TÜSTAV, İbrahim Kaypakkaya’nın ifadesini paylaştı

Diyarbakır’da gördüğü işkence sonucu 18 Mayıs 1973’de hayatını kaybeden İbrahim Kaypakkaya’nın 23 Nisan 1973 tarihli askeri savcılık ifadesi Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV) tarafından paylaşıldı.

Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı, Diyarbakır’da gördüğü işkence sonucu 18 Mayıs 1973’de hayatını kaybeden, Türkiye’de 68 kuşağının önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın ölümünün 49. yılında, Kaypakkaya’nın 23 Nisan 1973 tarihli askeri savcılık ifadesini paylaştı.

TÜSTAV’ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımında, “İbrahim Kaypakkaya’nın öldürülmesinin 49. yılında, dijital ortama aktarıp erişime açtığımız Nebil Varuy arşivinde yer alan, İbrahim Kaypakkaya’nın 23 Nisan 1973 tarihli askeri savcılık ifadesini paylaşıyoruz. Anısına saygıyla” ifadelerine yer verildi.

İbrahim Kaypakkaya’nın öldürülmesinin 49. yılında, dijital ortama aktarıp erişime açtığımız Nebil Varuy arşivinde yer alan, İbrahim Kaypakkaya'nın 23 Nisan 1973 tarihli askeri savcılık ifadesini paylaşıyoruz. Anısına saygıyla #ibrahimkaypakkaya
Belge için:https://t.co/bA1bDVrdvS pic.twitter.com/vC1uZ9drpv

— TÜSTAV (@tustav92) May 18, 2022

MAÇOĞLU KAYPAKKAYA’YI ANDI

Öte yandan “ser verip sır vermeyen yiğit” olarak bilinen İbrahim Kaypakkaya, Türkiye ve Avrupa’daki birçok yerde ölümünün 49. yılı vesilesi ile düzenlenen törenlerle anıldı. Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da Kaypakaya için yaptığı paylaşımda, “Güzel yüzlü şapkalıya… 49 yıl önce özel mülkiyet dünyasına, doğanın zenginliklerini gasp edenlere, ayrımcılığa, kardeşliği yok sayanlara karşı siyasal düşünceleri, ideolojik duruşuyla sosyalizm mücadelesine adını yazdı. Saygıyla anıyorum. #ibrahimkaypakkaya” ifadelerini kullandı.

BABASI İBRAHİM KAYPAKKAYA’YI ANLATTI

Ali Kaypakkaya, oğlu İbrahim Kaypakkaya’nın cenazesini nasıl teslim aldığını şöyle anlatmıştı:

“Oğlumun cenazesini aldım. Taşıması için bir hamal tuttum, ücreti 5 liraydı. Hamal sordu: ‘Bu nedir amca?’’ Oğlum dedim. Solcu öğrenci. İşkencede öldürüldü. Hamal ağladı, parayı da almadı. ‘Kalsın amca’ dedi. ‘Kalsın!’”