Prof. Dr. Derya Engin, "Antikorun yüksekliği-düşüklüğü, varlığı ya da yokluğu koruyuculuğu gösteremeyebiliyor. 'Benim artık yüksek antikorum var.' deyip, yalancı bir güven oluşturmamız hem bizi hem de çevremizdeki insanları riske atacaktır" dedi.
Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Derya Öztürk Engin, antikor yüksekliğinin koruyuculuğu göstermeyebildiğini belirterek, "O nedenle 'Benim artık yüksek antikorum var.' deyip, yalancı bir güven oluşturmamız hem bizi hem de çevremizdeki insanları riske atacaktır." uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Engin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, antikorun, yabancı maddelere, virüslere, mantarlara karşı vücudun ürettiği protein yapısındaki maddeler olduğunu, "immünglobulin (Ig)" olarak da adlandırıldığını söyledi.
İmmünglobulin G ve M ölçülerek hastaların belli rahatsızlıkları daha önce geçirip geçirmediklerinin, bu hastalıklara karşı bağışıklık sağlayıp sağlamadıklarının belirlenebildiğini anlatan Engin, şöyle devam etti:
"Kullanılan kitler, ölçüm teknikleri farklı olabiliyor. Bir ölçümde sadece virüsün yüzeyine karşı gelişen antikora bakılabilir. Diğer ölçümde virüsün hem yüzeyine hem de iç yapısına karşı gelişen antikor ölçülebilir. Bu nedenle de iki laboratuvar arasında bir farklılık varsa, o immünglobulin G artı M ölçüyorsa, diğeri G ölçüyorsa ve virüsün farklı bölgelerine yönelik ölçüm yapılıyorsa, farklı kitler kullanılıyorsa aynı kişi bile olsa farklı sonuçlar çıkacaktır."
Kovid-19'da, özellikle "nötralizan antikor"a bakılması gerektiğini aktaran Engin, "Yani, virüsü öldürme yeteneğine sahip olabilecek antikorlara bakılmalıdır. Bunun rutinde yapılması şu anda olanaklı görünmüyor. Çok özel durumlarda yapılabiliyor." dedi.
"Antikorun yüksekliği-düşüklüğü, varlığı ya da yokluğu koruyuculuğu gösteremeyebiliyor. O nedenle koruyuculuğunu düşünerek, 'Benim artık yüksek antikorum var.' deyip, yalancı bir güven oluşturmamız hem bizi hem de çevremizdeki insanları riske atacaktır." diyen Engin, antikor seviyelerine bakıp koruyucu önlemlerin aksatılmasının yanlış olacağının altını çizdi.
ANTİKOR TESTLERİNDE YALANCI POZİTİFLİK OLABİLİYOR
Prof. Dr. Derya Öztürk Engin, antikor testlerinde yalancı pozitiflikler de olabildiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Örneğin, dolaşımda bir sürü koronavirüs var. Bunlara bağlı test sonucu yalancı pozitif çıkabilir. Bu Kovid-19 da olmayabilir. Antikor yanıtı azaldığında da testi negatifleşmiş gibi görebiliriz. Baktığımız antikorlar gerçek koruyuculuk düzeyini göstermeyebildiği gibi, 'Negatif sonuç çıktı ben koruyucu değilim.' demek doğru olmayabilir. Bakmamız gereken nötralizan antikorlar olduğu için bu antikorlar ya da tam tersi 'Çok yüksek titrede antikorum var.' dediğimizde yalancı güvenin oluşmaması gerekiyor. Benim sonucum 300 gibi geldi. Size 100 geldi. 'Ben daha koruyucuyum, daha rahatım.' anlamını çıkartmamak gerekiyor. 'Antikorum var artık kimseye bu hastalığı bulaştırmıyorum.' dememek lazım. Antikor aşılandığımızı, hastalığı geçirmiş olduğumuzu gösterir ama ne kadar koruyucuyuz, ne kadar bu virüse karşı mücadele edebiliriz sorusunun yanıtına güvenmemek gerekiyor. Ölçülebilir ama 'güvenmek' kısmında dikkatli olmakta yarar var."
Engin, salgının sona erebilmesi için aşı olunması ve maske, mesafe ile hijyen kurallarına uyulması gerektiğini sözlerine ekledi.