Uzayda yaşayan mikroorganizmanın sırrı çözüldü!

Uzayda yaşayabilen bir mikroorganizmalardan biri olan Deinococcus radiodurans’un gizeminin çözüldüğünü belirten bilim insanları, “Bu araştırma, yaşamın Dünya ötesinde var olabilmasını sağlayabilecek mekanizmaları ve süreçleri anlamamıza yardımcı olarak, bu haşin ortamda nasıl hayatta kalacağımıza ve adapte olacağımıza dair bilgimizi artırıyor” dedi.

Independent Türkçe’nin haberine göre; Uzay, herhangi bir yaşam biçimi için haşin bir ortam ancak bazı olağanüstü dirençli mikroorganizmalar hayatta kalabiliyor. Hatta aşırı koşullara dayanabilen bu tür organizmaların, gezegenler arasında göç edebileceği ve yaşamı bir gezegenden diğerine aktarabileceği öne sürülüyor. Yaşamın Dünya’ya uzaydan geldiğini söyleyen panspermia hipotezi, işte bu düşünceyi temel alıyor.

Hipotezde bahsi geçen dirençli organizmalardan biri olan Deinococcus radiodurans adlı bakteri türü, uzay boşluğunun kızılötesi radyasyonu, sıcaklık dalgalanmaları ve mikro yerçekimi gibi şiddetli etkilerine dayanabiliyor. Kısa süre önce yapılan bir araştırmada, Viyana Üniversitesi öncülüğündekibilim insanları mikropların bir gök cisiminden diğerine geçişte nasıl hayatta kalabileceğini anlamak için uzayın bu dayanıklı mikrop üzerindeki etkisini moleküler düzeyde inceledi.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nun dışında, özel olarak tasarlanmış bir platformda bir yıl geçiren organizmanın, yapısal hasardan korunmayı başardığı ve yüzeyini çok sayıda vezikülle (kapalı zardan oluşan küçük kesecik) kapladığı ortaya çıktı. Bulgulara göre veziküller, bakterinin DNA hasarını onarmasına ve kendini (reaktif oksijen türleri ismi verilen) son derece reaktif kimyasal moleküllere karşı savunmasına yardımcı oldu. Araştırmacılar ayrıca, bakterinin içsel süreçlerinin de uzay ortamına tepki vermek üzere değiştiğini keşfetti.

Araştırmanın liderlerinden Tetyana Milojevic, söz konusu bulguların önemini şöyle açıkladı:

Bu araştırma, yaşamın Dünya ötesinde var olabilmasını sağlayabilecek mekanizmaları ve süreçleri anlamamıza yardımcı olarak, bu haşin ortamda nasıl hayatta kalacağımıza ve adapte olacağımıza dair bilgimizi artırıyor.