Türkiye’de şeker tüketimi

Yayın tarihi: 12 Temmuz 2019 Cuma 12:43 pm - Güncelleme: 12 Temmuz 2019 Cuma 12:43 pm

Şekerler saf karbonhidratlardır ve yoğun enerji kaynaklarıdır. Günümüzde birçok ürünün içerisine katılan ve kullanımı gittikçe artan şeker, mısır şurubu, glikoz şurubu, fruktoz gibi katkı maddelerinden dolayı obezite, diyabet, kanser, kalp hastalıkları görülme oranları da artıyor.

Günlük hayatta şekeri ev yapımı olarak hazırladığımız pasta, kek, kurabiye, tatlılardan reçellere, kompostolara kadar kadar birçok yerde kullanıyoruz ve tüketiyoruz. Bununla da kalmıyor yüksek miktarlarda şeker içeren meyve suyu, gazlı içecekler, kahvaltılıklar, fastfood gibi hazır gıdalarla da tüketiyoruz.
Dünya sağlık örgütü (DSÖ)’nün verilerine göre, Türkiye’de şeker tüketimi son 10 yılda yüzde 80 arttı. Bununla beraber obezite ve diğer kronik hastalıkların görülme sıklığı da gitgide artıyor. Hazır ve paketlenmiş ürünlerin ve bu ürünlerin tüketiminin artması şeker tüketiminin artmasının en önemli sebepleri arasında gösteriliyor. Diğer sebep ise; iş yoğunluğu sebebiyle artan düzensiz beslenme sonucunda yaşanan ani kan şekeri düşüşleri bizleri şekerli gıdalar tüketmeye yöneltiyor.

Fazla şeker tüketimi, kanser riskini artırarak insan sağlığını bozuyor

Şekerin zararları

Dünya sağlık örgütü basit şeker tüketiminin günlük enerjinin %5’inden az olmasını öneriyor. Bu da günlük alınacak karbonhidrat miktarının %10’una tekabül ediyor. Bu oranlara kadar alınan şeker vücut tarafından tolere edilebilirken daha fazla tüketildiğinde vücuda zarar veriyor.

Vücuda alınan şekerin fazlası trigliserit’e dönüşür. Artan trigliserit ise kalp ve damar hastalıklarının bir sebebidir.
Şekerli besinler tüketim miktarına göre değişmekle beraber günlük ekstra 500 kalori alınmasına bu da ayda 2 kg ağırlık kazanımına sebep olmaktadır. Düzenli olarak tüketilmesi ise obeziteye neden olmaktadır.

Ayrıca şeker tüketimi doyma sinyalini beyine ileten leptin hormonunun da işlevini bozuyor. Doyma sinyalinin beyne ulaşmaması daha fazla besin tüketimine ve obeziteye sebep oluyor.
İnsülin pankreas tarafından salgılanan, kan şekerini düşürmekle görevli bir hormondur. Şeker tüketimi sonrası kan şekeri aniden yükselir ve hemen ardından insülin salınımı başlar. Fazla şeker tüketimi insülin reseptörlerini duyarsızlaştırır ve zamanla insülin direnci ve sonrasında da tip 2 diyabet oluşur.
Şeker tüketimi kan şekerini çok ani yükseltip ani düşüren bir besindir. Bu da hipoglisemi yaşanmasına sebep olabilir.
Ayrıca şeker tüketiminin bağışıklık sistemini zayıflattığı, konsantrasyon bozukluğuna sebep olduğu, başta meme kanseri olmak üzere bazı kanser türlerine de zemin hazırladığı biliniyor.

Hiç şeker tüketmeyecek miyiz? Tüm şekerler zararlı mı?

Vücudun en önemli enerji kaynağı karbonhidratlardır. Günlük almamız gereken enerjinin %55 kadarını karbonhidratlardan almamız gerekiyor. Günlük beslenmemizde olması gereken karbonhidrat içeren besinler ise tam tahıllı ürünler ve ekmekler, kurubaklagiller, sebzeler, meyveler, süt ve ürünleridir. Bu ürünler içeriğinde doğal olarak bir miktar şeker bulundururlar ancak şekerin yanında ihtiyacımız olan posa(lif), A, B, C, E Vitaminleri, magnezyum, sodyum, potasyum, kalsiyum gibi mineralleri de bulundururlar. Bu açıdan vücuda saf şekerler gibi zararlı değil aksine faydalıdırlar.

Şeker tüketimini önlemenin püf noktaları

Uzun süre aç kalmaktan, düzensiz beslenmekten kaçının çünkü bu şeker isteğinizi daha da arttıracaktır.
Posalı besin tüketiminizi arttırın bu sayede kan şekeriniz dengeli şekilde yükselecek ve kendinizi uzun süre tok hissetmenizi sağlayacaktır. Sebzeler, meyveler, tahıllı ürünler ve kurubaklagiller iyi posa kaynaklarındandır.
Hazır paketli ürünlerin etiketlerini okuyun ve yüksek oranda şeker içerenlerden uzak durun.
Tatlı isteğinizi taze veya kuru meyvelerden karşılayın. Özellikle ara öğünlerde meyvenin yanına koyacağınız süt-yoğurt veya ceviz, badem, fındık tarzı sağlıklı besinlerle iştah kontrolü sağlayabilirsiniz.
Tatlı yemek istediğinizde bir miktar tatlandırıcı kullanarak yapılmış ev yapımı kek ya da sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz.

 

Kaynak: medikalakademi