Arınç'a katıldığı televizyon programında 'FETÖ'cü müsünüz?' diye soruldu. Arınç, "Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur. Eğer bizi aldatmışlarsa bu suç bizim değil. Kendimi bu noktada bir suçlu olarak görmüyorum. Hele hele FETÖ'cü olarak hiç görmüyorum" diye yanıt verdi. Arınç sözlerine, 'Bunların karanlık yüzünü maalesef göremedik. Masum değiliz hiçbirimiz.' diyerek devam etti.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi, AK Parti kurucusu ve Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Haber Global ekranlarında 'Jülide Ateş'le 40' programına konuk oldu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Arınç, "FETÖ'cü müsünüz?" sorusuna da yanıt verdi.
Jülide Ateş'in "Babanız yaşasaydı CHP'li mi olurdunuz?" sorusunda "Hayır olmazdım. CHP'li olmak o dönem memurlar için bir işti, bir meslekti, bir düşünceydi. Tercih olarak babam onları desteklediğini göstermişti. Daha sonra hepimiz kendi yolumuzu çizdik. O zamanki hava öyleydi." yanıtını verdi.
"NUR CEMAATİ ÜYESİ DEĞİLİM DERSLERİNE GİTTİM"
Nur cemaati ile ilgili soruya da içtenlikle yanıt veren Arınç, "Nur cemaatinin üyesi değilim sadece derslerine gittim. Namazlar kılınır Risale-i Nur'dan bir bölüm okunur ve onlar bunun anlamını söylerlerdi. Ben sadece dinleyiciydim. Bir süre devam ettim. Fetullah Gülen'in ortaya çıkması daha sonradır. 80-90'dan sonra o cemaatten tard edilmiştir Fetullah Gülen. Nurcuları aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır. Nurcular siyasete hiç bir zaman talip olmamışlardır." dedi.
"MASUM DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ"
FETÖ'nün binlerce insanın beynini nasıl yıkadığıyla ilgili de, "Bunun cevabı 2 dakikada verilmez. Kendilerini bu kadar gizleyen çok kötü, çok hesaplı bir örgütle karşı karşıyayız. İnsanlar bir yönüyle eğitime, bir yönüyle maneviyatına bakarak bunlara inandılar. Bunların karanlık yüzlerini maalesef çoğumuz göremedik. Masum değiliz hiçbirimiz." ifadelerini kullandı.
"KENDİMİ FETÖ'CÜ OLARAK GÖRMÜYORUM"
"FETÖ'cü müsünüz?" sorusuna da yanıt veren Arınç şu ifadeleri kullandı: "Bu bana yapılabilecek en kötü iftira olur. Bu sözün arkasından başkalarına da sormanız gerekir. Türkçe olimpiyatlarının hepsine katıldım. Meclis Başkanıyken ödül de koydum. Çünkü Türkçe'nin konuşulması, Türkçe'nin uluslararası bir dil haline gelmesi, İstiklal Marşı'nın okunması bizi etkiliyordu. Bunların okullarına da gittim. O okullarda da Türkiye aleyhine hiçbir faaliyet sezinlemedim. Benim söylediğim sözleri Binali Yıldırım da söyledi, Sayın Recep Tayyip Erdoğan da söyledi. Çünkü biz inanıyoruz. Biz zahire göre hareket ederiz. Zahire göre derken dış görünüşüne bakarız. Kimsenin kalbini yarıp da bakmadık. Hiçbir istihbarat raporunun, hiçbir emniyetin, askeriyenin istihbaratlarında bunlar 15 Temmuz gibi bir kalkışma yapabilirler diye bir notun gelmediği MGK toplantılarına katılmış biri olarak söylüyorum. Eğer bizi aldatmışlarsa, bizi yanıltmışlarsa bu suç bizim değil. Biz bu faaliyetleri sezseydik kafalarını ezerdik. Ama 15 Temmuz'da bir facia yaşadık. Bu facianın yaşanabilir olduğunu kimse önceden söylemedi. Evet emniyetteki, asker içindeki bir yapılanmadan zaman zaman bahsedildi ama böylesine bir 15 Temmuz hain kalkışmasını kimse söylemedi. O yüzden kendimi bu noktada bir suçlu olarak görmüyorum. Hele hele FETÖ'cü olarak görmüyorum.