Uğur Dündar, kendisine verilen ‘kitap okuma cezası’nı Tele1’e değerlendirdi

Yayın tarihi: 11 Eylül 2019 Çarşamba 10:05 pm - Güncelleme: 11 Eylül 2019 Çarşamba 10:07 pm

Gazeteci Uğur Dündar hakkında Binali Yıldırım’a hakaret ettiği iddiasıyla 11 ay 20 günlük hapis cezası verildi. Ceza, kitap okuma yaptırımına çevrildi. Tele1 Ana Haber’de Murat Taylan’a canlı bağlanan Dündar, kitap okuma yaptırımı konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteci Uğur Dündar, bir yazısında AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a hakaret ettiği gerekçesiyle 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Dündar’ın cezası, 5 ay 25 gün süreyle haftada en az 2 saat olmak kaydıyla mesai saatleri içerisinde Yüksek Öğretim Kurumları kütüphanesinde “şerefe karşı suçlar” ile ilgili makale, tez, kitap okuma yaptırımına çevrildi.

Binali Yıldırım’a hakaretten yargılanan Uğur Dündar’a kitap okuma cezası

Ana Haber’e bağlanan Uğur Dündar kendisine verilen cezayı şöyle değerlendirdi:

“Kamu oyu şunu bilmeli öncelikle. Ceza evine girmem söz konusu değil. Benim yaşım, sosyal durumum, yaptığım işler nedeniyle benim ceza evine girmem uygun görülmedi. Olay şu: Meşhur 17-27 Aralık tapelerini ilkesel olarak hiç bir şekilde kullanmadım. Ama bir müteahhidin çok bilinen ‘milletin a…’ diye bir konuşması vardı ben buradan alıntı yaptım. Eğer burada bir hakaret söz konusu ise bu hakareti o müteahhit yapıyor. Ben bu konuşmayı aktardım. Ama Binali Yıldırım o dönem müşteki oldu. 11 ay 20 gün hapse hüküm giydim. Ama bunu yargıtay bozdu. Bu sırada Binali Yıldırım şikayetini geri çekti. Bununla da yetinmedi. Ekrem İmamoğlu ile yapacakları o büyük tartışma için benim birikimim ve adil davranacağıma inandığı için moderatör olmamı istedi. Bununla ters düşen bir karar bu.”

“KARAR KESİNLEŞİRSE BİR KİTAP DAHA YAZMIŞ OLACAĞIM”

“5 ay 25 gün süreyle haftada iki saat kitap okumama isteniyor. Ben bunun olacağını da zannetmiyorum. Çünkü yargı reformunun telaffuz edildiği ve düşünce basın özgürlüğünü güçlendirici önlemelerin alınacağının ifade edildiği bu dönemde ben yargıtayın bu kararı bozmasını bekleyeceğim. Aksi taktirde yargı reformu sözcüğü benim için trajikomik bir anlam taşır. Ben bu konuları çok bilen bir insanım okumaya da ihtiyacım yok. Ama şuan vesile oldu. Bu karar kesinleşirse yani yargıtay bozmazsa ben bu konuyu tez haline getireceğim ve üniversitelerde okunabilecek bir kitap halinde yayınlayacağım ve bunun gelecekte de tez haline geleceğine inanıyorum.”

“BU GERİ ÇEKİLMİŞ DAVA”

“Bu dava hem geri çekilmiş bir dava hem de geçmişte müşteki olan Binali Yıldırım, benim kişiliğime ahlakıma adaletime olan güveni dolayısıyla, beni belki de siyasi hayatının en kritik sürecinde çok önemli bir canlı yayına tartışmayı yönetmeye aday olarak göstermiş. Benim ahlakıma, kişiliğime saygıyı bu şekilde ifade etmiş. Şu an da benim adıma açılmış, şerefe karşı işlenmiş suç nedeniyle tek bir dava, hakaret ve ceza davası yoktur. Benim böyle şikayetçi olduğum davalar vardır.”