Dünyaca ünlü Nöralterapi uzmanları 9. Uluslararası Nöralterapi Kongresi ve 18. Geleneksel Herget Nöralterapi ve Rehülasyon Tıbbı Sempozyumu için İstanbul'a geldi. Kongre Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul, açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

İki yılda bir düzenlenen ve pandemi nedeniyle bir kez ara verilen Uluslararası Nöralterapi Kongresi bugün Titanic Business Otel Kartal'da başladı. Kongre, 4 Haziran'da bitecek. Kongrede dünyaca ünlü uzmanlar sunumlar ve workshoplar düzenleyecek. Kongre Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Nazlıkul açılış konuşmasında tamamlayıcı tıbbın modern tıptaki yerine vurgu yaptı. Nazlıkul özetle şunları dile getirdi: "Hipokrat, “İyileşme zaman ister, ama bazı durumlarda da şans ister” demiş. Modern tıp iyileşmek için hem gereken zamanı azaltıyor, hem de şansı artırıyor. Modern tıbbın bütüncül yaklaşımdan uzak olmasından dolayı pek çok kez hastalığın nedeni anlaşılamıyor. İnsanlık modern tıbbı da aşıp nanotıbba doğru ilerledikçe teşhis ve tedavi daha iyi olacağına karmaşık bir sürece doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz. VSS başta olmak üzere ECM işlevselliği ve bedenin vertikal ve horizontal anlamda birçok yönlü bir ağ olarak ilişki içinde olduğunu değerlendirmekten çok uzak olduğunu görüyoruz. Pandemide neden modern tıbbın bu denli çuvalladığını gördük. Özellikle pandemi döneminde iyi bir sınav veren bizler, bu konuda yaptıkları yayınlara yol gösterici olan Lorenz Fischer Hans Barop, Laura, David Gresamos ve biz nöralterapi ve regülasyon tıbbı ile ilgilenen hekimler olarak bu dönemin ihtiyaçlarını karşılamak için çok daha fazla çalışmamız, çok daha fazla yayın yapmamız, bir birimizle daha çok iletişim içinde olmamız, çok daha fazla dayanışmamız, çok daha hızlı yol kat etmemiz için bu ve benzeri kongreler büyük öneme sahip. Bunu somut bir örnekle açıklayacak olursam, buraya doğru yol alırken, 500 kilometre hızla giden bir trenin penceresinden gözümüzü ayırmadan dışarıya bakmak, kendimizi sürekli olarak yeniden konumlandırmak durumundayız. Hangi yoldan gittiğimizi bilmezsek, nereye gitmiş olursak olalım, gittiğimiz yere adapte olmak gibi bir şansımız kalmaz. Onun için nöralterapide tedavi kadar ve hatta daha çok değerli olan doğru tanıyı koymaktır ve bu büyük emek istemektedir. Biz nöralterapisit hekimler için sağlık, fiziksel ve ruhsal olarak tam bir iyilik halidir. İnsanın hiçbir derdinin, tasasının, stresinin olmamasıdır sağlık. Bugün böyle sağlıklı bir insan düşünebiliyor musunuz? Bu ruhsuz dünyanın ruhuna aykırı böyle bir sağlık, böyle bir ruh sağlığı. Savaş, şiddet ve travma adeta gündelik hayatımızın bir parçası olmuş. “Beden geçirdiği hiçbir travmayı unutmaz, sadece baskılar” derler. Diğer taraftan Ricker’s taa 1905 ve daha sonra 1924 yıllında VSS’NİN her olumsuz uyarıyı kayıt ettiğini ve engram anlamında hastalıkların oluşmasını kolaylaştırdığını tanımlamıştır. Açlık ta ,fazla gıda tüketimi de bedene travma yaşatır, hastalık travma yaşatır, kayıplar, yoksulluk, televizyonda izlenen şiddet manzaraları, bunların hepsi travma kaynaklarıdır. Evet, insan travmatik deneyimlerden de öğrenir. Ama çağımızın hastalıkları olan çoğu strese bağlı, çoklu hastalıklar kalp damar hastalıklarına, psikolojik sorunlara da daha açık hale gelir. Bu hastalıklarla etkin mücadele ancak regülasyon tıbbı – nöralterapi yaklaşımı ile VSS’Yİ düzenlemek, enflamasyonla mücadele etmek ve bedende oluşmuş o olumsuz kayıtları silmekle mümkündür. İnsan karnı doyunca mı düşünmeye başlar? Yoksa düşünmek refleksif olarak yaptığımız bir hareket midir? Şimdilik bu soruları bir kenara bırakalım ve şu basit, bilinen gerçekten devam edelim: Bizlerin aynı evreni paylaştığımız diğer canlılardan tek farkımız, gelişmiş düşünme ve planlama yeteneğimizdir. Bizler, insan türü, uzun vadeli bir hayal kurma ve bunu gerçekleştirme kapasitesine sahibiz. Bu planlama da ancak doğru VSS, limbik sistem, ve MSS ile mümkündür. Demek ki düşünme, düşüncelerimizi açıklama ve onları hayata geçirmek bizi insan yapan biricik şeydir. Hepimizin bildiği bu gerçekleri bazen tekrar tekrar birbirimize söylememiz gerekiyor. Çünkü hala, “muktedir olmaktan” neyi, nasıl, ne zaman düşüneceğimizi, bunu nasıl söyleyeceğimizi, hayata geçirip geçirmeyeceğimizi kontrol etmeyi anlayanlar var. Bizlerin sağlıklı bir toplumda sağlıklı bireyler olarak yaşayabilmesi için bu özgürlüğe ekmek gibi, hava gibi, su gibi ihtiyacımız olduğunu ve bunun toplumsal sözleşmemizle devretmemiz mümkün olmayan bir hak olduğunu anlamamız, anlatmamız gerekiyor. Zira düşüncesini açıklama hakkını kullananlara yönelik sadece ülkemizde değil dünyanın neresinde olursa olsun gerçekleştirilen orantısız şiddet, nereden gelirse gelsin, hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı etkiliyor, bizim temel insan hakkımızı elimizden alıyor ve toplumsal olarak bizi hasta ediyor. 2006 yılından bu yana geleneksel olarak iki yılda bir düzenlediğimiz ve Covid-19 pandemisi nedeniyle bir yıl ara vermek zorunda kaldığımız Nöralterapi kongrelerinin IX.’sunu Uluslararası katılımlı olarak ve her yıl yapmış olduğumuz ulusal sempozyumlarımızın bu sene XVIII. Geleneksel Herget Nöralterapi ve Regülasyon Tıbbı Sempozyumu ile birlikte, Bilimsel Nöralterapi ve Regülasyon Derneği (BNR) ve IFMANT’ın işbirliğinde, Almanya IGNH ve DGfAN, İsviçre SANTH, Avusturya ÖNR, İspanya Terapia Neural, İtalya NEURALIA, Kolombiya ACOLTEN/MNT, Türkiye AATRTF, BTR, BAR, BUKK ve MTAR derneklerinin katılımıyla hep birlikte İstanbul’da gerçekleştiriyoruz. Gerek sağlığımızın korunması gerekse hastalıkların oluşmasında VSS’nin, immün sistem ve endokrin sistemin koordineli çalışması ve enflamasyon üzerindeki rolü ve önemi, biz Nöralterapistler tarafından uzun yıllardır iyi bilinmektedir. Bu da, hastalıkların tedavisinde VSS’nin regülasyonunu hedefleyen bir bilim dalı olan Nöralterapinin başarısını açıklamak için oldukça yeterli bir veridir. Bu denli yoğun uluslararası katılımcılara hem akademik hem de sosyal açıdan katkıda bulunacağını umut ediyorum. Davetimizi kabul etikleri, sunumları ve WS ile kongremize verdikleri ve verecek oldukları büyük destek için her birinize buradan tek tek teşekkür etmek istiyorum. Bugünün gerçekleşmesini sağlayan ilgili Organizasyon Komitesine ve bu kongrenin gerçekleşmesinde Federasyonum IFMANT başta olmak üzere Kongres Eş başkanlarım sevgili dostum İFMANT eş başkanı olan Petja Piehler, Dostum Neslihan Özkan’a, kongremizin bilimsel sekreteryası David Vinges, Tijen Acarkan ve Cüneyt Tamam, AATRTF başkanımız Yusuf Tamam’a, ciddi destek sunan IGNH adına başkanı kadim dostum Dr. Hans Barop’a, nöralterapi konusunda hem IGNH, hem SANTH, IFMANT ve BNR onursal başkanı olan sevgili kadim dostum Lorenz Fischer’e, Uzun yıllar ÖNR başkanlığını yapmış olan ICMART başkanlığı ve uluslararası arenade nöralterapinin yanı sıra akupunktur ve MM büyük emekler veren sevgili dostum Helmut Litzer, İspanyol NT derneği başkanı ve aynı zamanda kongremizin sekreterliğini üstlenen David Vinges’e, IFMANT Onursal Başkanım Wolfgang ORTNER’e, DGfAN derneğinin başkanı ve nöralterapi eş başkanı olan Uwe Gunter ve Nicola Stammer’e, Kolombiya Ulusal Tıp Fakültesi hocalarından kıymetli dostum hatta kız kardeşim diye tanımladığım Prof. DR. LAURA BIBIANA PINILLA BONILLA aynı zamanda Lorenz Fischer ve David Vinyes ile birlikte IFMANT’ta her zaman benim yanımda olan dostlarım, yardımcılarım olarak da büyük emek veren 3 kezdir kongremize o kadar uzun yoldan gelen, İtalyan Nöralterapi derneği başkanı olan DR. GIORGIO ROMANI’ye, Şiliden DR. JUAN CARLOS SALINAS CASTRO’ya, Brizilyadan DR. LUCY NAOMI SHIRATORI TUSITA ve DR. VIVIANE DEMARCHI, Arjantinden DR. JUAN PABLO GRAMAJO’a, Costa Eica dan DR. PATRICIA MADRIGAL, İspanya da DR. JUAN MANUEL MARÍN, Ekvador dan DR. EMILIO AROCA BRIONES, Almanya dan HUNTER ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI SEVGİLİ DOSTUM DR. STEFAN WEINSCHENK, İSVİÇRE DEN SEVGİLİ DOSTUM DR. RALF OETTMEIER’E ve isimlerini buradan tek tek söyleyemediğim tüm sunum yapacak olan meslektaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca bu kongrenin gerçekleşmesinde çok ön planda olmayan tüm yazışmalardan ve organizasyonlardan tanıdığınız BNR Halka İlişkileri yürüten Elvan Ataç ve görünmeyen Fatma Gülçin Ural Nazlıkul’a da teşekkür ediyorum. Son olarak bu kongresin organizasyonu yapan Meta Türizm’den Okan Sezginel ve kongreye katılarak bize destek olan siz değerli meslektaşlarımıza ve kongreye katılan tüm firmalara ve de kongremizin ana sponsoru olan Celloxy Ailesi adına Kadir Tataroğlu’na yürekten teşekkür ediyorum. Son söz olarak Hepinizin İstanbul’da iyi zaman geçirmesini ve verimli, başarılı bir Kongre olmasını dilerim."
Muhabir: Aziz Turgut Altun