DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ayşe Ateş ile görüşmesini anlatarak ''Sinan Ateş'in kızı annesini öldürecekler diye dışarı gitmesini istemiyor'' dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TELE1 ekranlarında yayınlanan ‘Gerçeğin İzinde’ programında Zeynel Lüle’nin konuğu oldu. Babacan Ayşe Ateş ile görüşmesine ilişkin şunları anlattı:
“Ayşe Ateş bugün genel merkezimizi ziyaret etti. Hukukçu arkadaşlarımız dosyayı derinlemesine incelediler. Aylar sonra ortaya bir iddianame koydular. İddianame çok zayıf, yüzeysel ve adeta gerçeklere dokunmamaya çalışan bir iddianame ortaya çıktı. Böylesine önemli bir dosya, katledilen bir babanın ailesinin sayın Erdoğan’ı ziyaret etmesiyle çözülmeye çalışılıyor. Yani aile cumhurbaşkanına ulaşamamış olsa bu dosyanın bir yere gideceği yok. Çözse çözse cumhurbaşkanı çözecek diyerek onunla temasa geçiyorlar. Tabii sayın Erdoğan kendilerini dinlemiş, talimatlar da vermiş fakat ne olacağını göreceğiz.
SİNAN ATEŞ’İN KIZININ YAŞADIKLARINI ANLATTI
Bu cinayetteki pek çok unsur hep belli bazı kişileri ve bir siyasi partiyle yakın temasta olan yapılanmalara işaret ediyor. Ama bu siyasi parti iktidarın ortağı olduğu için ve ancak ortaklıkla bu ülkeyi yönettikleri için öyle anlaşılıyor ki yargı üzerinde ciddi bir baskı var. Yargı gereğini şu an yapamıyor. Aile isyan ediyor. Kendi hayatlarından endişe ediyorlar. Ayşe hanım öyle bir şey söyledi ki; ‘benim 7 yaşındaki kızım beni evden yalnız dışarı bırakmak istemiyor, ya annecim seni de öldürürlerse? Hiç olmazsa ben de yanında olayım, ölürsek beraber ölelim’ diye. Küçücük bir çocuğun yaşadıklarını düşünebiliyor musunuz? Hukuk devletinde böyle bir şey yaşanabilir mi?
Aile üzerinde korkunç bir baskı var. Sayın Bahçeli’nin dünkü açıklamasına bakıyorsunuz; Ayşe Hanım dahil pek çok kişiye tehdit savuruyor. ‘Kapı kapı dolaşmakla ne elde edeceksiniz?’ diyor. Adalet arıyorlar. Kendisine, ‘bu yaptığınız çok kıymetli, bu mücadele sadece rahmetli eşiniz için değil başka Sinan Ateş’ler ölmesin mücadelesi’ dedim.”
AKP-MHP İTTİFAKI
Babacan, “AKP içerisinde MHP’den rahatsızlık var mıdı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
MHP ile ortaklık aslında zorunlu bir ortaklık. AK Parti’nin başarı ürettiği, sonuç aldığı dönemde; hem ekonomide, demokraside, hukukta, her alanda ilerlediğimiz dönemde halk desteği arttı. Böyle bir zoraki ortaklığa ihtiyaç olmadan ülkeyi yönettik. Avrupalılar ‘sessiz devrim’ diyorlardı. Ne zaman ki hukuktan, adaletten, rasyonel ekonomiden saptılar halk desteği azaldı. Halk desteği azalınca da mecburen MHP ortaklığı başladı. Bizler ayrıldık, asıl başarıyı üreten ekip ayrıldı.
MHP ile mecburi bir ortaklık başlayınca bu sefer Bahçeli kendi ideolojisi, kendi öfkesi, nefret dili doğrultusunda AK Parti’yi de peşinden sürüklemeye başladı. Adeta bir onaylama makamı, noter makamı gibi çalışmaya başladı. Bürokrasiye nüfuz etmek için iktidar ortaklığını kullandı. Yargı dahil bürokrasiye nüfuz etmek ve bürokrasi üzerinden güç devşirmek şu anda Bahçeli’nin yaptığı kendine göre en kritik işlerden bir tanesi.
https://tele1.com.tr/simsek-duyurdu-akp-calismayaa-basladi-bir-vergi-daha-geliyor-1084320/