yavaş yavaş, tahliye etme gücümüz elbetteki bizim sınırlı. Gelen araçlar boş giderken mümkün olduğu kadar insanımızı buradan şehir ışına çıkarmaya çalışıyoruz.

 "LÜTFEN KOORDİNASYON DIŞINDA KARAR VERMEYİN"

Gitmenin kötü hissettirdiğini biliyorum ben 'asla terk edemem burayı' diyorum ama bunun fiili olarak mümkünatı yok. Hepimiz canız arkadaşlar, bir yerde çöker kalırız. Hepimizin yüzüne bakıyorum. Herkes uykusuz, herkes aç, açıkta. O yüzden bir rotasyona ihtiyacımız var. Sizden ricam bakın burada koordinasyonu sağlamaya çalışan partili yada partisiz dostlarımız var. Lütfen bu koordinasyona yardımcı olun. Lütfen koordinasyon dışında kendi başınıza karar vermemeye çalışın. Bu yardımcı olmaktan çok bir yerden sonra kaotik bir ortam yaratmaya başlıyor. Biz aynı zamanda sizin durumunuz için de endişelenmek durumunda kalıyoruz. Bakın iki gün önce kurtarma çalışmasına buradan herhangi bir bilgi dahilinde giden 3 arkadaşımız artçı sarsıntıda enkazın altında kalıyordu. Yapmayın, ne olursunuz yapmayın.

 "HAYATIMIZI GEÇİRDİĞİMİZ ŞEHİR ARTIK YOK"

Çok yara aldık. Belki bu şehri bir daha göremeyeceğiz. Kendi aramızda konuşurken hayatımızı geçirdiğimiz şehrin artık var olmadığını biliyoruz. Yine de ayakta kalacağız, başka insanlar aynı şeyleri yaşamasınlar diye. Ben kaç gündür düşünüyorum parti bünyesinde profesyonel bir arama kurtarma kurabilir miyiz diye. Belki de bir çoğunuz gün gelecek o ekibin bir parçası olacak. Belki de ileride gerçekten bu afetlerden çıkmanın çok daha az zararla çıkmanın yolunu bulacağız. Bu bizim için bir kilometre taşı, bizim için bir başlangıç olsun."