CHP Lideri Özgür Özel, Antalya'da açıklamalarda bulundu. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yine emekli maaşları üzerinden yüklenen Özel, "Dünyada hiç kimseye, bu iktidarın emekliye yaptığı zulüm yapılmamıştır. Bunun hesabını soracağız" dedi. Erdoğan'a atanamayan öğretmenler için de tepki gösteren Özel, "Sorun senin taş kalbinde" diye konuştu.
Türkiye 31 Mart Pazar günü yerel yöneticilerini seçmek için sandık başına gidecek. Bu kapsamda siyasi partilerin saha çalışmaları da devam ediyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de seçimlere sayılı günler kala Antalya'da yurttaşlarla bir araya geldi.
Burada belediye başkan adaylarının tanıtımını yapan Özel, daha sonra vatandaşlara hitap etti.
Özel'in ana gündeminde yine emekliler vardı. AKP'nin iktidara geldiği günden bu yana emekli maaşlarının alım gücündeki düşüşe dikkat çeken Özel, "Hesabını hep birlikte soracağız" dedi.
Özel, Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ve hayat pahalılığına diğer illerde olduğu gibi yine matematik hesabıyla dikkat çekmeye çalıştı.
Atanamayan öğretmenlere ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in mülakat kararına da değinen Özel, "Tayyip Bey, öğretmende kusur yok ki atanamasın, kusur sende, senin politikalarında, senin vicdanında, senin taş gibi olmuş kalbinde var sorun" dedi. Özel, "Kul hakkı yemektir" diyerek, bir kez daha mülakatın kaldırılması gerektiğini savundu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"ANTALYA'DA TARİH YAZACAĞIZ"
-15 gün sonra sandık başında olacağız. Önümüzde çok çalışacağımız, hep birlikte olacağımız 2 haftamız var. Antalya Büyükşehir Belediyesi, uzun süre boyunca aynı partinin üst üste hiç kazanamadığı bir belediye. Ancak 15 gün sonra bir tarih yazacağız. Hep birlikte tarihe geçeceğiz. Partimizi ve adayımız Muhittin Böcek'i bir kez daha Antalya'da zaferle tanıştıracağız. Antalya'da birbirinden değerli adaylarımız var. Genç, tecrübeli adaylarımız var. 2 tane de kadın adayımız var. Ben 2 kadın adayımızı, Antalya'nın Atatürk'ün kızlarına, Cumhuriyet kadınlarına, Antalya'nın tüm kadınlarına emanet ediyorum.
"AKP ANTALYA'DAN KEPÇEYLE ALIP ÇAY KAŞIĞIYLA BİLE VERMİYOR"
-Biz Antalya'da Türkiye'nin en büyük beşinci şehrinde, dünyadaki herkesin gözünün üzerinde olduğu, özlediği ulaşmak istediği tatil yapmak istediği bu göz bebeği kentteyiz. Doğru ya sizin bir ilçenizi verseler, Almanya'nın yarısını üstümüze yaparlar. Her birisi birbirinden değerli ilçeleriyle ve şehir merkeziyle Antalya göz bebeğidir. Ancak 22 yıldır bu iktidarın üvey yaptığı bir şehir. Antalya özellikle turizmiyle, narenciye üretimiyle, diğer sektörlerdeki üretimiyle Türkiye Cumhuriyeti'nde inanılmaz bir gelir oluşturmakta fakat yatırıma gelince toplanan vergilerin 10'da biri Antalya'ya yatırım bütçesiyle geri dönmektedir. Yani bu iktidar Antalya'dan kepçeyle almakta ama verirken çay kaşığıyla bile vermemektedir. Antalya'nın kış nüfusu 2 buçuk milyon, Antalya'ya 2 buçuk milyona göre para yollayanlar, Antalya'nın 16 milyonu yabancı, 10 milyona yakını yerli turisti ağırlamasına büyükşehir belediyesinin, ilçe belediyelerinin bu gelen misafirlere hizmet etmesini beklemektedir. Belediye başkanlarımız, ekipleri, bu mücadeleyi cansiperane vermektedir. Ama Antalya, sesini duyurmak, ezberi bozmak, durumundadır. Demokrasilerde insanlar sesini bağırarak değil sandıkta duyururlar. 31 Mart günü seçimlere gitmeye ve sesinizi duyurmaya var mısınız? (Kalabalıktan 'evet' sesleri).
"EMEKLİLER BU TOPRAKLARIN EN ACIKLI TÜRKÜSÜNÜ SÖYLÜYOR"
-Emekliler Türkiye'nin en büyük korosudur. Bu toprakların en acıklı türküsünü hep beraber söylüyorlar. Türkiye'de emeklilerin çok büyük bir kısmı, en düşük emekli maaşına, 1o bin liraya mahkumdur. Nerede sorarsak soralım, bütün meydanlar '10' diye inlemektedir. Birlikte bir hesap yapalım. Bakın Recep Tayyip Erdoğan'ın partisi iktidara geldiğinde, 3 Kasım 2002 günü en düşük maaşı alan bir emekli, kuyumcuya gittiğinde 8 çeyrek altın alabiliyordu. Hesap ortada. Her hesap şaşar, altın hesabı şaşmaz. Bugün en düşük emekli maaşı sadece 2 buçuk çeyrek altın alıyor. Antalya'nın emeklileri bir düşünün, kuyumcuya gitseniz bir çeyrek altın alsanız, eve gelince baktınız yok. Ne yaparsınız aramaya gidersiniz. Bakın 1 değil 5 buçuk çeyrek altın... Her ay 5 buçuk çeyrek altın kaybedilmektedir. Bu çeyrek altını nerede kaybettiyseniz orada bulursunuz. Seçim sandığında kaybettiniz. Şimdi kaybettiğinizi aramaya, bulmaya, geri almaya gidecek misiniz? (Kalabalıktan 'evet' sesleri).
"HAKKINIZI SÖKE SÖKE ALACAĞIZ"
-Ben Tayyip beye diyorum ki 'gel emekli kart çıkaralım'. Her birine hiç olmazsa bir asgari ücret için 7 bin lira farkı hemen yatıralım. Emekli maaşına yapılacak seyyanen zammın dışında; elektrik, su, telefon, doğal gaz faturalarında yüzde 40 indirim yapalım. 1 buçuk aydır söylüyorum kulağının üstüne yatıyor. Ama ne zaman emekliler meydanları doldurmaya başladı, sesini duyurmaya başladı, dün Sabah gazetesine yazdırdı, 'emekli kart hazırlıkları var' diye. Emekliler davanıza sahip çıkın, hakkınıza sahip çıkın, bu kardeşiniz, bu evladınız istediğinizde yanınızda, istediğinizde önünüzde yürüyecek. Sizin hakkınızı söke söke alacağız.
"AKP'NİN EMEKLİYE YAPTIĞI ZULÜM DÜNYADA HİÇ KİMSEYE YAPILMAMIŞTIR"
-Emekliler dini bayramlarda birer maaş ikramiye alıyor değil mi? Kimin sayesinde? Kemal Kılıçdaroğlu'nun sayesinde. Kemal Bey bunu ilk kez 7 Haziran 2015 seçimlerinde söyledi. 'Veremezsin, çok para, olmaz' dediler. Emekli şamarı bir vurdu 7 Haziran'da, 1 Kasım'da 'biz de vereceğiz' dediler. 2018 yılına kadar sizleri oyaladılar. 2018'de 1000 lira verdiler. 2021'de 2000 lira yaptılar, bu sene 5000 lira yapacaklardı, 3000 lirada bıraktılar. Emekliler, değerli büyüklerim, zaman geçiyor unutuluyor. 2018'deki o beğenmediğimiz 1000 lira 24 kilo kıyma alıyordu. Ramazan mübarek gündeyiz, oruçlarınızı Allah kabul etsin. Bugün size verilecek olan 3000 lira sade 6 kilo kıyma alıyor. 30 iftar, 30 sahur sofrasından, evladınızın torununuzun kursağından sadece emekli ikramiyesiyle 16 kilo kıymayı aldılar. Sadece 6 yıl içinde. Dünyada hiç kimseye, bu iktidarın bu emekliye yaptığı zulüm yapılmamıştır. Bunun hesabını hep beraber soracağız.
"ERDOĞAN SORUN SENİN TAŞ KALBİNDE"
-Benim annem babam öğretmen. Ben öğretmen çocuğuyum. Yatılı okullarda büyüdüm. Devlet büyüttü, öğretmenlerim büyüttü. Bugün öğretmen okullarının açılışının yıl dönümü. Ben hepimizi yetiştiren öğretmenlerin, yaşıyorlarsa ellerinden öper, vefat edenlere Allah'tan rahmet dilerim. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi şahsında bütün öğretmenlerimizin ellerinden öperim. Ama şimdi öğretmenlerin büyük bir derdi var. Tayyip Bey yıllar önce geldiğinde, 'Atanmayan öğretmen mi olur, hepsini atayacağız' diyordu. Geldiğinde atanmayan 80 bin öğretmen vardı şu anda atanmayan 1 milyon öğretmen var. Tayyip Bey, atamadığı, boynu bükük bıraktığı ve mülakat yaparak partizanlıkla elediği öğretmenlere dönüyor, 'atanamayan öğretmen' diyor. Tayyip Bey, öğretmende kusur yok ki atanamasın, kusur sende, senin politikalarında, senin vicdanında, senin taş gibi olmuş kalbinde var sorun. Bir kez daha verdikleri sözü hatırlatıyorum. Mülakat mutlaka kaldırılmalıdır. Mülakat, partizanlıktır, kul hakkı yemektir, insan ayırmak, haksızlık etmektir.
ÖZEL'DEN 'AL ANANI DA GİT' HATIRLATMASI
-Şimdi Antalya deyince narenciyeyle hesap yapmak lazım. Burası narenciyenin, turunçgillerin başkenti. Antalya halinden büyük kentlere portakal, limon ulaşana kadar inanılmaz zam görüyor. Geçen yıl en düşük portakal fiyatı 8 lirayken bu yıl 20 lirayı bulmuş. Ama Ankara’ya gittiğinde 45 lira olmuş. En düşük limon fiyatı en düşük limon fiyatı 5 lirayken 11 lira olmuş ama Ankara’ya varınca 30 lira olmuş. Tayyip Bey geldiğinde 19 lira olan mazot, 42 lira oldu. Yüzde 108 zamlandı. O günden bugüne, limon ve portakal zaman zaman dalında kaldı. Para kazanamayan mazot masrafından dolayı ürünü toplayamayan, pazarlayamayan insanlar büyük bir çaresizlik içinde kaldılar. Geçen sene 7500 liralık emekli maaşı, 536 kilo limon alırken, bu sene 10 bin liralık emekli maaşı 345 kilo alabiliyor. Her bir emeklinin, her ay 190 kilo kaybı var. Bu kayıpların önüne geçmek için artık narenciye üreticisine üvey evlat gibi davranmamak, sahip çıkmak lazım. Bu ülkenin son cumhurbaşkanı gibi ‘Al ananı da git’ demek değil, ilk cumhurbaşkanı gibi ‘Köylü milletin efendisidir’ demek lazım.
https://tele1.com.tr/ozgur-ozel-atanamayan-ogretmen-yok-erdoganin-sahip-cikmadigi-ogretmen-var-1028359/
-