Neredeyse bir yıl oldu. Fırat’ın Doğusu’na bir harekat yapılacağı konuşuluyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen Aralık ayından bu yana ‘güvenli bölge’ tesisi konusunda hemen her konuşmasında operasyona değinip, Washington’a ‘ bir gece ansızın gelebiliriz’ şarkılı mesajını iletti. Başkan Trump’la bir kaç kez konuştu.
Heyetlerin biri gitti biri geldi.
Milli Savunma ve Dışişleri Bakanları, Amerikalı muhataplarıyla yüz yüze geldi, sık sık telefonla görüştü.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey başkanlığındaki heyet, kısa süre önce Türkiye’ye geldi. Güvenli bölge seçeneklerini konuştu.
Ne derinlikte ne de uzunlukta bir sonuç çıkmadı.
Bu arada, ABD ‘Suriye Demokratik Güçleri’ adıyla kamufle ettiği, ana unsuru oluşturan YPG güçlerini koruma ve kollama görevine devam etti.
IŞİD’e karşı ‘müttefik’ diye nitelediği YPG’ye silah ve mühimmat vermeye devam etti.
Komutanlar tokalaşırken resim verip, servis etti.
Ankara’dan 24 saat öncesine kadar harekat rüzgarı estirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç gün önce ‘Fırat’ın Doğusu’na askeri harekat düzenleneceğini’ söyledi.
Washington anında cevap verdi, diplomasiyi bir kenara koyup ‘yapamazsın’ diye tehdit etti.
ABD Savunma Bakanı Mark Esper, “Suriye’nin kuzeyine Türkiye’nin yapacağı bir askeri operasyon kabul edilemez ve ABD tek taraflı bir harekatı engeller.” dedi.
Daha önce engellendi mi?
Esper neden bu kadar yüksekten konuştu?
Evet Trump tarafından engellendi.
Trump’ın konuşmaları diplomasi teamüllerine pek uymaz.
Osaka’da yapılan G-20 toplantısında, operasyonu Erdoğan’a açtığı bir telefonla engellediğini söylerken ‘bunu yapamazsın dedim yapmadı’ şeklinde sözlerini hatırladım.
Türk Ordusu Suriye’ye girdi girecek diye beklenirken bir anda askeri heyetlerin iki günlük Ankara’daki görüşmelerinden olumlu sonuç çıktığı açıklandı.
Kısa bir açıklama yapıldı:
‘Güvenli bölge’ tesisinin ABD ile birlikte koordine ve yönetimi için Türkiye’de Müşterek Harekat Merkezi’nin en kısa zamanda kurulması,
Müteakiben, ‘güvenli bölge’nin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave tedbirin alınması konularında mutabık kalınmıştır.’
Ancak, açıklanan metinde Türkiye’nin ‘olmazsa olmaz’ dediği bir şey yok.
1-YPG güçlerinin bölgedeki durumuna ilişkin bir atıfta bulunulmuyor.
2- YPG’nin elindeki ABD silahlarına ilişkin bir madde yok.
3-Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde 32 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge kurmak istiyor.
ABD ise 5-14 kilometre arası bir güvenli bölge önerdiğini açıklamıştı.
‘Müşterek Harekat Merkezi’ nasıl oluşturulacak?
CENTCOM gibi mi?
Bunlar bilinmiyor.
Birde Başkan Trump tekrar devreye girdi mi henüz onu da bilmiyoruz.