İstanbul'un Sarıyer ilçesinde İÇTAŞ tarafından SİT alanı üzerine yapılmak istenen beton santraline karşı bölge halkı direniyor.
İÇTAŞ tarafından İstanbul'un Sarıyer ilçesinde bulunan Uskumruköy'de yapılmak istenen beton santraline karşı bölgede yaşayanlar 11'inci kez basın açıklaması yaptı. Beton santrali yapılmak istenen SİT alanının önünde bir araya gelen yurttaşlar, santral inşaatının iptal edilmesi yönünde çağrı yaptılar. Bölgenin SİT alanı olduğu hatırlatılarak, kamu görevlilerine yönelik yetkilerini kötüye kullanmaması yönünde uyarıda bulunuldu.
Yurttaşlar tarafından yapılan açıklamada beton santrali sebebiyle Sarıyer'de hafriyat kamyonu trafiğinin arttığına dikkat çekildi.
Gerçekleştirilen projede kamu yararının bulunmadığı, aksine beton santralinin bölge halkının zararına olduğuna vurgu yapılarak "Sağlıklı ortamda yaşama hakkı devletin her vatandaşa sağlaması gereken öncelikli görevidir. Yetkisi olmasına rağmen bu hukuksuzluğa ve hak gasbına engel olmayan bütün devlet kurumları ve yerel yöneticiler de aynı sorumluluğa ortak olmaktadırlar" denildi.
Şirketin beton santrali için kestiği çam ağaçlarına ilişkin Orman Genel Müdürlüğü'nün (OGM) duruma seyirci kaldığı belirtildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
"Uskumruköy’de, İCA (İÇTAŞ) şirketinin şantiye sahasına çevirdiği SİT alanının önünde 11. kez toplandık. Yasa veya mahkeme kararı tanımaksızın faaliyet göstermeyi alışkanlık haline getirmiş bu şirketin doğa katliamı konusundaki kabarık sicili, Akbelen’de giriştiği kıyımla birlikte bütün ülke tarafından anlaşılmış oldu. Aynı şirket, Uskumruköy’de KMO ile tahrip ettiği, sonrasında ise OGM personelinin ağaçlandırdığı sahaya tekrar tecavüz etmekte herhangi bir sakınca görmemiştir. Şirketin kaçak beton santraline yol açmak için kestiği yüzlerce çam ağacına karşın OGM seyirci olmaktan öteye gitmemiştir."
"KAMU YARARI OLMAYACAĞI ORTADA"
"Bundan ayrı olarak, ÇED raporu ve tabelası dahi bulunmayan bu santrale elektrik direkleriyle enerji transferi yapılmaya başlanmıştır. Sarıyer halkının şahit olduğu üzere, bölgede hafriyat kamyon trafiği muazzam boyutlara ulaşmıştır. Ölümlü kaza riskini arttıran ağır vasıta yoğunluğu, aynı zamanda yollarımızın bozulmasına ve toz/çamurla kaplanmasına neden olarak trafikteki can güvenliğimize ilave tehditler oluşturmaktadır. Bildiğiniz gibi birçok yıkım projesinin gerçekleştirilebilmesi için “kamu yararı” olarak ifade edilen fakat kimin çıkarına olduğu belli olmayan, hatta genellikle bölge halkının zararına olan bir gerekçe öne sürülmektedir."
"Yerleşim yerlerinin ve tarımsal üretim yapan köylerin bitişiğinde, Belgrad Ormanı’nın kıyısında bulunan; su kaynağının ve SİT alanının üzerine çöken, havayı zehirleyen, can ve mal güvenliğini tehdit eden, orman varlığımıza kast eden bir santralde kamu yararı olamayacağı gün gibi ortadadır. Üstüne üstlük taşıma kapasitesinin çok üzerine çıkmış bir şehirde nüfus artışını körükleyen ve betonlaşmayla kalan doğal alanların yok olmasına neden olan her proje, doğal olarak İstanbul için ciddi olumsuzluklar yaratma potansiyeline sahiptir."
"MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ"
"Tekrar hatırlatmak isteriz ki, sağlıklı ortamda yaşama hakkı devletin her vatandaşa sağlaması gereken öncelikli görevidir. Yetkisi olmasına rağmen bu hukuksuzluğa ve hak gasbına engel olmayan bütün devlet kurumları ve yerel yöneticiler de aynı sorumluluğa ortak olmaktadırlar. Sonuç ne olursa olsun, bir araya gelerek yetkisini kötüye kullanan veya kullanması gerektiği halde yetki kullanmayan kişi ve kurumlardan, ve bu tahribatın sebebi olan şirketten şikayetçi olmaya, bu yasa tanımazlığı yurttaşlarla paylaşarak sesimizi daha çok duyurmaya ve haklı mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz."