DEVA Lideri Ali Babacan, TELE1'de Gökmen Karadağ'ın sunduğu Açıkça programına konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Babacan, Altılı Masa'nın Cumhurbaşkanı adayına ilişkin, "Ortak aday ile ilgili istişare sürecini başlattık" dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TELE1'de ekranlara gelen 'Liderler Açıkça' programında gazeteci Gökmen Karadağ'ın sorularını yanıtladı.
"ORTAK ADAY İLE İLGİLİ İSTİŞARE SÜRECİNİ BAŞLATTIK"
Babacan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla ilgili sorulan soruya, "Biz, henüz hiçbir isimle ilgili olumlu veya olumsuz bir kanaat belirtmedik. Toplumumuzdaki tartışmayı çok yakından izliyoruz. Farklı farklı partilerden gelen görüşleri çok dikkatli izliyoruz. Ama DEVA partisi olarak bugüne kadar ismi geçen aday adaylarıyla ilgili şu isim olur veya bu isim olmaz diye bir değerlendirmede bulunmadık. Açık fikirlilikle bütün bu tartışmaları izliyoruz. Ama ne yaptık, parti içinde bir istişare süreci başlattık. Ben kasım ayının sonunda genel merkez yönetim kurulu toplantımızda arkadaşlarımıza, ‘Artık vakti geliyor bu işin, şimdiye kadar dinledik izledik ama artık kendi zihni egzersizimizi yapmaya başladık. DEVA partisinin Altılı Masa’nın ortak adayıyla ilgili istişare süreci başlatalım’ dedim. Bu süreci şu an itibarıyla başlatmış durumdayız" ifadeleriyle yanıt verdi.
Babacan'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“ADAY KONUSUNDA GÖRÜŞ FARKLILIKLARI OLABİLİR”
“Altı parti, masaya oturunca tek parti olamadı. Teşkilatlarımız, hitap ettiğimiz seçmen kitlesi farklı. Türkiye’nin yarınlarında buluşuyoruz. Daha evvelki tercih ve tecrübelerden ders alıp ne yapmalıyız diyoruz. Bunları tartışırken, aday konusunda da görüş farklıkları olabilir, çok doğal. Parti içinde de görüş farklılıkları olabilir. Herkes kendi tezini ve gerekçelerini söyleyecek. Karşılıklı konuşulduğunda çok kolay uzlaşılıyor. Henüz biz resmi olarak görüşmeye başlamadığımız aşamada farklı görüşler ve tartışmalar olabilir. Bizim arzumuz, bu kadar kamuoyu önünde, açık bir görüş ayrılığı olacak şekilde değil de daha farklı bir süreçle yürütülseydi. Şimdiden bir anlaşmazlık görüntüsü Altılı Masa için faydalı bir durum değil. İkili görüşmelerde ve Altılı Masa’da konuşulabilir bu. Çok da eleştiremiyoruz, çünkü her partinin hakkıdır. Bir şeyler söylemek istiyorlarsa söylesinler. Çok da dert etmiyoruz. Altılı Masa’da bu iş mutabakatla karar verilecek. Altı partinin altısının da evet dediği kimse o aday üzerinde mutabakat sağlanacak.”
https://tele1.com.tr/ali-babacandan-cumhurbaskani-adayi-aciklamasi-ikili-gorusmelerde-isim-zikrediliyor-761559/
“ÇOKLU ADAY MASANIN BAŞARISIZLIĞI OLUR”
“Çoklu aday bir strateji değil, ortak aday çıkaramamanın sonucu. Yani başarısızlığın sonucu olacak. Aynı 2018 gibi. Ne oldu 2018’de? Ortak aday çabası oldu, uzlaşma olamadı. Çoklu adayla gidildi seçime ve sonuçlarını herkes görüyor. Ülke 5 yıl kaybetti. Keşke yerinde saysaydı ülke, her alanda geri gitti.”
“HDP’YLE DİYALOG SÜRECİMİZ VAR”
Ortak aday tespit sürecinde, 6 partinin ve ortak adayın nihai kararıyla olacak bir konudur. Altılı Masa kendisi içerisinde sağlam çalışır ama Altılı Masa’nın beraberce diğer partilerle olan ilişkisinin nasıl şekilleneceğinin de yine masada belirlenmesi gerekir. Biz DEVA partisi olarak çok rahatız. Biz her partiyle görüşmeye açığız. Anayasa’ya göre kurulduysa hele hele Meclis’te grubu varsa, bir partinin meclis başkanvekili Meclis’i yönetiyorsa, HDP eşittir PKK diyenler, el kaldırıp da, HDP’li başkanvekilinden söz isteyip konuşabiliyorsa demek ki burada büyük bir siyasi oyundan bahsediyoruz. Gerçekçi bir tablo değil. Dolayısıyla biz meşru, Anayasa’ya göre kurulmuş her siyasi partiyle diyalog içinde olmak isteriz. HDP’yle bizim yakın bir diyalog sürecimiz var”
“KAYYIM ATAMALARINA KARŞIYIZ”
Kayyım atamalarına prensip olarak karşıyız. Partimizin ilk kuruluş programına açık açık yazdı. Belediyelere kayyım atamanın ancak bağımsız bir yargı kararı sonucunda olması gerektiğini söyledik. Kaldı ki kayyım atanan belediyelerin hiçbirinde böyle bir şey yok. ‘Canım öyle istedi, keyfim istedi, Seçimde kaybettim ama vermem’… Nasıl vermeyeceksin, ‘Alırım onu görevden, yerine kayyım atarım geçerim’… Bunu zaten çok sayıda belediyede gördük. İsyan ettik. Vatandaşın iradesini yok sayamazsınız dedik. Altılı Masa’nın Anayasa değişiklik metnine de yazdık. Hükümet bunu belli bölgelerde yaptı."
"İMAMOĞLU DAVASI SİYASİ ETKİ ALTINDA YÜRÜTÜLMÜŞTÜR"
"İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük şehrinde, tartışmalı bir süreçten sonra, 16 bin oyla vermem İstanbul’u deyip de, ikinci seçimde 800 bin farkla kaybedince çok farklı bir tablo ortaya çıktı. Bu son girişimler, özellikle sayın İmamoğlu’yla ilgili ‘ahmak’ ifadesiyle ilgili yargı kararına baktığımızda, maalesef yargı, iktidarın çok ağır bir baskısı altında çalıştığı için, biz Haziran 2019 seçiminin hukuki olmayan bir rövanşı olarak görüyoruz. ‘Ben belediye başkanlığını senden alırım, ya kayyım atarım ya da belediye meclisi bizde. Rövanşını alırım’ diye okuyoruz biz. Terörle ilgili iddialarla ilgili dosyanın incelemesi gelmedi. Hukukçu arkadaşlarımızdan bu veriler henüz gelmedi. Ama birinci konuyu çok detaylı analiz ettik. İmamoğlu’nun ifadelerinin asla ve alsa böylesine bir cezayla karşılaşacak ifadeler olmadığı konusunda hukukçu arkadaşlarımız mutabakat içerisinde. Bu dava siyasi etki altında yürümüştür ve maalesef mahkemelerimi baskı altında bu kararı almıştır diye görüş belirttiler."
"İKTİDAR TERÖR İDDİALARI DOĞRUYSA NİYE BU ZAMANA KADAR BEKLEDİ"
"İkinci konuda da benzer bir yaklaşım olduğunu görmek çok zor değil yani. Üstelik varsa bunlar siz niye bu kadar beklediniz ki? Seçimlerden çok uzun süre geçmiş. Genel seçimlere 3-5 ay kala mı aklınıza geliyor? Niye daha erken adım atmadınız? Hem müjdeler hem de bu İBB’yle ilgili atılan adımlar seçime 3-5 ay kala. Vatandaşımız bunları görüyor."
"ERDOĞAN'DA PANİK PSİKOLOJİSİ VAR"
"Şu anda tamamen bir panik var. Ben kendisiyle uzun yıllar yakın çalıştım. Şu andaki psikoloji tamamen panik psikolojisi. Eskiden Erdoğan’ın böyle saçmalıklar yapması mümkün değildi. O dönem özgüven vardı. Özgüven olunca hareketleriniz daha makul ve akılcı oluyor. Ama ‘Seçimi galiba bu sefer kaybedeceğim, zaten İstanbul’u kaybettim acaba rövanşla ele geçirebilir miyim. Cumhurbaşkanlığı elden gidecek’ paniğiyle yapılmış işler bunlar. Yoksa 2004, 2007, 2009, 2011 seçimlerine giden Erdoğan’ın, böylesine vahim hatalar yapması, böylesine demokrasiyi hukuku hiçe sayan adımlar atması mümkün değildi. O dönemde yapamazdı böyle şeyler. Ama şu an iktidarı kaybetme korkusunun çok büyük olduğunu görüyorum. Tek yetkiyi elinde topladığı ve ehil, dürüst kadrolarının çoğunu dağıttığı için ülkeyi yönetemiyor. Başarısızlık da özgüveni yok ediyor. Sonucu görüyor."
“HER AN BASKIN SEÇİM OLABİLİR”
“Vatandaşlarımızdan bire bir bilgi topluyoruz. Teşkilatlarımıza, martın ortasında bir seçim olacakmış gibi hazır olun dedik. Seçimle ilgili bütün eğitim programlarımızın birinci turunu tamamladık. Teşkilatlarımızın eğitimini tamamladık. Ne olur, ne olmaz dedik. Her zaman baskın seçim olabilir. Bazıları diyor ki mart ayında hava soğuk seçim olur mu? Yerel seçimler hep mart ayında olmuyor mu? 1994, 1999, 2004, 2009… Hepsi mart ayında. Nisan ayını beklemeyebilirler. İktidarın küçük ortağı MHP açısından belki de eski yasa daha avantajlı görülebilir. Ciddi bir oy kaybı var. Bu bir ihtimaldir, tedbirli olalım, hesabımızı ona göre yapalım. Martta değil de mayısta olursa ne âlâ.”
“ERDOĞAN YEDİKLERİNİ YUTTU ERKEN SEÇİM İLAN ETTİ”
“Bakın Sayın Erdoğan, ‘Erken seçimden bahsetmek vatana ihanettir’ dedi. Birkaç ay sonra erken seçimi ilan etti. Çok ağır ifadeleri kendisi kullandı, yediklerini yuttu ve erken seçim ilan etti. Biz bunlara aldanmamalı ve hazır olmalıyız. Ha martın ortasında olmaz, diyelim ki 14 Mayıs’ta olur, bilemediniz 18 Haziran’da olur. Artık gün sayılı. Sayılı gün çabuk geçiyor. Bizim her an baskın seçime hazır olmamız lazım. Hazır olmazsak vatandaşlarımıza buna izah edemeyiz. Martın ortasında olabilecek bir seçime şu anda hazırız.”