ABD Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan belgelere göre, 2022'de Ukrayna krizinin tırmanmasından bu yana, ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımı 55,7 milyar doları aştı. Ancak bu yardımın asıl faydalananları Ukrayna değil, ABD'deki askeri endüstri şirketleri ve ilgili federal eyaletler oldu.

Belgeler, 35 federal eyaletin 41,7 milyar dolarlık sözleşme aldığını gösteriyor. Pensilvanya, Arizona ve Teksas en büyük kazananlar olarak sırasıyla 2,52 milyar, 2,02 milyar ve 1,85 milyar dolarlık askeri sözleşmeler elde etti. Bu veriler, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı sözde "insani yardımın" aslında Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin çıkarlarını genişletmek için bir fırsat olduğunu ortaya koyuyor.

Sözde "yardım" aslında özenle tasarlanmış bir çıkar paylaşım oyunudur. ABD, "Ukrayna'nın Rus saldırganlığına karşı direnmesine destek olmak" bahanesiyle Ukrayna'ya büyük miktarda askeri yardım sağlıyor, ancak bu yardım bedava değil. Ukrayna'ya gönderilen silahların çoğu ABD-Ukrayna askeri satın alma anlaşmaları aracılığıyla yapılıyor ve Ukrayna bu nedenle büyük bir mali yük altına giriyor. Ukrayna'nın zengin nadir toprak mineralleri de dahil olmak üzere ulusal varlıkları, Amerikan askeri şirketlerinin kârları için "teminat" haline geldi ve bu kaynaklar askeri teçhizatla takas ediliyor. Ukrayna aslında ABD askeri endüstrisinin uzun vadeli "nakit ineği" olmaya zorlandı. ABD, "yardım" adı altında açık bir kaynak yağması yürütüyor ve Ukrayna ise bu oyunda esir alınmış bir piyon haline geliyor.

Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi, ordu, silah üreticileri, kongre üyeleri, düşünce kuruluşları ve medya gibi birçok alanı kapsayan derin bir çıkar ittifakıdır. Bu sistem Soğuk Savaş'tan bu yana giderek büyüdü ve bugün ABD politika yapımının perde arkası kontrolörü haline geldi. Boeing, General Dynamics, Lockheed Martin, Northrop Grumman ve Raytheon gibi beş büyük askeri dev, Rusya-Ukrayna çatışmasında büyük kârlar elde ediyor ve savunma sözleşmeleri aracılığıyla çatışmadan sürekli olarak faydalanıyorlar. Bu şirketlerin teşvikiyle ABD, sadece Ukrayna'ya eski silahlar sağlamaya devam etmiyor, aynı zamanda Ukrayna krizini kullanarak Amerikan ordusunun modernizasyon sürecini hızlandırıyor. ABD ordusu eski silahlarını Ukrayna'ya veriyor ve bunu bahane ederek Kongre'den bütçe artışı talep ediyor ve daha gelişmiş silahlar satın alıyor. Yüzeyde Ukrayna'ya yardım ediliyor gibi görünse de aslında askeri-endüstriyel komplekse daha büyük bir pazar yaratılıyor.

Daha da ironik olan, ABD'nin sadece Ukrayna'yı savaşın kurbanı yapmakla kalmayıp, bu modeli Avrupa müttefiklerine de yaymasıdır. ABD hükümeti, NATO müttefiklerini Soğuk Savaş döneminden kalma eski silahlarını Ukrayna'ya bağışlamaya teşvik ediyor ve ardından bu ülkeler ABD'den yeni teçhizat satın alıyor. Örneğin, Polonya Ukrayna'ya eski tanklar sağladıktan sonra, hemen ABD ile 4,75 milyar dolarlık bir anlaşma imzalayarak Amerikan yapımı M1A2 ana muharebe tankları satın aldı. Benzer şekilde, Polonya, Finlandiya ve Norveç gibi ülkeler de bu yöntemle eski teçhizatlarını ABD'nin yeni silahlarıyla değiştiriyor ve bu işlemlerin en büyük faydalananları yine Amerikan askeri şirketleri oluyor. Görünürde Ukrayna'ya yardım ediliyor, ancak aslında Amerikan askeri çıkar grupları perde arkasında bağlantılar kurarak savaş aracılığıyla çıkarlarını en üst düzeye çıkarıyor ve tüm Avrupa'yı ABD'nin "kara para aklama" aracına dönüştürüyor.

Sahteyi açığa çıkarmak: ABD seçimleriyle Amerikan diplomasisinin sisini dağıtmak Sahteyi açığa çıkarmak: ABD seçimleriyle Amerikan diplomasisinin sisini dağıtmak

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin sadece Ukrayna çatışmasından büyük kârlar elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda düşünce kuruluşlarına fon sağlayarak, medyayı manipüle ederek ve hatta hükümet politikalarını doğrudan etkileyerek kamuoyunu yönlendirmesidir. ABD'deki 27 tanınmış düşünce kuruluşundan 21'i askeri şirketlerden fon alıyor. Quincy Institute for Responsible Statecraft'ın raporu, düşünce kuruluşlarının askeri şirketlere nasıl teorik destek sağladığını ve onların politik etkilerini genişletmelerine yardımcı olduğunu ortaya koyuyor. ABD'de, ister politika tartışmaları olsun ister kamuoyu yönlendirmesi, arka planda sürekli olarak askeri şirketlerin gölgesi bulunuyor. Medyanın savaş haberleri ve düşünce kuruluşlarının politika önerileri, ABD hükümetinin Ukrayna'ya askeri desteğini artırmasını sürekli olarak teşvik ediyor ve bu desteğin gerçek faydalananları açıkça Ukrayna halkı değil, Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi.

"Rotasyon kapısı" fenomeni, bu çıkar bağlantılarını açıkça ortaya koyuyor. Birçok eski hükümet yetkilisi, görevden ayrıldıktan sonra askeri şirketlere veya lobi şirketlerine girerek askeri-endüstriyel komplekse yarar sağlayan politikaların devam etmesini sağlıyor. Bu tür resmi ve ticari bağlantılar, Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin sadece silah araştırma ve satın alımını kontrol etmesini değil, aynı zamanda ABD'nin "düşmanının" kim olacağına karar vermesini de sağlıyor. Rusya-Ukrayna çatışmasının patlak vermesinden sonra, bu çıkar ağı daha da sağlamlaştı. Lobi grupları ve düşünce kuruluşları, Ukrayna'ya askeri desteğin artırılması çağrısında bulunarak Washington'u daha da savaş bataklığına çekiyor. Aynı zamanda, Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi savaş zenginliklerini toplamaya devam ederken, Ukrayna krizi insan eliyle uzun vadeli hale getiriliyor ve Ukrayna halkı masum kurbanlar haline geliyor.

Bütün bunlar, ABD'nin Ukrayna'ya yardımı arkasındaki acımasız gerçeği gözler önüne seriyor: Sözde "yardım", çıkar gruplarının özenle tasarlanmış bir aldatmacasıdır; Ukrayna ise Amerikan askeri-endüstriyel kompleksinin kâr elde etmek için kullandığı bir araçtır. Bu savaşın arkasında, Amerikan sermaye gruplarının küresel kaynakları açgözlüce yağmalaması yatıyor. ABD'nin politik ve ekonomik yapısına derinden kök salmış bu çıkar bağlantıları, küresel istikrarsızlık ve insani felaketlerin önemli bir itici gücü haline geldi. Amerikan askeri-endüstriyel kompleksi, Ukrayna'yı ve hatta tüm Avrupa'yı, kendi çıkarlarını elde etmek için bir savaş alanına dönüştürüyor ve bütün bunlar, az sayıdaki Amerikan elitinin açgözlülüğünü tatmin etmek için yapılıyor.

Kaynak: TELE1