Haber

Türkiye'nin Kredi Risk Primi 2003'e dönüyor!

Türkiye’nin borcunu iflasa karşı korumanın maliyetini gösteren Kredi Risk Primi (CDS) artmaya devam ediyor. CDS bugün 19 yılın zirvesini gördü. Bu gelişmenin ardından dış borçlanma maliyetlerinin yüzde 10'un üzerine çıkması bekleniyor.

Dünyada enflasyon artışını frenlemek için merkez bankaları faiz artırırken, Türkiye’de ekonomi yönetiminin tam tersini yapması nedeniyle riskler hızla artıyor. Ekonomi yönetiminin 9 Haziran Perşembe gecesi açıkladığı yeni tedbir paketi TL'deki değer kayıplarını tersine çeviremezken, Türkiye'nin borcunu iflasa karşı korumanın maliyetini gösteren CDS'ler artmaya devam ediyor. Bugün 870 puanı gören Türkiye 5 yıllık kredi temerrüt takası (CDS), 2003'ten bu yana en yüksek düzeyde günlük kapanışa hazırlanıyor. Mevcut CDS rakamları, döviz cinsi dış borçlar için yaklaşık yüzde 42’lik iflas olasılığına işaret ediyor. Artan risk primleri nedeniyle Türkiye'nin 10 yıllık eurobond (döviz cinsi tahvil) getirisi bugün yüzde 10,6 seviyesine çıkarak rekor kırdı. 2008 Ekim ayında CDS’te günlük kapanış seviyesi 831 baz puan olarak kaydedilmiş, 10 Haziran 2022 Cuma günü ise kapanış 828 seviyesinden gerçekleşmişti. Bugün 831 baz puanın üzerinde kapanış gerçekleşmesi durumunda risk priminde 2003’ten bu yana en yüksek kapanış kaydedilmiş olacak. 2003 yılı Mart ayında CDS’te 1.416 baz puanlık kapanış görülmüştü. https://tele1.com.tr/cari-acikta-yeni-rekor-son-9-ayin-zirvesinde-641062/

‘DAHA YÜKSEK SİGORTA PRİMİ ÖDENECEK’

“CDS primini sigorta primi gibi düşünebilirsiniz. Risklerden dolayı daha yüksek bir prim ödemek durumunda kalabilirsiniz ama bu kaza yapacağınız anlamına gelmez” diyen East Capital kıdemli danışmanı Emre Akçakmak, burada asıl sıkıntının yüzde 10'un üzerinde seyreden Eurobond faizleri olduğuna işaret etti. Faizler yükseldikçe temerrüde karşı ödenen sigorta primlerinin de arttığını belirten Akçakmak, “Burada ikincil piyasalardaki oranlar ne kadar uzun süre yüksek seyrederse borçlanma maliyetleri her yenilemede o kadar yukarı çıkacaktır. Örneğin dolar bazında tarihsel ortalama olarak yüzde 6 civarı borçlanan Hazine, yüzde 9-10’lar seviyesinde borçlanmak durumunda kaldıkça sıkıntı büyüyecektir” uyarısında bulundu. Akçakmak, kısa vadede Hazine tarafında büyük borç yenileme olmadığını ancak dış borcun büyük bölümünü elinde bulunduran özel sektörün kısa vadede büyük sıkıntılar yaşayabileceğine işaret etti. ABD’de 10 yıllık Hazine tahvil faizlerinin bugün yüzde 3,25 ile dört yılın zirvesine yükseldiğini aktaran Akçakmak, “ABD Hazine tahvili faizlerindeki yükseliş bizim Eurobond faizlerini de yukarı itiyor. Eurobond faizlerimiz yükseldikçe, onu sigortalamanın maliyeti, yani CDS de artıyor” dedi.

‘HAZİNE'NİN DIŞ BORCU YÜZDE 10'A DAYANDI’

Gedik Yatırım Baş ekonomisti Serkan Gönençler de CDS'teki yükselişin ekonomiye etkisine dair “Hazine'nin dış borç maliyetleri yüzde 9'lardaydı, yüzde 10'lara gittiğini göreceğiz” dedi. Özel sektörde oranın daha yüksek olacağını ve yüzde 12'nin üzerinin görüleceğini belirten Gönençler, özel sektörün ilk dört ayda yüzde 157 seviyesinde olan dış borç çevrim oranının da yüksek maliyetler nedeniyle düşebileceğine işaret etti. CDS artışının kur üzerinde de baskı yapacağını belirten Gönençler, “Enflasyonda düşüşün başlayacağına yönelik henüz bir emare yok. CDS artışında başlıca neden bu” dedi. Cari açığın bu yıl güçlü turizm gelirine rağmen 40 milyar doları aşabileceğini, enerji fiyatlarında normalleşme olmazsa 50 milyar doları da aşabileceğini belirten Gönençler, bu tablonun riskleri artırdığını vurguladı.