Vergiler asgari ücret zammını yuttu!

Yayın tarihi: 22 Ağustos 2022 Pazartesi 10:40 am - Güncelleme: 22 Ağustos 2022 Pazartesi 10:40 am

Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmasına rağmen vergi dilimlerinde artışa gidilmemesi asgari ücret zammının vergi ödemesine gitmesine neden oldu.

Deprem vergilerine ne oldu?

Temmuz ayında ücretlerde yapılan artışla enflasyon kaybı giderilmek istendi. Böylelikle yüzde 30 ile yüzde 50 arasında zam yapıldı. Ancak ücret artışının ardından vergi dilimlerinde artışa gidilmedi. Bunun sonucunda bordrolu bir çalışanın ağustos ayında cebine giren ücretin yüzde 30’a yakını vergi olarak devletin kasasına geri döndü. Öte yandan birçok üründe uygulanan ÖTV ve KDV ile birlikte yapılan zammın hiçbir etkisi olmadı.

Prof. Dr. Aziz Çelik ve DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal İş Sendikası Başkanı Adnan Serdaroğlu gelir vergisinde yaşanan adaletsizlikle ilgili BirGün’e konuştu.

ÖRTÜLÜ VERGİ ARTIRIMI

Yaşanan adaletsizliğin en büyük nedeni olarak ücret artışının çok artında bir gelir vergisi artışının yapılması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çelik, “Böyle olunca çalışanlar vergide ikinci ve üçüncü dilime giriyor. Özellikle ikinci dilimden sonra gelirlerde önemli bir azalma yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

Hükümet tarafından yıllarca gelir vergisi tarife dilimlerinin enflasyonun altında arttırıldığına dikkat çeken Çelik, “Ücretlerin, değerleme oranlarının altında artırılmaya devam ediliyor. Bu yüzden daha yüksek vergiler veriyor. Bu aslında örtülü bir şekilde verginin artırılması anlamına geliyor. Asgari ücret kadar kısmı vergiden muaf ama üstüne çıkınca dolaylı bir şekilde daha yüksek vergi alınıyor” dedi.

ÖTV ve KDV vergilerine de değinen Çelik, “Dolaylı vergiler işçiyi ikinci fasıl olarak etkiliyor. Dolaylı vergilerin herkese aynı oranda yansıması adaletsizliği bir kez daha ortaya çıkarıyor. Baktığımızda vergilerin üçte ikisi dolaylı vergilerden oluşuyor. 30 yıl kadar önce vergilerin üçte birini oluşturuyordu. Bu durum ücretlerin aşınmasına da yol açıyor” şeklinde konuştu.

YÜK TABANA YAYILIYOR

Vergi yükünün tabana yayıldığının altını çizen Çelik, “Adaletli bir vergi dağılımında ise bu yük tavana yayılması gerekirdi. Bir diğer adaletsiz nokta ise bordrolu çalışanların vergilerinin kendilerine sorulmadan maaşından peşin olarak kesilmesi. Hâlbuki diğer sermaye kazançlarında, şirket ortaklarının ödediği kurumlar vergisinde vergiler kazanç sahibinin beyanıyla bir sonraki dönem ödeniyor” diye belirtti.

Çelik ayrıca zamların vergilerle eridiğini aktararak “Bu yolla ücret ve maaşa yapılan zamların büyük bir bölümü geri dönüyor. Ödenen gerçek gelirde artış yaşanmıyor” dedi.

YÜZDE 27’LERE ÇIKTI

Türkiye’de işçilerin yaşadığı en büyük sorunlardan birisinin vergi adaletsizliği olduğunu kaydeden Adnan Serdaroğlu, “Vergilerin yüksek olması, vergi dilimi artışlarının adil olmaması ve özellikle son dilime gelen işçilerin ücretlerinde önemli bir kaybın ortaya çıkarılmasına yol açıyor” dedi.

Vergi yükünün son zamanlarda iyice arttığını dile getiren Serdaroğlu, “Asgari ücretlerin üstündeki ücretlerde yüzde 15’ten başlayan bir vergi oranı vardı. Bu oran ağustos ayı itibariyle yüzde 27’lere çıkmış durumda. Bu kesintilerle işçilerin almış olduğu zamların büyük bir bölümü vergiye gidiyor” diye belirtti.

Vergi dilimlerinin yüzde 10’dan başlaması gerektiğinin altını çizen Serdaroğlu, “DİSK olarak bu talebimizi yıllardır söylüyoruz. Aynı zamanda mutlaka vergi dilimleri orantılı bir şekilde artırılması gerekiyor. Bugün baktığımızda yüzde 27’lere çıkan vergi dilimi büyük oranda sermaye sahibi insanlar kadar vergi veren bir işçi grubunu ortaya çıkartmakta. İşverenler harcamalarını vergiden düşerken işçilerin ücretinin yüzde 27’sini vergi olarak vermesi Türkiye’de vergi adaletsizliğinin en büyük göstergesi” dedi.

İŞVEREN KARŞILAMALI

Çözüm için vergi sisteminde reforma gidilmesi gerektiğini aktaran Serdaroğlu, “Sendikalar olarak yüzde 15’in üzerindeki vergi dilimlerinin işveren tarafından karşılanmasını talep ediyoruz. Toplu iş sözleşmelerinde taleplerimiz oluyor. Ancak işçilerin büyük çoğunluğu vergileri ödemeye zorlanıyorlar. Özgür bir örgütlenme düzeni olmadığı için bu tür kazanımlar çoğunlukla sağlanamıyor. İktidar sosyal devlet anlayışı içerisinde vergi düzenlemesini yeniden yapması gerekiyor ancak Türkiye maalesef ki sermaye düzeni ile yönetildiği için sermayedarlar vergiden istisnai olarak serbest bırakılırken işçiler vergilerin büyük bölümünü ödemek zorunda bırakılıyor” ifadelerini kullandı.