MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır" dedi.
Ülke genelindeki gıda artışı fiyatlarını değerlendiren Bahçeli, Yumurta, et, süt, peynir fiyatlarının artışından, vicdani olmayan zamlı ürün satışlarından samimi olarak sızlananlara hak veriyor, bir şey demiyorum. Fırsatçıların peşine gidiliyor. Vatandaşın kesesine göz diken yağmacılardan da hesap soruluyor. Destekliyoruz, sonuna kadar gidilmesini istiyoruz. Fakat vatandaşlarımızın çabasını istismar edip, pireyi deve yapanlara da terörün acıklı maliyetini hatırlatmak görevimizdir. Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yaklaşık 2,5 aylık aradan sonra TBMM'nin çalışmaya başlamasından memnuniyet duyduğunu, yeni yasama yılının, başta egemenliğin sahibi Türk milletine, milletvekillerine ve parti gruplarına hayırlı olmasını diledi.
Bahçeli, ABD Temsilciler Meclisi'nin Ülkü Ocakları için "terör örgütü" değerlendirmesini yapmasını eleştirdi. Bahçeli konuyla ilgili, "Ülkücülerin varlığından bu kadar mı korkuyorsunuz? Ben Ülkü Ocaklarında yetişmiş bir Genel Başkan olmaktan gurur duyuyorum. Dünyaya bin kez daha gelsem yine Ülkü Ocakları'na giderdim" dedi.
Bahçeli "Sorunların ve zihni kurcalayan soruların varlığına işaret ettiğinin de farkındayız. Bizim her soruya verecek cevabımız, çözüm önerilerimiz vardır. Her zaman milletimizin emrine amadedir. Taşıdığımız sorumlulukların fevkinde hareket etmeye kararlıyız. Taviz çukuruna devrilmeden, yolumuza ve tarihi yolculuğumuza şevkle devam edeceğiz. İradesi sıra dağlar gibi duranlardanız. MHP, Türk milletinin sesidir. Türkiye'nin beka siperidir. MHP, Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye'nin muazzam sinerjisidir." dedi.
Bahçeli'nin konuşmasından satır başları şöyle:
Sorunların ve zihni kurcalayan soruların varlığına işaret ettiğinin de farkındayız. Bizim her soruya verecek cevabımız, çözüm önerilerimiz vardır. Her zaman milletimizin emrine amadedir. Taşıdığımız sorumlulukların fevkinde hareket etmeye kararlıyız. Taviz çukuruna devrilmeden, yolumuza ve tarihi yolculuğumuza şevkle devam edeceğiz. İradesi sıra dağlar gibi duranlardanız. MHP, Türk milletinin sesidir. Türkiye'nin beka siperidir. MHP, Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye'nin muazzam sinerjisidir.
TBMM'nin yeni yasama yılında Cumhur İttifakı olarak Türkiye'ye sağlayacağımız ve kazandıracağımız pek çok yasal düzenleme, insanımızı huzur, refah ve esenliğe kavuşturacak pek çok sayıda adım ve kararımız olacaktır. Eylül ayı ile birlikte sahadaki çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Siyasi faaliyetlerimizi ülkemizin her köşesine temas edecek şekilde planladık. Afyonkarahisar'da başlayan istişare toplantılarımız 9 ayrı bölgeye yayılmış ve çok başarılı sonuçlar ortaya çıkmıştır.
MHP yaparsa en iyisini yapar. Davamızın haklarını layıkıyla savunacağız. Vatan ve millet sevdasının bayraktarı olacağız. Başarmanın sınırı, mücadelenin sonu yoktur.
Covid-19 salgının tehlike saçmasını, küresel ve bölgesel çatışmaların artan ölçeği, ekonomik gerilimlerin yaygınlık kazanması, siyasi ve diplomatik kutuplaşmaların sertliği aslında bakarsanız iyimserliği bir hayli gölgelemektedir. İnsanlığı kapanına sıkıştıran meseleler günbegün artmıştır. İnsani felaketlerin, göç krizlerinin, göçmen akımlarının, paylaşım kavgalarının, etnik ve mezhep rekabetlerinin, çok kutuplu dünyaya geçiş sancılarının neden olduğu kargaşayı donma noktasına taşımaktadır.
Ekonomi ve Barış Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2020 yılında küresel ölçekte vasat bulan şiddet ve silahlı çatışmaların maliyeti 15 trilyon dolara ulaşmıştır. Kanlı çatışmalara giden büyük parasal meblalar açlık ve yoksullukla mücadeleye adansaydı dünya daha adil, daha yaşanabilir hale gelebilirdi. Küresel kuruluşlar, yardım örgütleri kaos mimarisini zayıflatmakta hem yetersiz hem de acizdir. BM, beş ülkenin tekeline girerek, onların baskı ve dozajı yüksek yayılmacı politikalarına kılıf hazırlamakla meşguldür. Gelir dağılımındaki uçurumlar, servet birikimindeki astronomik farklılıklar, barış, huzur ve güvenlik damarlarını tıkamaktadır.
Başta Rusya olmak üzere aynı kıtayı paylaştığımız ülkelerle de ters düştüğümüz konu başlıkları, sorun alanları vardır. Hükümet, takip ettiği çok yönlü ve aktif diplomasi ile farklı dönemlerde farklı çıkarları çatışan taraflarla aynı masaya oturabilme, Türkiye'nin haklarını savunabilme dinamizmine sahiptir.
ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ
İdlib merkezli yeni bir göç dalgasının sınırlarımıza yığılmasına mani olabilmek için bahse konu çözüm ikliminin yeşermesi şarttır. Türkiye, ikinci Afganistan olarak tarif edilen İdlib'te radikal unsurlarının ayrıştırma sürecini 2 yıl önce başlatmıştır. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın ve Kremlin Sözcüsü'nün farklı tarihlerde Türkiye'nin taahhütlerine uymadığını iddia etmesi gerçek dışıdır. Üstelik saptırmadır. Soçi Zirvesi İdlib'in çok ötesine geçerek bütüncül bir perspektife bürünmüş, karşılıklı anlayış ön plana çıkmıştır. Suriye konusu kağıda dökülmüş, defalarca mutabakat sağlanmış bir durumdur. Birincisi İdlib, ikincisi 5 Mart 2021 mutabakatı ve üçüncüsü PKK/YPG ile Rusya ilişkisidir.
ABD İLE S-400 KRİZİ
ABD yönetimi ise Rusya'da silah ve askeri malzeme alan ülkelere yaptırımları devreye sokmaktadır. ABD yaptırım kartını masaya çıkardı diye devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğimizi bekleyenler, aldığımız füze ve hava sistemini depolarda çürümeye terk edilmesini tavsiye edenler ya işbirlikçi ya da iradesizlerdir. Türkiye olarak neyi, ne zaman, nasıl alacağımızın ihtiyaç duyulan hesabını yalnızca Türk milletine vereceğimizi bilmesinde yarar vardır. Yaptırım var diye Türkiye Cumhuriyeti'nin şeref ve haysiyetini kimseye çiğnetmeyiz. Kimseye bu fırsatı vermeyiz.
ABD silah almayın diye ülkemize yaptırım gözdağı verirken, Suriye'nin kuzeydoğusunda ne işler çevirdiğini itiraf edecek dürüstlüğe sahip midir? PKK/YPG'ye bedelsiz silah veriyor da , bizim aldığımız silahlar mı gözüne batıyor. Hainlere mübah olan Türkiye'ye gelince ne hakla haram sayılıyor.
'TÜRKİYE'DE KÜRT SORUNU YOKTUR'
Zillet İttifakı'nın ana ortaklarını ikaz ediyorum. Sözde Kürt sorununu tartışmak demek, milleti tartışmak demektir. Milletin tartışılması, devleti tartışmaya açmakla eş anlamlıdır. Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimi gören CHP, İP vardır. Köşesiz köşe yazarları, satılmış aydınlar vardır. Türk milleti kardeştir, büyük bir ailedir.
HDP meşru organ değil, terörizmin gayrimeşru oluşumudur. HDP'yi meşru görmek Kılıçdaroğlu'nu bölücülüğün ve terörün vagonu yapacaktır. Meşruluğun değerlendirmesinde yegane ölçü Anayasa'nın çizdiği hukuki ve siyasi çerçevedir.
Siyasi partilerin eylemleri, devletin bağımsızlığına aykırı olamaz. Anayasa'nın ilk 4 maddesi milli varlığımızın kilidi, zırhı, zihniyetidir. Buna aykırı hareket edilmesi, Anayasal yaptırımlar uygulanması gereken anayasa suçudur. Milli iradenin tecelli ettiği yegane merci TBMM'dir. TBMM, ihanetin çözüm kaynağı, bölünmenin çözüm adresi görülemez.
Terörle mücadele çok ağır bedeller ödenmiştir. 1984-2020 yılları arasında asker, polis, korucularımızdan 8 bin 123 kişi şehit olmuştur. Yaralananlar ise 25 bine yaklaşmıştır. Bu dönemde PKK'nın saldırıları sonucunda 6 bin sivil ve masum vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 84 bin terör saldırı gerçekleşmiştir. Bu dönemde terörle mücadeleye harcanan para 898 milyar 522 milyon dolardır.
Kılıçdaroğlu başka bir alemde yaşamıyor, Kandil merceğini gözüne koydurmuyorsa bu yakıcı gerçeklerden ne zaman haberi olacaktır. İzanı kaldırdıysa itiraf etsin. Meraklanmasın, bu millet onu bile affedecek gönül enginliğine sahiptir.
YURT SORUNU
Masum ve haklı öğrencilerimi hariç tutarak söylüyorum. Yurt sorunu var diyenler, provokatörleri sahaya sürenler, barınamıyoruz diye banklarda eylem yapan örgüt üyeleri, sizin propagandasını yaptığınız caniler olmasaydı bu devlet her mahalleye yurt yapar her evladımızı sıcacık ve insanı şartlarda ağırlardık.
EKONOMİK KRİZ
Yumurta, et, süt, peynir fiyatlarının artışından, vicdani olmayan zamlı ürün satışlarından samimi olarak sızlananlara hak veriyor, bir şey demiyorum. Fırsatçıların peşine gidiliyor. Vatandaşın kesesine göz diken yağmacılardan da hesap soruluyor. Destekliyoruz, sonuna kadar gidilmesini istiyoruz.
'GÜÇLENEREK DEVAM ETMELİ'
24 Haziran 2018'den bu güne kadar geçen sürede, Türkiye yeni bir sistemle yönetilmektedir. İstikrar ve büyüme için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçlenerek devam etmeli, gerekli olan uyum yasaları önümüzdeki süreçte çıkarılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin işlevsellik kazanması için mücadelemiz devam edecek, Cumhur İttifakı olarak Türkiye'nin yarınlarını güvenceye alma kararlılığımız sürecektir. Cumhur İttifakı Türkiye'nin diriliş ruhu, dik duruşudur. Artık laiklik tartışmalarını bir kenara bırakalım. Türk milleti müslüman bir millettir.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI
Erken seçim, seçimlerin öne çekilmesi, baskın seçim yoktur. Herkes hesabını 2023 yılının Haziran ayına göre yapmalıdır. Zillet İttifakı biraz sabretsin. Onlara Cumhur İttifakı'nın gücünü, Türkiye'nin büyüklüğünü, ona buna minnet etmelerinin sonuçlarını mutlaka aziz millet iradesiyle göstereceğiz.