Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Danıştay’a ‘İstanbul Sözleşmesi’ çağrısı yaparak; “Danıştay üyelerinin üzerine düşen tarihi sorumluluğun farkında olması, bunun gereğini yerine getirmeleri lazım. Danıştay’ı, yürütmeyi durdurmaya ve potansiyel katillerin yüreklenmesine izin vermemeye davet ediyorum. Kadınların kazanımlarına zarar vermek isteyenlere ortak olmayın” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan, Kocaeli’de partisinin Gebze ilçe binasının açılışında konuştu. Babacan, özetle şunları söyledi:

"HİÇBİR KARANLIK SONSUZA DEK SÜRMEDİ"

"Bugünkü iktidar, ülkemizi korku tüneline soktu. Bu korku tünelinde mafya var, çeteler var, suç örgüleri var. Karanlık yapılarla iş tutan siyasetçiler, bürokratlar ve medya mensupları var. Menfaat çatışması çıkınca ortaya saçılan pisliklerden anlıyoruz ki; şu anda tam bir menfaat şebekesi, ülkemizde maalesef kurulmuş durumda. Tıpkı 1990’lardaki gibi. O 90’lı yılların ağır atmosferinin üzerine, bir de 28 Şubat’ın baskı iklimi eklendi. Her birimiz o dönemde, kendi hayatımızda, çok acılar çektik. Bu ıstıraba kendi ailelerimiz de tanıklık etti. Kadınların eğitim hakları, sırf başlarındaki örtü nedeniyle gasp ediliyordu. Hiçbir zorluk, umudumuzu kaybetmemize neden olmadı. Hiçbir karanlık, sonsuza dek sürmedi. Başındaki örtü nedeniyle hakları gasp edilen kadınlar, 2002 seçimleri ve sonrasında bir tarih yazdılar. Analarının ak sütü kadar helal olan haklarını kazandılar. Unutulmaz bir mücadele veren kadınlar, adlarını dünya demokrasi tarihine yazdırdılar. Paşaların ‘Bin yıl sürecek’ dedikleri 28 Şubat devri tepetaklak oldu. Kazanan, hak mücadelesi oldu.

"CUMHURBAŞKANI GECE YARISI BİR İMZA ATTI, KADINLARIN KAZANIMLARI ELLERİNDEN UÇTU GİTTİ"

Dünün ezilenlerinin onurlu mücadelesiyle iktidar koltuğuna oturanlar, bugün başkalarını ezmeye başladı. Türkiye, kazanımların birer birer yakıldığı bir ülke haline getirildi. İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’nin Avrupa’ya öncülük ettiği bir sözleşme. Konusu aile içi şiddetin ve kadına şiddetin önlenmesi. Sayın Cumhurbaşkanı tıpkı askeri vesayet dönemi gibi, gece yarısı bir imza attı; kadınların kazanımları ellerinden uçtu gitti. Şiddete karşı güvence sağlayan sözleşmeden çekilme kararı alındı. Bunlar Türkiye’yi karanlıktan yönetilen bir ülke haline getirdi.

"POTANSİYEL KATİLLERİ YÜREKLENDİRMEYİN, YÜRÜTMEYİ DURDURUN"

Cumhurbaşkanının attığı imza gereği, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğü 1 Temmuz’da sona eriyor. Ancak Danıştay’ın bunu engelleme, yürütmeyi durdurma yetkisi var. Başvurumuzu yaptık. Danıştay üyelerine sesleniyorum. Danıştay üyelerinin üzerine düşen tarihi sorumluluğun farkında olması, bunun gereğini yerine getirmeleri lazım. Danıştay’ı, yürütmeyi durdurmaya ve potansiyel katillerin yüreklenmesine izin vermemeye davet ediyorum. Kadınların kazanımlarına zarar vermek isteyenlere ortak olmayın. Yürütmeyi durdurun ve kadına şiddetin, aile içi şiddetin büyümesine engel olun.

"KADIN HAKLARINA GÖZ KOYANLARIN KARŞISINDAYIZ"

Eski Türkiye’nin baskıcı uygulamaları ile bugünkü baskıcı uygulamalar arasında ortak bir nokta var. Tarihimizdeki en şiddetli tartışmalar, ideolojik kutuplaşmalar ve rejim kavgaları, maalesef hep kadınlar üzerinden yürüdü. Çağdaşlık tartışmaları, kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik, kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. Dindarlık, kadının başörtüsüyle anıldı. Biz, kadınların tartışmanın ortasına konulmasını kabul etmiyoruz. 90’lı yılların karanlığında eğitim hakkı için, özgürlük için mücadele eden kadınların nasıl yanında olduysak bugün de kadınların yanındayız. Bugün de kadınların haklarına göz koyanların karşısında dimdik durduk, duracağız."

"KADINLAR ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEN KUTUPLAŞMAYA SON VERELİM"

"Bir zamanlar Sayın Erdoğan’a güvenip oylarını esirgemeyen vatandaşlarımıza sesleniyorum" diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu gidişatın sizlerin kalbini kırdığını gayet iyi biliyorum. Sizin vicdanınıza güveniyorum. Demokratik kazanımlardan geri adım atılmasına razı olmadığınızı biliyorum. Çünkü sizler bu ülkede yapılan haksızlıklara göğüs germiş insanlarsınız. Gelin, kadınlar üzerinden yürütülen bu kutuplaşmaya son verelim. Kadınların haklarını ve kazanımlarını hep beraber koruyalım.

"HEP BERABER ‘BU DEVRAN DA BİN YIL SÜRMEYECEK’ DİYELİM"

Menfaat şebekelerinden, ekonomik dar boğazdan ve politik sıkışmışlıktan kadınların aklı, fikri ve emeğiyle kurtuluruz. Ülkemizin demokrasiye değer veren tüm kadınlarını DEVA Partisi’ne davet ediyorum. Hep beraber ‘Bu devran da bin yıl sürmeyecek’ diyelim. Nasıl ki 28 Şubat zulmünü bu ülkenin utancı olmaktan çıkardıysanız, bugünümüzü de beraber kurtaralım. Çocuklarımız, ülkemiz için gelin hep beraber mücadele edelim."