Dünyada yaklaşık 1.2 milyar yüksek tansiyon hastası olduğu bilinirken, milyonlarca insan ise her yıl kardiyovasküler ve böbrek hastalıkları sebebiyle yaşamını yitiriyor. New Scientist bilim dergisi söz konusu tablonun baş sorumlusu olarak görülen ‘tuz’u anlattı.
Hipertansiyonun nedenleri büyük ölçüde belirsizliğini korusa da sonuçları açık. Tansiyon yüksek olduğunda - 13’e 8’in üzerinde - kalp daha fazla pompalamak zorunda kalır, arterler gerilir, hırpalanır ve böbrekler kanı filtrelemek için daha yüksek hızda çalışmak zorunda kalır. Uzun vadede bu durum organlarda ve kan damarlarında onarılamaz hasarlara yol açar. Vakaların çoğu idiyopatiktir, yani nedeni bilinmemektedir, ancak bir risk faktörü açıkça tanımlanmıştır: Aşırı tuz alımı.
Oksijen gazetesinin haberine göre, herkes tuza duyarlı değil, ancak halkın yüzde 50’si için sodyum alımı ile kan basıncı arasında doğrusal bir ilişki olduğu düşünülüyor. Tuza duyarlılık kısmen genetik ve ayrıca yaşlılarda, kadınlarda ve insülin direnci veya kronik böbrek hastalığı olanlarda daha yaygın. Bu kişiler için günde fazladan alınan her bir gram sodyum klorür (2.5 gram sofra tuzuna eşit) tansiyonu ortalama 0.21 puan artırır. Bu artış, halihazırda hipertansiyonu olan kişilerde ve 60 yaş üstü kişilerde daha da fazla olur. Yani özetle tuzu azaltmak daha sağlıklı bir hayat için önemli bir adım olabilir. Ya da gerçekten öyle mi?
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, gıda yoluyla alınan sodyumun azaltılması kan basıncının düşmesine neden oluyor. Ancak tuz azaltma stratejileri birçok zorlukla karşılaşıyor. 2000’lerin başında, Maryland’deki Johns Hopkins Üniversitesi’nden Lawrence Appel liderliğindeki bir ekip, Hipertansiyonu Durdurmak için Diyet Yaklaşımları (DASH) adlı bir müdahalenin kısa bir denemesini yaptı. Gönüllüler 30 gün boyunca yüksek, orta ya da düşük sodyum içeren bir diyet uyguladılar ve kan basınçlarını izlediler. Günde 3 gramdan az tuz içeren düşük sodyum rejimi uygulayanların kan basıncı, yüksek sodyum tüketenlere kıyasla ortalama 0.67 puan düştü.
İsviçre’deki Bern Üniversitesi Hastanesi’nden Franz Messerli’ye göre DASH çalışması oldukça etkili oldu. Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere çok sayıda kuruluş artık günde 2 gramdan fazla sodyum tüketilmemesini öneriyor ki bu da yaklaşık 5 gram normal sofra tuzuna denk geliyor. Bu da günde 8.7 gram olan ortalama Batı diyetinden alınan sodyum miktarında yaklaşık yüzde 40’lık bir azalma anlamına geliyor.
Ancak tuz azaltımının akıllıca olup olmadığı konusunda şüpheler devam ediyor. Bazı muhalifler, her bir gram tuz başına kan basıncındaki değişimin küçük olduğuna ve insanların yarısının tuza duyarlı olmadığına dikkat çekiyor. Ayrıca az sodyum tüketmenin sağlık açısından çok tüketmekten kötü olduğunu gösteren kanıtlar olduğunu iddia ediyorlar.
https://tele1.com.tr/asiri-tuz-tuketenler-dikkat-bircok-hastaliga-davetiye-cikariyor-1028556/