Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TELE1'de Tuncay Mollaveisoğlu'nun konuğu oldu. Özdağ, geçen günlerde Kayseri'de ve Suriye'de yaşanan gerilim ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TELE1’de Tuncay Mollaveisoğlu’nun sunduğu ‘Liderler Anında Manşet’ programına konuk oldu. Özdağ, Kayseri’de yaşanan olaylar ve sığınmacı gündemiyle ilgili soruları yanıtladı.
Kayseri'de yaşanan olaylar sırasında il teşkilatına talimat verdiğini belirten Özdağ, "Ben talimat verdiğim için, orada hiçbir Zafer Partili yoktu. Olaylar başlar başlamaz, Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Yücel'i, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Dinçer Çolak'ı, Genel Başkan Başdanışmanlarını, Emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz'ı Kayseri'ye yolladım. Zafer Partisi teşkilatları, 1 kişiyi sahaya çıkartmadı" dedi.
Özdağ, Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gerilim ile ilgili ise "Efendim, 'Suriye’nin kuzeyinde son olan olaylar Kayseri’deki olaylarla ateşlendi' bu da büyük bir yalan. Türk TIR’larına, binalarına, Türk hedeflerine yönelik saldırılar Kayseri olaylarından önce başladı. Nedeni de Erdoğan’ın Beşer Esad’la görüşeceğini açıklamış olmasıdır" ifadelerini kullandı.
Özdağ, Zafer Partisi'nin politikası hakkındaki eleştirilere ilişkin de "Biz nefret dili kullanmıyoruz. Diyoruz ki, sığınmacıların, Suriyelilerin başına gelen türden bir iç savaş felaketini Allah hiçbir milletin başına vermesin. Ama biz milletimizin de böyle bir felaket yaşamasını istemiyoruz" açıklamasını yaptı.
Sinan Ateş cinayeti davasına da değinen Özdağ, “Ben bu davanın AKP-MHP ittifakı devam ettiği sürece, asla normal bir şekilde sonuçlanacağını düşünmüyorum. Türkiye hukuk devleti kurulduğu zaman bu dava yeniden açılacak, yeniden yargılamalar olacak ancak ondan sonra gerçek ortaya çıkacak. Gerçek cezalar ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.
Özdağ'ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
-Bir süredir Zafer Partisi’ne yönelik yoğun bir psikolojik operasyon, komplo girişimi var. Bizi bir şekilde aşağı çekmek istiyorlar. Bunun üzerinden partimize yönelik hukuki operasyonlar yapmak istiyorlar. Neden? Çünkü Kasım 2002’den bu yana Erdoğan, Türkiye’nin gündemini hep belirlemiştir. Çok nadir Erdoğan’a rağmen bir gündem oluşmuştur. Bunu ilk kez Zafer Partisi değiştirdi. Türkiye’nin Göçmenistan olması konusunda küresel ve yerel bir uzlaşma vardı. AB, Amerika, İsrail, Soros gibi yapılar, sığınmacıların Türkiye’de kalması konusunda anlaşmışlardı. Geri Kabul Anlaşması ile Türkiye, Avrupa’nın Ruanda’sı olmuştu. İçeride de AKP iktidarı, sığınmacılara, kaçaklara zaman içinde vatandaşlık verecek bir stratejiyi benimsemiş, sığınmacılara yönelik entegrasyon planını da 2018-2023 stratejik bir planlama başlatmıştı. Bu planı, Mustafa Balbay bir kitapla deşifre etti.
-Erdoğan bunun konuşulmasını istemiyordu, diğer partiler istemiyordu. Biz bu gündemi belirlemeyi becerdik. Hem de basında, televizyonda ambargoya rağmen becerdik. Bir cep telefonuyla, sosyal medya üzerinden… Zafer Partisi’ne yönelik olağanüstü karalama, iftira kampanyası başlattılar. Mossad ajanı, CIA ajanı, Arap düşmanı, İslam düşmanı, yabancı düşmanı… Olmadığını biliyorlar. Zafer Partisi’nin parasının olmadığını, dış bağlantısının olmadığını, kurulurken Anıtkabir’den Türkistan’a Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesine gittiğini, oradan aldığı toprağı Hacı Bektaşi Veli’ye getirdiğini… Biz yerli ve milliliğimizin 40’ta birini versek, kendileri de yerli ve milli olurlar. 40’ta biri yeter onlara.
"BEN TUTUKLANINCA SORUN ÇÖZÜLECEK Mİ?"
-Biz böyle bir süreçte, provokasyon girişimlerini engelleyerek, provokasyon yapmaya çalışanları tespit ederek, sorumlu bir şekilde bu konuyu gündemde tuttuk ve geri dönüş projesi hazırladık. Çaresizlik içinde 'Ümit Özdağ tutuklansın' diyorlar. Ümit Özdağ suç işlediyse tutuklansın. Bir suç var mı, yok. Peki kardeşim kafanıza göre bir savcı buldunuz, kafanıza göre bir hakim de buldunuz. Biri ifadeye çağırdı, tutuklamaya sevk etti, öteki de tutukladı yolladı Sincan'a. Nereye kadar tutacaksınız içeride Ümit Özdağ'ı? Ümit Özdağ tutuklanınca bu sorun çözülecek mi?
-Bazıları diyor ki "Zafer Partisi'nin teşkilatları zayıf". Bir parti ki 3 senede kurulsun, iki tane büyük seçime girsin, bunların üstesinden gelsin, bütün provokasyon girişimlerini Türkiye'nin her yanında tespit etsin, engellesin, bastırsın... Bunları yaparken güvenlik güçleri ile iletişim içinde olsun, provokasyon girişimlerini önceden bildirsin... Özetle, bu her teşkilatın altından kalkabileceği bir yük değildir. Zafer Partisi'nin teşkilatları da güçlüdür, fikri zemini de güçlüdür.
"KAYSERİ'DE HİÇBİR ZAFER PARTİLİ YOKTU"
-Kayseri'de polis, tecavüzcüyü almak için gidiyor, polise direniyor Suriyeliler şımartıldıkları için. Bunun üzerine halk polise yardım ediyor. Olaylar büyüyor. Karısını çocuğunu alıp oraya gelen aileler var protesto için. Oraya gelen yaşlı başlı insanlar var. Bunların içerisinde AK Partilisi var, MHP'lisi var, CHP'lisi var. CHP'nin Milletvekili orada. Ben de talimat verdiğim için, orada hiçbir Zafer Partili yok. Olaylar başlar başlamaz, Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Yücel'i, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Dinçer Çolak'ı, Genel Başkan Başdanışmanlarını, Emekli Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz'ı Kayseri'ye yolladım. Zafer Partisi teşkilatları, 1 kişiyi sahaya çıkartmadı. Üstelik, dışarıda Zafer Partisi İl Başkanlığı, tam karşısında. Emniyet ile görüşüldü. Provokasyon konusunda güvenlik güçlerine bilgi verildi. Biz izlenebilecek en sorumlu siyaseti izliyoruz. Sorumsuz siyaset izleyen Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye'nin sınırlarını korumayıp, içeriye milyonlarca sığınmacı ve kaçağın girmesine sebep olan kim? Recep Tayyip Erdoğan.
“SARAY’IN KAYSERİ’DE YAŞANANLARDAN DERS ÇIKARMASI LAZIM”
-Kayseri’de yaşananların, dış dinamikler değil iç dinamiklerle olduğu anlaşıldı. Eğer dış dinamiklerle olsaydı korkardım. Suriye’deki dış dinamik onu biliyoruz. PKK/PYD devleti kurmak isteyenler, Türkiye’nin kontrol ettiği bölgede, Türkiye karşıtlarını kışkırttılar. Ama Kayseri’de olan olay, iç dinamiklerle olan bir patlama, bir öfke salımı oldu. Saray’ın, Erdoğan’ın bundan ders çıkarması lazım.
"AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEN SIĞINMACI VE KAÇAKLAR TÜRKİYE'Yİ TEHDİT ETMEZ Mİ?"
-Avrupa’nın güvenliğini biz sığınmacıları, kaçakları yollamayarak sağlıyoruz. Demek ki sığınmacı ve kaçakların Avrupa’ya gitmesi Avrupa’nın güvenliğini tehdit altına düşürüyormuş. Sığınmacı ve kaçaklar Türkiye’nin güvenliğini tehdit altına almazlar mı? Koskoca kıtanın, Türkiye’den kat kat zengin Avrupa’nın güvenliğini tehdit eden bu akın, Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmez mi? Zafer Partisi olmasaydı, Türkiye’nin sığınmacı sorunu yok muydu? Biz olanı söylüyor ve çözüm yolunu gösteriyoruz.
"MİLLETİMİZİN BİR İÇ SAVAŞ FELAKETİ YAŞAMASINI İSTEMİYORUZ"
-Biz nefret dili kullanmıyoruz. Diyoruz ki sığınmacıların, Suriyelilerin başına gelen türden bir iç savaş felaketini Allah hiçbir milletin başına vermesin. Ama biz milletimizin de böyle bir felaket yaşamasını istemiyoruz. Stratejik göç mühendisliğinin, Amerikan Deniz Harp Akademisi’nde nasıl politik savaş yöntemi olarak okutulduğunu biliyoruz. Etnisite üzerinden, etnisite transferi üzerinden milletlerin demografik yapısının nasıl değiştirildiğini ve siyasal dengelerinin nasıl bozulduğunu biliyoruz. Türkiye bu süreci yaşıyor.
"SURİYE'DEKİ OLAYLAR ERDOĞAN'IN ESAD'LA GÖRÜŞECEĞİNİ AÇIKLAMASININ ARDINDAN BAŞLADI"
- “Suriye’nin kuzeyinde son olan olaylar Kayseri’deki olaylarla ateşlendi” bu da büyük bir yalan. Türk TIR’larına, binalarına, Türk hedeflerine yönelik saldırılar Kayseri olaylarından önce başladı. Nedeni de Erdoğan’ın Beşer Esad’la görüşeceğini açıklamış olmasıdır.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİ DAVASI HAKKINDA
-(Sinan Ateş cinayeti davası hakkında)Ben bu davanın AKP-MHP ittifakı devam ettiği sürece, asla normal bir şekilde sonuçlanacağını düşünmüyorum. Türkiye hukuk devleti kurulduğu zaman bu dava yeniden açılacak, yeniden yargılamalar olacak ancak ondan sonra gerçek ortaya çıkacak. Gerçek cezalar ortaya çıkacak” şeklinde konuştu.
https://tele1.com.tr/umit-ozdag-suriyenin-kuzeyindeki-olaylarin-sebebi-kayseri-degil-1094649/