Kendine has duruşları, özellikle de farklı renkte gözleri ile dikkat çeken Van kedileri, "uluslararası sağlık karnesi" ile sahiplendiriliyor.
Dünyada kendine özgü özellikleri ile Van kedileri, adı, ırkı, cinsiyeti, göz rengi, doğum tarihi, kuyruk özelliği, rengi, işitme durumu, kimlik ve cip numarasının yazıldığı "uluslararası sağlık karnesi" ili sahiplerine veriliyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezinde koruma altına alınan Van kedileri, "uluslararası sağlık karnesi" ile sahiplendiriliyor. Duygusallığı, cana yakınlığı, beyaz ipeksi kürkü, aslan yürüyüşü, kabarık kuyruğu, farklı göz renkleri ve suya düşkünlüğüyle kentin en önemli değerlerinden olan Van kedisinin neslinin korunması ve sayılarının artırılmasına yönelik çalışmalar sürüyor.
Bu amaçla YYÜ bünyesinde kurulan "Kedi Villası"nda özenle korunan ve tüm bakımları yapılan Van kedileri, her yıl kente gelen binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde de kaldıkları odalar sürekli dezenfekte edilerek, mama kapları ve yatakları düzenli yıkanarak korunan kedilerin sayılarının artırılması amacıyla Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde bilimsel çalışmalar yürütülüyor.
Neslinin korunması ve sayılarının artırılması için "Her eve bir Van kedisi" projesinin başlatıldığı merkezde, kediler için uluslararası geçerliliği olan "sağlık karnesi" hazırlanıyor. Adı, ırkı, cinsiyeti, göz rengi, doğum tarihi, kuyruk özelliği, rengi, işitme durumu, kimlik ve cip numarası gibi bilgilerin yazıldığı karneler, kedileri sahiplenmek isteyenlere teslim ediliyor. Kediyi sahiplenen hayvanseverin tüm bilgi ve iletişim numaralarının kayıtlı olduğu belge sayesinde, kedilerin yeni yuvalarında da takibi yapılıyor.
Ziyaretçi sayısında Kovid-19 etkisi
YYÜ Van Kedisi Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, AA muhabirine, 2020 yılının Van kedileri için de çok zorlu geçtiğini söyledi.
Salgının ortaya çıkmasıyla birtakım tedbirler aldıklarını belirten Kaya, "Salgının hayvanları etkileyip etkilemeyeceğini araştırdık. Bir süre ziyaret yasağı getirdik. İnsanların kedilere temasını tamamen kestik. Tüm önlemlerimizi aldık. Kontrollü normalleşmeye kadar bunu sürdürdük. Sadece görevlilerin sınırlı bir şekilde temas kurmasını sağladık ve bu süreci başarılı bir şekilde yönettik. Herhangi bir risk oluşturmadan bugüne gelmeyi başardık." dedi.
Kedilerin insana yakınlığı açısından ziyaretlerin önemine dikkati çeken Kaya, salgından önce insanların merkezi ziyaret ederek kedileri sevip besleyebildiğini, bunun kediler için önemli olduğunu dile getirdi. Kaya, her kedinin bir kimliğinin ve dosyasının olduğunu, bu kimliklerde doğurduğu yavru sayısı, baba ve annesinin doğurduğu yavrularının özellikleri, hangi yavrunun nasıl bir performans gösterdiği gibi bütün detayların kayıt altına alındığını aktararak, "Sahiplendirdiğimiz kedinin ve yeni sahibin tüm bilgileri de bu sistemde kayıtlı. Türkiye'de kime Van kedisi verdiysek, nerede ve hangi durumda olduğunu bu kayıt sisteminden kontrol ediyoruz." dedi.
"Hediye olarak sunulması doğru değil"
Nesli koruma altınına alınan Van kedilerinin yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle bitirdi:"Bunları sahiplendirmek için Tarım ve Orman Bakanlığının izni gerekiyor, onayı alınmadan mümkün değil. Bunu hava yolu şirketleri de kabul etmiyor. Bunun yerine ülkemizdeki her evde bir Van kedisi olmasını isteriz. Bunu doğru ve bilimsel bir şekilde yapmamız gerek. Merkezimizde her yıl yaklaşık 100 yavruyu sahiplendiriyoruz. Bunu sertifikalı bir şekilde yapıyoruz. Sahiplendirdiğimiz kediyi yaşadığı ortamda da takip ediyoruz. Öte yandan, hayvanın hediye olarak sunulması doğru değil. Bu konu çok hassas. Eve yeni bir canlı alınıyor. Bu karar öyle kolay olmamalı. Hayvanı beslemeye niyeti yoksa hediye olarak verilmesi yanlıştır."