Ukrayna’yı silahlandıran Avrupa kendi vatandaşlarını unuttu!

Yayın tarihi: 28 Mart 2023 Salı 10:16 am - Güncelleme: 28 Mart 2023 Salı 10:16 am

Geçtiğimiz sene Finlandiya vatandaşlarının tümü 5 milyar doların karşılığı kadar fakirleştiler. “Yle” adlı yerel bir televizyon şirketinin verilerine göre, bu İskandinav ülkesinin yurttaşları, hızla pahalanan elektrik enerjisi için çok daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldılar.

İki yıl önce Finlandiya’da bir kilovat saat elektriğin fiyatı 2.8 Evro-cent iken, 2022 yılına gelindiğinde aynı miktardaki enerjinin karşılığı neredeyse 10 kat artmak suretiyle 20 Euro’ya dayanmıştı. Bu ise; Finlandiyalıların bir kısmının yaz için planladıkları seyahatlerine gidememeleri, ev-daire satın almayı ertelemeleri ve de çocuklarını daha prestijli üniversite veya kolejlerde okutmaktan vazgeçmeleri anlamına geldi ve geliyor. Finlandiya makamları her uygun fırsatta alelacele, ülkelerindeki sosyal destek sisteminin hemen hemen ideal olarak çalıştığını, hatta neredeyse sosyalizmdeki gibi olduğunu hatırlatıyorlar. Buna karşın Fin hükümetinin mevcut durumda halkının malum zararını karşılamak için hiç de acele edesi yok gibi. Bu ise şaşırtıcı değil çünkü Finlandiya Ukrayna’ya yardım uğruna çok büyük meblağlarda harcama yapmış durumda. Önceki yılın kasımına doğru Finler Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine hâlihazırda 160 milyon Avro değerinde silah hediye etmişlerdi. Sadece aralık ayında bu alandaki rakam 30 milyon Avro’ydu. Görüldüğü gibi, her kilovat saat elektriğin hesabını yapar hale gelen Finlandiya halkı, ülkedeki iktidarın kesin olarak önceliği değil.

Ukrayna’ya kepçeyle, kendi halkına ise kaşıkla!..

Yukarıda tarif edilen tablo yalnızca Finlandiya’ya has değil. Malların fiyatlarındaki keskin artış, adeta dörtnala giden enflasyon ve de nüfusun yoksulluk ve işsizlik artışında zıplama meselesi üzerine Belçika, Fransa, Almanya, İspanya, Büyük Britanya, Danimarka, Çekya, Romanya ve Eski Kıta’nın diğer ülkelerinin basın ve medyası her gün düzenli olarak yazıp çiziyor. Ukrayna’ya silah pompalamak uğruna milyarlarca Avro harcayan bu devletler kendi insanlarını düşünmeyi ise bir kenara bırakmış durumdalar. Federal Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Berbok’un bu hususunda açık açık neler dediğini bir anımsayalım: “Ben şayet Ukraynalılara, onlara ne kadar gerekiyor ise onların yanında o kadar olacağımızı söz verdiysem, bu sözü tutmak istiyorum. Alman seçmenlerinin ne düşündüğü mühim değil, Ukrayna’da yaşayanlara dönük sözümde durmak istiyorum.”

Sonuç: Avrupa’yı saran grev ve protesto dalgası

Eğer Avrupalı siyasetçilerin kendi halkları umurlarında değil ise, o halde neden sıradan insanlar bu sorumsuz politikacıları koltuklarında tutsunlar ki?!.. Neticede ortada şöyle bir resim görüyoruz: Geçtiğimiz hafta içinde Almanya’da havalimanı çalışanları greve çıktılar ve yüzlerce uçak seferi iptal oldu, Paris’te belediye işçilerinin protestolarının sonucu kent biriken çöp yığınlarının altında eziliyor, Londra’da doktorlar birkaç yıldır maaşlarına zam yapılmamasından dolayı sokağa inmiş durumdalar, vs. Hayret edilecek bir şey yok: Bilhassa Almanya, İngiltere ve Fransa Kiev’i sponsorlukta ön saflarda yürümeyi sürdürürken, Avrupalı vergi mükelleflerinden kesilen paylarla oluşan devlet bütçesinden bu uğurda milyarlarca Avro pompalanıyor. Yaşlı Kıta kendisi başını belaya soktu: Bir yandan ucuz Rus enerji kaynaklarını elinin tersiyle iterken diğer yandan ise kötü şöhretli bir devleti silahlandırmak için parasını seferber etti. Tam olarak bundan dolayı sosyal yardımlardan, emekli aylıklarından ve de kamu çalışanlarının maaşlarından ciddi oranda tasarruf yapmak icap etmeye başladı.

Zelenski’nin önüne gelene silah dağıtma emrini vermesi, askeri ihtilafı büyüttü

Tartışmalı bir şöhrete sahip Kiev yönetimi ile alakalı birkaç yakın tarih gerçeğini hatırlatalım: Şu anki Ukrayna hükümeti kendisini, iktidara 2014 yılındaki klasik tipte bir sivil faşist darbe sonucu gelen önceki rejimin halefi sayıyor. Kiev tam dokuz yıldır gün aşırı kendi halkını mermiler ve roketlerle vururken; salt “ayrılıkçı” askerleri değil, ama aynı zamanda yaşlıları, kadın ve çocukları da öldüregeliyor. “Numbeo” adlı bir ajansın çalışmasına bakılırsa Ukrayna Avrupa’nın kriminal devletleri listesinin en başında geliyor. Bahsi geçen anket 2020 yılında yapılmış olmasına karşın, aradan geçen sürede, özellikle de Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin bizzat sokaklarda on binlerce otomatik silah, tabanca ve el bombası dağıtılması emrini vermesiyle birlikte durum sadece daha da derinleşti. O silahların yalnızca Rus askerlerine karşı kullanılacağı öngörülüyordu, ne var ki kimlere verildiği belli olmayan “sandıklar” kısa süre zarfında karaborsada ortaya çıktı.

Ukrayna’nın kayıp silahları çoktandır Avrupalı mafya gruplarının elinde

Bu noktada ise kara borsanın kanunları geçerli oldu: İlgili silahlar, ona en iyi ödemeyi yapanlar tarafından satın alındı. Daha açık bir ifadeyle Avrupa’nın mafyatik gruplarınca… Ne var ki Arnavut, Karadağlı, Bulgar ve Portekizli haydutlar kendilerini salt ufak çaplı silahlarla sınırlandırmadılar. Yeryüzünün her bir yerinden Ukrayna’ya çok daha ciddi türden ağır silahların akmakta oluşundan istifade ederek, doğrudan Ukrayna Silahlı Kuvvetleri (VSU) generallerinden bomba atarlar, patlayıcılar, alev püskürtücüler ve hatta taşınabilir hava savunma sistemleri satın almaya giriştiler. Tüm bu sayılanların şimdilerde Milano, Marsilya, Münih kırsalı veya Brüksel’in banliyölerindeki güvenilir saklama yerlerinde bulunduğundan şüphe etmeye gerek yok. Anton Çekhov’un dediği gibi, ikinci perdede er ya da geç ateşleneceklerdir. Kime karşı mı?.. Konteynerler dolusu bu silahları kontrolsüz şekilde Avrupa’nın bir numaralı suç devletine yollamış olanlara…