Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, ikinci tur için birçok stratejiyi masaya yatırdıklarını belirterek, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı adaylığından çekilmemizi talep ederse bir dakika düşünmem" dedi.

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TELE1'de Zeynel Lüle'nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Ahmet Davutoğlu, ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile görüşmesinin detaylarını anlattı. Davutoğlu, AKP İktidarının makyavelist bir çizgide olduğunu belirterek, "Geçmişte BBP'ye ihtiyacı vardı şimdi Hüdapar'a. Şimdi Oğan'a. 3 ay sonra kime ihtiyacı olacağı belli olmaz. Bize gelen biri nereye geldiğini biliyor. Ama yarın Erdoğan'a 'evet' derse nereye gideceği belli değil" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, 14 Mayıs'ın ardından Millet İttifakı olarak yaptıkları toplantılarda ikinci tur için bütün seçenekleri masaya yatırdıklarını açıkladı. Davutoğlu, Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talebi olursa Cumhurbaşkanı Yardımcılığı adaylığından tereddüt etmeden çekileceğini açıkladı. 28 Mayıs seçiminin Türkiye için bir referandum olacağını belirten Davutoğlu, özetle şunları dile getirdi:  "14 Mayıs'tan 2 gece önce bir aradaydık. Prensip olarak, seçim gecesi Ankara'da olma kararı vermiştik. Genel Merkez'de takip ettik. Gece 12'de diğer liderle beraber CHP Genel Merkezi'nde izledik. İlk sonuçtan ne üzüldüm ne sevindim. Birçok tecrübeden sonra kesin sonuçların sabaha alınacağını biliyorduk. Telaş anımız da yoktu. Bizim bütün teşkilatlarımız, sandıklarda görev aldı. İlk gelen okul çıktılarında daha farklılık arz ediyordu AA'ya göre. Sonuçlar itibariyle Millet İttifakı olarak daha yüksekti beklentimiz. Ama büyük bir şok etkisi yaptı demem doğru değil. Siyasette her sonuca hazır olmalısınız. İkinci tur kesinleşince basının karşısına çıktık. İkinci turu görünce bir dayanışma içinde bir basın toplantısı oldu. İki gün sonraki toplantıda seçimi rasyonel olarak değerlendirdik. Hep beraber 28 Mayıs'a nasıl gideceğimizi düşündük. Teşkilatlarımızı mobilize etmeyi konuştuk. Hem Kılıçdaroğlu'na verilen oyu konsolide etmeyi hem de yeni oyları almayı konuştuk. Genel Merkez'de bütün il başkanlarına talimat verdim. Bütün arkadaşlarımız alanda çalışıyor.

OY ORANINIZ NEDİR?

Seçimin mantığı gereği bunu ölçmek çok zor. Biz de kendi amblemimiz ile girmek isterdik ama bu seçim sisteminde zor. Bunu İYİ Parti'ye eleştiri için söylemiyorum. Tek listeden kastım, her yerde CHP listesi değil baştan beri kanaatim 50 ilde CHP, 30 ilde İYİ Parti listesiydi. Güçlere göre. belli yerlerde seçmenin niteliğinde şu veya bu partiye oy vermekte zorlanıyor. Öyle olsaydı daha başarılı olabilirdik. Birlikte olsa daha iyi olurdu. Seçim yasası değiştiği gün, partilerimizin alacağı oylardan daha çok topluca Meclis'te çoğunluk elde etmemiz, hangi opsiyona uyum sağlayacağımızı söyledik.

GÜLTEKİN UYSAL'IN CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIKLARINDAN ÇEKİLELİM TEKLİFİ

Arkadaşların birçok kanaati oldu. Toplantılarda konuşulanları dışarı aktarmayı sevmem. Bu da dahil bütün opsiyonlar konuşuldu. Her konu konuşulabilir. Ben olabilecek bir makamdan değil, sahip olduğum makamı Türkiye için bıraktım. Türkiye'nin en kudretli Başbakanlık makamını hiç tereddüt etmeden bıraktım. Kimse bana şuradan çekilir misin diyemez, bütün makamları gördük. Sayın Kılıçdaroğlu ile iki kez seçim rekabeti yaptık. Onun cumhurbaşkanlığını destekliyorum hiçbir ego yapmadan. Şimdi de derse kamuoyu, Kılıçdaroğlu tek çıksın benim için sorun yok. Önemli olan bir ekip olarak gören kitlelerin bize vereceği oyda olumlu yönde bir değişim olacaksa makamların hiçbir önemi yok. 6-7 Cumhurbaşkanlığı yardımcısı bir karışıklık yaptıysa muhasebesi yapılır. Kılıçdaroğlu, isterse bir an bile düşünmem. Farklı kesimlere teminat vermek için bulunuyoruz.

SİNAN OĞAN İLE NE KONUŞTU?

Bizim Sinan Oğan'la geçmiş hukukumuz var. Validesinin vefatında, biz Iğdır'da miting yaptık. Genel olarak Iğdır'da AKP ve MHP arasında gerilim vardı. MHP'nin destekçisi olduğu sokaklarda bozkurt selamı ile karşılanıyorduk. Bize MHP başkanlığının oradan geçmeyelim dendi gerilim olmasın diye. O yola girdik, sembolleri ile işaret ettiler ben de gülerek selamladım. Ben de MHP binasının önünde durdurdum otobüsü. Onlar da şaşırdı. Buyurun başbakanım dediler. Ben de Sinan bey, taziyelerimi iletmek isterim dedim. Sinan bey de olur mu başbakanım yanınıza gelirim dedi. Bir anda bütün tansiyon düştü. Geçmişten kalan insani duygusal bir bağ var. Geçen programda zikretti zaten Davutoğlu, ziyaret etti diye. Siyasetin insani bir boyutu var. Sinan bey bu seçimde bir göz önüne alınması gereken bir oy oranı aldı. Ortak dostumuz vasıtasıyla görüştük. Orada da kendisine ifade ettim. Kılıçdaroğlu, sizinle konuşur ben bir akademisyen devlet adamı olarak konuştum. Toplantının sohbeti iklimi buydu. Siyasi bir pazarlık söz konusu olmadı. Türkiye'nin gerçekleri ilişkileri nedir? Nasıl bir siyasi tavır almak lazım? Bunları konuştuk. Kılıçdaroğlu'na bir gün önce görüşeceğimi bildirdim. Mansur Yavaş ile de görüştüm çünkü onun da bazı temasları vardı. Burada demokrasinin tarafında olanlar var. Sayın Bahçeli ve yardımcıları bizi tehdit edebilir, Erdoğan hakaret edebilir ama bize düşen doğruyu söylemek. Oğan ile geçmiş insani boyutumuz sebebiyle rahat bir konuşmaydı. Teklif götürecek kişi Kılıçdaroğlu' dur. Ben bizim perspektifimizi anlattım. Onun yerine kendime koyarak, konuştum. Kendisi de ifade ediyor, topyekun oyun bir yana kayması kolay değil. Ama onun yapacağı tercih, psikolojik olarak, iklim olarak önemli.

"OĞAN'A SÖYLENENLER BİZE SÖYLENSE BİZ O MASAYA OTURAMAZDIK"

Kararı, ülke için sonuç doğuracak. Soğukkanlı bir şekilde karar verecek. Oğan'a MHP'den gelen tepkiler vahim. Oğan'a söylenenler bize söylense biz o masaya oturamazdık. Oğan'ın hesap etmesi gereken şey temelde bu. Çok net olarak şunu söylerim biz hiçbir lideri rencide edecek bir şey söylemeyiz. Bizi desteklerse borçlandırmayız. Özdağ ile geçmişimiz var ama çok sert dili var. Karşılaştık da selamını verdi aldık. Kimseyi rencide edecek bir söz söylemem. Erdoğan Bahçeli, en ağır hakaretlerle saldırdılar. Onları tenkit ettik ama aynı üslubu ortaya koymadık. Oğan'ı ciddiye alınacağı, süreçte rahat eder Altılı Masa'da. Seçimden sonra Oğan, şu anda taşıdığı değeri Cumhur İttifakı'nda taşıyacak mı? Yoksa bu kadar ağır ifadeler kullanan MHP, tasfiye etmeye mi çalışacak. Destici niye giremedi parlamentoya? Niye AKP listesinden yer bulamadı. Geçmişte BBP'ye ihtiyacı vardı şimdi Hüdapar'a. Şimdi Oğan'a. 3 ay sonra kime ihtiyacı olacağı belli olmaz Erdoğan da Bahçeli de makyavelist siyaset yapıyorlar. Yok etmeyecekleri ilke yok. Kullanmayacakları dini milli değer yok. Tam bir öğütme makineleri. Her şeyi yok ettiler. Millet ve devlet, karşı tarafı suçlayan unsurlar oldu. Bunların hiçbir kaygısı yok. Sinan bey bütün bunları göz önüne alması gerekir. Karar aldıktan sonra da görüş ayrılıklarımız da olur.

"OĞAN'IN İFADELERİ ZAFER PARTİSİ'NDEN FARKLILIK İÇERİYOR"

Birçok görüşünü paylaşmadığımı ifade edeyim. Özellikle Zafer Partisi, ama Oğan'ın ifadelerinde Zafer Partisi'ne göre farklılık görüyorum. Bize gelen biri nereye geldiğini biliyor. Ama yarın Erdoğan'a 'evet' derse nereye gideceği belli değil. Benim için temel olan ortak ürettiğimiz dokümanlardır. Ortak mutabakat metni ne diyorsa o. Referansımız odur. Bazı konularda o kadar istismar edildi ki. Sahte videolar, Diyanet'in kaldırılması...

"KILIÇDAROĞLU ALGI OPERASYONUNA DAHA KARARLI DURUYOR"

Bu algı operasyonuna karşı Kılıçdaroğlu da daha kararlı bir şekilde duruyor. Bizim milliyetçiliğimizden kimse şüphe edemez. Onlar otoriter dışlayıcı bir milliyetçiliği savunuyor biz kapsayıcı bir milliyetçiliği savunuyoruz. Ama milliyetçilik şuysa benim tanımın dışındaki herkes ülke düşmanı anlayışına karşı çıkarız. Kılıçdaroğlu, istismarları kaldırmak için çalışıyor. Dün iki kez Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Bugün Akşener ve Karamollaoğlu ile de görüştüm. Olayları birlikte değerlendiriyoruz. Oğan ile görüştükten sonra Kılıçdaroğlu'na Akşener'e Yavaş'a ve İmamoğlu'na bilgi verdim. Hemen herkese bilgi verdim. Paylaşıyoruz her şeyi. Koordinasyon var. 28 Mayıs'a giderken de 6 lider arasındaki koordinasyon çok önemli.

"28 MAYIS BİR SEÇİM DEĞİL ARTIK REFERANDUM"

28 Mayıs bir seçim değil artık bir referandum. Genel başkanlara da söyledim. Partiye de söyledim referandum gibi çalışacaksınız. Temel söylemleri, talimat gibi gönderdik teşkilatlara. Terörle ilgili bir itham var. Toplumun kafasını bulandıran bir iktidar propagandası var. Bu seçimin galibi Erdoğan değildir. Bu seçimin galibi, değişim isteyenlerdir.

"ERDOĞAN KORKUYU TAHRİK ETTİ"

Erdoğan korkuyu tahrik etti. Dini kesim, kazanımları semboller üzerinden korkuya kapıldı. Savunma sanayi zayıflar mı? Bir korku oluşturdu geleceğe yönelik. Biz bir vizyon oluşturduk. Vizyon, günlük korku ile çatıştı. Bizim bu 15 gün içinde bu korku ve dürtüleri halkın üzerinde kaldırmamız lazım. Özellikle muhafazakar kesimde, "Benim elimle" olmasın diye bir dini duyguya soktular. Şu anda 4 aday yok, bir referandum var. Adayların resmini kapatın, bu ittifakların değil. Bu düzen değişsin diyenler, Kılıçdaroğlu'na oy verecektir. Halk doğru mu yaptım? Refleksi oluşturdu. Birçok kişideki CHP alerjisinden daha çok, ne olacak bir hayatım sorusunu düşünecektir. Mültecilerle ilgili, değişen bir şey yok. Zafer Partisi'nin en yüksek oy aldığı yer aldığı yerler sığınmacıların en düşük olduğu yerler. Bu mesele öyle kolay kategorik bir şeyle olmuyor. AK Parti, yüzde 7 oy kaybetti. Erdoğan, birinci turda rahat bir şekilde alamadı. Depremzedelerle ilgili söylenenleri kınıyorum. Bizim telaşa kapılmadan Kılıçdaroğlu'nun da sukunetle argüman geliştirmesi lazım. Terörle mücadele her kim olursa olsun 29 Mayıs sabahında terörün başını kaldırması söz konusu olmayacak. Hendek ve barikatlar benim dönemimde temizlendi. Muhafazakâra kesimde kimse din ve vicdan özgürlüğü konusunda sıkıntı yaşamayacak. Kimseye ayrımcılık yapılmayacak. Herkes manevi bir huzur içinde olacak.

"İKİNCİ TURDAN ÜMİTLİYİM"

Savunma sanayindeki bütün projeler sürdürülecek. Bütün arkadaşlarıma bir eğitim gibi topladım tek tek anlattım. Alanda arkadaşlarımız bütün bunları anlatıyor. İkinci turdan ümitliyim. Zaten iddiasını bitenin siyasete girmemesi lazım. Bizi zorlayacak şey, şu argümanı işleyecekler. Biz çoğunluğu aldık, bir yanlış yapıp Kılıçdaroğlu'na vermeyin kaos çıkar. Şu anki statükoda biz yargı yasamayı yürütmenin tek başında olmasına karşıyız. Biz de diyoruz ki halka, madem Meclis'e verdin Cumhur'a o zaman yürütmeyi bize ver. Biz yanlış karar alırsak, Meclis'te düzeltirsiniz. Ama yürütmeyi bize verirseniz biz şu teminatı veriyoruz: Kılıçdaroğlu, Erdoğan gibi davranmayacak. Meclis'teki tüm partilerle temas kuracak. Ama yanlış iş yapan da hesap verecek. Burada herkes birbirinin gücüne sayı göstermeyi öğrenecek. Kimse korkuyla oy kullanmasın Türkiye'nin geleceğini düşünsün."