MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Sinan Ateş davası öncesi son grup toplantısında konuşan Bahçeli, "Davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatamayız" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli partililerine yaptığı açıklamalarda Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateşin adını anmadan cinayetle ilgili görülecek dava hakkında konuştu. Bahçeli, "Davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatamayız" dedi. Bahçeli, davaya parti avukatlarının dışında hiçbir MHP'linin katılmayacağını da açıkladı.
BAHÇELİ ZOR YÜRÜDÜ OTURARAK KONUŞTU
Toplantıya geç gelen Bahçeli'nin grup toplantısını oturarak yapması ve önündeki kağıttan okuyarak konuşması dikkat çekti. Bahçeli'nin toplantı salonuna girerken yürümekte zorlandığı görüldü.
https://tele1.com.tr/bahceli-yine-kayyuma-sahip-cikti-1078611/
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
"Değerli vekil arkadaşlarım, muhterem misafirler, sayın basın mensupları, Gazi Meclisimiz çalışmalarına yeniden başlamıştır. Toplantımızın başında heyetinizi hürmet ile selamlıyorum. Bizleri takip eden vatandaşlarımızı yürekten selamlıyorum.
1 Temmuz'dan sonra Meclis tatile girene kadar değerli vekillerimiz çalışmalarını aktif olarak iştirak edecekler geri kalan zamanlarını seçim bölgelerinde geçirecektir. Sizlerden ricam vatandaşların nabzını tutmanız ve siyasi politikalarımızı vatandaşa anlatmanızdır. Milletimiz ne istiyorsa onu söyleyeceğiz. Mütemadi varlığımızın kaynağı Türk milletidir. Her zaman olduğu gibi çalışmayı bir ibadet gibi telakki edeceğiz. Önce ülkem ve milletim demekten vazgeçmeyeceğiz."
DİYARBAKIR VE MARDİNDEKİ YANGINLAR
"20 Haziran günü Diyarbakır Çınar ile Mardin arasında çıkan yangınlarında zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyor vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Mağduriyet yaşayanlara devletimizin eli uzanacaktır. MHP olarak sürecin takipçisi olacağız. Dayanışma ile yardımlaşma ile her zorluğun aşılacağına inanıyoruz. Yangının nedenleri kuşkusuz tespit edilecektir. Anız yangınını bahane ederek nefretlerini dışa vuran kim ve kimler varsa Türkiye muhalifidir. Diyarbakır barosunun açıklamasında Kürt kökenli kardeşlerimize nefret içerikli ifadede bulunanlara suç duyurusunda bulunulduğu açıklanmıştır. Hiçbir Türk vatandaşı böyle bir komplonun yanında yöresinde yer alamaz. Kara kampanyanın müfteri ifadelerin failleri bu milletin evladı görülemez. Baronun sipariş açıklaması hangi emelleri amaçladığı gözden uzak tutulamaz. Bin yıllık kardeşliğimizi hedef alan provokatörler bellidir. Bugüne kadar ağaçların nasıl yakıldığını ve bunların müsebbiplerinin kimler olduğunu duymayan yoktur. Puslu havalarda girdikleri deliklerden ortaya çıkarak rant devşirmenin hevesine kapılanların yakasından tutmak ahlak ve adaletin var oluş gayesidir. Taciz ve istismarlar herkes bilmeli ki sonuçsuz kalmaya mahkumdur."
"TÜRKİYEMİZ MİLLİ GÜÇ UNSURLARINI TETİKTE TUTMA DURUMUNDADIR"
"Dünya baş döndüren gelişmelerin, akılları bulandıran hadiselerin, iftira tefrit arasında gidip gelen, ihtiraslı münasebetlerin çekimi arasındadır. 3. dünya savaşı ile ilgili alarm zilleri çalanlara yenileri eklenmekte. Sırbistan cumhurbaşkanı ileri giderek dünyada 3-4 ay içinde büyük çatışma yaşanacağını söylemiştir. İngiliz dergi de son sayısında savaş manşetlerini atmıştır. Yeni bir dünya savaşı riski telaffuz edilmekte. Uluslararası anlaşmazlıklar, restleşmeler, hesaplaşmalar artmakta. Türkiyemiz milli güç unsurlarını tetikte tutma durumundadır. Dünya savaşının hangi sonuçlara yol açtığı idrak etmek mümkündür."
"FIRTINALAR KOPMAKTADIR"
Azılı katil savaştan vazgeçmeye hazır olunmadığından ancak Hamas'la kısmi anlaşmadan bahsediyor. Savaşın Orta Doğu'ya sıçrama riski irtifa kazanıyor. Lübnan'ın 2. Gazze olmasına karşı dünya uyarılıyor. İsrail'in Lübnan sınırına yığınak yapması, Hizbullah'ın füzeli saldırıları tansiyonu artırıyor. ABD'nin uzaktan seyretmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Kızıldeniz'de bulunan bir ABD uçak gemisinin Akdeniz'e doğru yola çıkması, savaş ve silah baronlarının iştahını kabartmaktadır. Türkiye'nin bulunduğu geniş coğrafyada fırtınalar kopmaktadır. Tayvan meselesinden dolayı ABD ile Çin arasında gerilime neden olan Hint-Pasifik kaynamaktadır.
Irak ve Suriye üzerinde oyun oynanmaktadır. Balkanlar ve Anadolu kuşatmak altındadır. ABD haydi neyse İran'ın PKK'ya drone ve füze sevkiyatı iddiaları gündeme yansımaktadır. Doğu ve Kuzey Afrika bunalım kapanındadır. Doğu Avrupa ülkeleri huzursuz ve sancılıdır. Rusya Devlet Başkanı Putin, Çin'den sonra Kuzey Kore'ye gitmiş, anlaşmaları imzalamıştır. Putin'in NATO'nun Asya-Pasifik'e odağını kaydırdığını ve buna karşı mücadele edeceklerini söylemesi tedirginliği tırmandırmaktadır.
"İSTANBUL'U İKİNCİ VATİKAN'A DÖNÜŞTÜRMEYE HİÇ KİSMENİN GÜCÜ YETMEZ"
Ukrayna Barış Zirvesi'nde Türkiye'nin egemenlik hukuku, Lozan Anlaşması'nın ilgili hükümleri yok sayılmıştır. Fener Rum Patriği'nin sınırları bellidir. İdari açıdan Fatih Kaymakamlığı'na bağlı olmakla birlikte seçilmiş patrik de Türk vatandaşıdır. Türkiye sınırları içinde Konstantinopolis diye bir şehir yoktur. Ekümenik unvanının hukukiliği, meşruluğu yoktur. Aksi iddiada bulunanların alayı Bizans sevdalısıdır. İstanbul'u 2. Vatikan'a dönüştürmeye hiç kimsenin gücü yetmez.
"CUMHUR İTTİFAKI YOLUNA DEVAM EDECEK"
"Bir yanda bölgemizi yakıp yıkan diğer yanda dünyayı kasıp kavuran yüksek gerilimli ve çatışma mihraklı sarsıcı gelişmelerin ülkemize siyasi ve toplumsal bünyemize doğrudan doğruya tesir ettiğini değerlendiriyoruz. Kaostan nemalanan, kamplaşma ve kutuplaşmadan faydalanan mayası bozuk çevrelerin şu günlerde bir hayli faal olduklarını görüyoruz. Türkiye'nin milli ve manevi direncini kırmak, yapay krizler üretmek suretiyle iç huzur ve istikrar ortamını zedelemek amacıyla alçakların en alçağı bir kampanya devamlı ilerleyiş kaydetmektedir. Riyakar demokratlar, şaibeli devrimciler, yalancı hürriyetperverler, yozlaşmış elitler, kriz sever siyasetçiler, karanlık odaklar, dış bağlantılı maşalar partimizin, ittifakımızın ve ülkemizin aleyhine psikolojik harp tekniklerine başvuran kansızlar geceli gündüzlü operasyon yürütmektedir. Cumhur İttifakı, Türk milletinin ruh köküdür ve kararlılıkla yoluna devam edecektir."
"CHP'NİN BAŞKANI DA KALE DUVARLARIMIZI TAŞA TUTUYOR"
"Ona buna pabuç bıraksaydık, kurşunlara, bombalara, cani hesaplara düğme ilikleyip saklansaydık sorarım sizlere, şehitlerimize ne diyecektik? Birbirimizin yüzüne nasıl bakacaktık? Bazı televizyon kanalları, satılmış köşe yazarları MHP ile yatıp MHP ile kalkıyorlar. Bunlara siyaseten her türlü desteği verip sözcülüğüne talip olan CHP'nin başkanı da kale duvarlarımızı taşa tutuyor. Bu şahsın o iki kişi diyerek sistematik suçlayıp saldırdığı değerli arkadaşlarım, benim ülküdaşlarımdır ve partimizin saygın isimleridir. CHP Genel Başkanı bizim iki arkadaşımıza değil, sağında solunda yuvalanan Türkiye düşmanlarına baksa daha tutarlı, daha dengeli davranış içinde olacaktır. Bizim tek bir ülküdaşımız bile bunların alayına yetecektir.
CHP'nin normalleşme maskeli sahtekar politikası anormalleşmeden başka bir şey değildir. Bizi Türkiye İttifakı denen harabeye davet etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Kurnaza bakar mısınız? Cumhur İttifakı'na karşı başlattığı yarma harekatını takdim etmek için olmadık metodları devreye sokuyor. CHP'nin normalleşmesi, PKK'nın normal görülmesidir."
"DAVAMIZI YARGILATAMAYIZ"
"1 Temmuz'da başlayacak malum cinayet davası ile partimizi ilişkilendirmek için tek ayak üstünde 40 yalan söylerler. Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, sağda solda neler konuşulduğunu çok iyi biliyoruz. Davamızı 3-5 çapulcunun keyfine göre yargılatamayız. Ortalıkta gezen kuklaların başlarının tahrikiyle MHP'yi ve Ülkü Ocakları'nı sorgulatamayız. Bizi sindirmeye çalıştıklarını görmedik mi sanılıyor? MHP ile aşık atılamaz. 1 Temmuz'daki davaya sadece avukatlarımız katılacak, bunun dışında kimse ortalıkta bulunmayacaktır. Kim ne biliyorsa mahkemeye sunsun da hepsinin ense tıraşını görelim. Milliyetçi Hareket Partisi ile Ülkü Ocakları'nı en küçük bağı ve bağlantısı olmayan bir cinayetle irtibatlandırıp suçlayanlara bu can bu bedende olduğu müddetçe hakkımı helal etmeyeceğim ya da bu dünyada ya da mahşerde hepsiyle tek tek hesaplaşacağım."