TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve Emre Kongar, gündemden düşmeyen yargıdaki baskı ve adalet skandallarına dikkat çekti.
Programda, Türkiye’de son dönemde görülen yargıdaki yozlaşma, Yandaş medyada yaşanan güven krizi, demokraside erkler ayrılığının önemi, Muğla belediye başkanlığı yarışında dikkat çeken rekabet konuları da büyüteç altına alındı.
PROGRAMIN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ.
EMRE KONGAR: Bugün yargı mekanizmasıyla ilgil iki hatta üç önemli haber var. Bunlardan biri Recep Tayyip Erdoğan’a yani partili cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan bir sanığı beraat ettiren yargıca sürgün cezası verilmesi. Ceza olarak sürülüyor. HSK tarafından ceza olarak sürüyorlar yargıcı.. bu çok büyük bir infiale yol açtı kamuoyunda. Bugün HSK Başkan vekili olan zat, bir açıklama yaptı. Gerekçe olarak, bu yargıç farklı siyasal fikirlerin de toplumda olabileceğini kabul ettiği için, empati yaptığı için sanıkla hatta yaşam biçimi olarak benzer fikirleri paylaştığı için tarafsız ve hukuka uygun karar vermeyeceğini düşündük ve onun için cezalandırdık diyor. Özrü kabahatinden büyük... Aynı sırada bir başka davada Atatürk öldü, 1938’de bitti bu zulüm diyen bir sanık, Akit TV’den... beraat ettiriliyor. Bu arada çok daha önemli bir şey var, bu iki olayın bağlantısını birazdan açıklayacağım, bir adalet skandalı daha ‘Sözcü Gazetesine fetöcü iddiası’nı yapan ilk iddianameyi yazan savcının rüşvet konusunda tutuklandığı, suçlandığı ve ceza aldığı yazıyor bugünkü Cumhuriyet Gazetesinde. Felaket bir durum var ortada. Suçüstü yapılıyor, tutuklarken insanları, siz toplumda saygı gören tüccarlarsınız diye belli bir para almayı istiyor, onlar peki diyorlar, bunu polise haber veriyorlar, suçüstü yapılıyor, Mahkeme, para verildiği için rüşvet suçu oluşmamıştır deyip, cezasını hafifletip, yargılama sırasında iyi halden idare edebilecekleri kadar para cezasıyla kurtarıyorlar derken başlıyor bu zatın yükselmesi. Oradan oraya atamalarla en sonunda Sözcü Gazetesine FETÖ İddianamesini ilk kaleme alan savcı oluyor.