Türkiye'nin vicdan davası: Yenidoğan Çetesi hakim karşısına çıkıyor

Yenidoğan Çetesi davası başlıyor. İddianamede yer alan detaylar, toplumun vicdanını kanatacak cinsten. Sağlık gibi çok önemli bir alanda, yeni doğmuş bebeklerin hayatı üzerinden yapılan bu ticaret, artık adaletin karşısında hesap verecek.

Davanın merkezinde, örgütün elebaşı olduğu belirtilen Fırat Sarı ve İlker Gönen yer alıyor. Sarı, sağlık çalışanlarından oluşan 47 kişilik bir ekiple yeni doğan yoğun bakım ünitelerini, adeta kazanç kapısına dönüştürmekle suçlanıyor. İddialara göre, çetenin asıl amacı 112 acil sevk sistemini manipüle ederek bebekleri kendi kontrol ettikleri hastanelere yönlendirmekti. SGK milyonlarca lira zarara uğratıldı​. Çete SGK'dan günde 8 bin lira kazanabilmek için 10 bebeğin ölümüne neden oldu.

Dava dosyasında yer alan telefon konuşmaları da dava dosyasına girmiş durumda Çete üyelerinden biri, yoğun bakımda bir bebeğin ölümünün ardından, “Küvezini kapat, vent’i durdur, ailesini çağır, öldüreceğim şimdi vurup bir tane ya” diyerek, olayın üstünü kapatma girişiminde bulunuyor​. Bu ifadeler, sadece ihmali değil, kasten can alma niyetini de gösteriyor. Daha da vahimi, çete üyelerinin denetim elemanlarıyla iş birliği yaparak, kontrolleri etkisiz hale getirdikleri iddiaları. Denetim sırasında, bir üyenin, denetçiye rüşvet vererek “Tekrar bakmış gibi yaparız” dediği kayıtlara geçmiş durumda​


Yargı süreci boyunca kamuoyunun dikkatle izleyeceği en önemli konu, sorumluların alacağı cezalar olacak. Örgüt liderleri Fırat Sarı ve İlker Gönen ile diğer sanıklar için talep edilen ağır cezalar, adaletin tecellisi için önemli. Ancak bu dava, sadece cezalarla değil, sağlık sistemindeki çürümüşlüğün temizlenmesiyle sonuçlanmalı.


Dosyada istenen cezalar ve hastanelerin durumu:

Çete elebaşları Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.

Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

İddianamede 'malen sorumlu' olarak belirtilen hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de istendi.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da bir hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.