Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, 7 Haziran-1 Kasım sürecinde yaşananlarla ilgili Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’na, “Türk halkına gerçeği söylemeyerek yalan söylüyorsun. Senin neyi bildiğini ben biliyorum. Sen benim bildiğimden daha fazlasını biliyorsun. Artık konuş.” sözleriyle seslendi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, birtakım temaslarda bulunmak üzere Denizli’ye gitti. Burada teşkilatıyla bir araya gelen Özdağ, sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“SEROK AHMET DEĞİL KORKAK AHMET’SİN SEN”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili “Kendisinden yanıt aldınız mı” sorusunu yanıtlayan Özdağ, şunları söyledi: “Ahmet Davutoğlu gerçekleri söylemekten korkuyor. Serok Ahmet değil, korkak Ahmet’sin sen. Türkiye'nin başına, Cumhuriyet tarihi boyunca en büyük belayı açtın. Milyonlarca sığınmacının Türkiye'ye girmesinden sen sorumlusun. Türk halkına gerçeği söylemeyerek yalan söylüyorsun. Senin neyi bildiğini ben biliyorum. Sen benim bildiğimden daha fazlasını biliyorsun. Artık konuş.” https://tele1.com.tr/umit-ozdag-7-haziran-1-kasim-sureci-ihmal-degil-komplo-738114/

ALTILI MASA’YA ÇAĞRI YAPTI

Altılı Masa’ya da seslenen Özdağ, “Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener; Ahmet Davutoğlu ile aynı masaya oturup Türkiye'ye demokrasi getireceğiniz iddiasında bulunmadan önce Davutoğlu'na sorun. Haziran-Kasım 2015'te ne oldu diye? Sen bu konuda açıklama yaptıktan sora Erdoğan seni niye tehdit etti? Ne oldu yüzlerce insan öldü nasıl öldü. Ankara gar patlaması nasıl oldu?’’ ifadelerini kullandı.

"TERÖRLE MÜCADELE SAKSI KALDIRARAK DEĞİL SINIRLARDA GÜVENLİK SAĞLANARAK YAPILIR"

Taksim’de gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin de konuşan Özdağ, “Zafer Partisi’nin aylardan beri ısrarla vurgulaması, konuyu gündeme getirmesine rağmen sınır güvenliğimiz sağlanmış değil. Sınır güvenliği sağlanmadığı için delik deşik olan sınırlarımızdan her türlü terörist uyuşturucu, suçlu, tecavüzcü geçiyor ve Türkiye’ye giriyor. Bunlardan bir tanesinin sadece bir tanesinin Taksim’de yaptığını gördünüz. Daha önce de İstanbul’da Reina adlı bir mekânın ki uluslararası bir mekân. 2 milyar dolarlık yılda katkısı varmış Türkiye turizmine. 30 dolarlık bir kalaşnikof ve bir kişi tarafından silindi. Terörle mücadele İstiklal Caddesi'nden saksıları kaldırarak yapılamaz. Terörle mücadele sınırlarda yüzde yüz güvenlik sağlayarak yapılır. Milyonlarca yabancının, suçlunun, uyuşturucu tacirinin, mafya elemanının, teröristin olduğu bir İstanbul’da Türkiye’de kamu güvenliğini sağlamak, milli güvenliği sağlamak, teröre karşı etkili bir mücadele vermek neredeyse imkânsızdır. Uyuyan hücrelerin hepsinin uyandırılması durumunda Türkiye’de kamu güvenliği tamamen ortadan kalkacaktır.’’ dedi.

“ÇETİN DOĞAN'A YAPILANI YUNAN YAPMAZ”

Zafer Partisi heyetinin İstiklal Caddesi’ne ziyaretinin engellendiğini de hatırlatan Özdağ, ‘’İstiklal Caddesi'ne çiçek bırakmaya gittiğimizde bütün partiler için yol açıldı. Bizim önümüz çevik kuvvetle kesildi. Hem de iki kez barikat kuruldu. Yeter artık. Suriyelilerin önünü açıyorsunuz, Afgan’ın, Somalilinin önünü açıyorsunuz, bizim önümüzü kapatıyorsunuz. Size bu muameleyi bu ülkede yaptırmayacağız. Türk Devletini Türk Milletine geri vereceğiz. Bu yaptıklarınızın hesabını da soracağız. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yıkılması için çalışan Selahattin Demirtaş'ın babası hasta diye özel uçakla hapisten alınıp Diyarbakır'a hastaneye götürülüyor. Diğer taraftan Çetin Doğan iç kanama geçiriyor. Hastaneye getirilmesi lazım. Yanında gelecek jandarma personelinin ücreti emekli orgeneralden talep ediliyor. Yunanlı generale yapılmaz sizin bu yaptığınız. Yunanlılar Türk generale yapmaz bu yaptığınızı. Allah’tan korkun biraz” dedi.

ANADOLU KALESİ PLANI

Özdağ, partisinin ‘Anadolu Kalesi Planı’ hakkında ise şunları söyledi: “Bu konuda Zafer Partisi olarak Ottowa anlaşmasından çekilip sınırlarımızın tekrar mayınla döşenmesi, balon sistemiyle sınırın karşı tarafının kilometrelerce ilerden başlayarak gözetlenmesi. İHA ve SİHA’ların sürekli kritik noktalarda uçuş yapması ve sınıra yaklaşanları uzaklaştıracak askeri tedbirler alınması, Türkiye’ye yönelik silah ve insan kaçakçılığı yapan yabancı şebekelerin MİT tarafından sınırın öte tarafında yapılacak operasyonlarla yok edilmesi. Sensor sistemleriyle sınırda güvenliğin arttırılması gibi kapsamlı bir müşterek istihbarat koordinasyon merkezi planını Anadolu Kalesi Planı çerçevesinde Tük toplumu ile paylaştık paylaşmaya da devam edeceğiz.”
Muhabir: Egehan Erkün