Türkiye’de kıymeti bilinmedi, Hollanda’da tarih yazdı

Yayın tarihi: 26 Aralık 2018 Çarşamba 10:07 am - Güncelleme: 26 Aralık 2018 Çarşamba 10:07 am

Hollanda Eredivisie takımlarından Fortuna Sittard’ın  sahibi Işıtan Gün, batık halde satın aldığı ve 2. Lig’den 1. Lig’e çıkardığı kulüple yakaladığı başarıyı anlattı.

Galatasaray’da Ünal Aysal’ın başkanlık yaptığı dönemde mali işlerde görev yapan Işıtan Gün, Hollanda 2. Ligi’nde mücadele ettiği sırada satın aldığı Fortuna Sittard Kulübü’nü 1. Lig’e çıkardı ve büyük bir başarı hikayesi yazdı.

Sarı kırmızılı kulüpteki görevinden ayrıldıktan sonra ekonomik sorunlar nedeniyle batmanın eşiğine gelen Fortuna Sittard’ı satın alan Işıtan Gün, Fanatik’ten Yakup Çınar’a özel açıklamalarda bulundu.

Hollanda’da tarih yazan Türk yönetici, “Bu fikir hep aklımın bir köşesindeydi. Hollanda’da yaşayan bir arkadaşım aradı. Gazetede Fortuna Sittard’ın batmaya yakın olduğunu ve benim satın alabileceğimi söyledi. Takım ikinci ligin dibindeydi. Oradan da düşseydi amatöre gidiyordu. Biz de kulübün tüm şartlarını inceleyip satın alma kararı verdik. O sezon alt sıralarda tamamladık ama bir sonraki sezon Hollanda tarihinin en düşük bütçesi ve en genç kadrosu ile birinci lige yükseldik” ifadelerini kullandı.

Yakaladıkları başarı nedeniyle takımın belgeselinin çekildiğini belirten Gün, “Yabancı yatırımcı olarak ilk başlarda bize çok sıcak yaklaşmadılar. Uzun süre bürokrasi ile uğraşmak zorunda kaldık. Ancak şampiyon olup birinci lige çıktıktan sonra Hollanda Futbol Federasyonu başkanı beni arayarak tebrik etti ve “İnanılmaz bir mucize yarattınız” dedi. Ayrıca belgeselimizi çektiler. Yakında yayınlanacak. Futbol tarihinin en iyi geri dönüşlerinden biri olarak bizi gösteriyorlar” şeklinde konuştu.

İşte Işıtan Gün’ün dikkat çeken açıklamalarından satır başları;

‘KULÜBÜ TARAFTARLA BİRLİKTE YÖNETİYORUZ’

“Çok aktif bir taraftar grubumuz var. Kulübümüzün yüzde 5 hissesi de taraftar grubumuza ait. İlk gittiğimiz gün hemen tanışmak istediler. Çünkü kafalarındaki imajla gördükleri aynı olmadı. Oturup konuştuk. Kulübün DNA’sı ile oynamayacağımızı söyledik. Her türlü karar sürecine onları dahil ettik. 2 yöneticimiz zaten taraftarın grubundan. Şimdi bize inandılar ve güvendiler. Biz de sözlerimizin arkasında durduk. Radikal değişiklikler yapmadık. Kulübün gelenek ve göreneklerini göz önünde tuttuk. Şampiyonluk yaşadıktan sonra da o bağlar daha da gelişti. Bize karşı inanılmaz sevgileri var.”

‘GELİR GİDER KALEMLERİ CİDDİ ŞEKİLDE İNCELENİYOR’

“Herkesin atladığı bir konu var. Biz UEFA ülkesiyiz. UEFA’ya tabii 54 tane ülke var. Bunların lisans mevzuatı birbirlerine çok yakın. Uygulamada bütün farklılıklar oluyor. Hollanda’dan bahsedeyim. Federasyon bizim borçlanmamıza izin vermiyor. Bütçe olayı çok önemli. Bütçenizi sezon öncesi federasyona gönderiyorsunuz. Gelir gider kalemleri ciddi bir şekilde inceleniyor. Örneğin 10 bin kombine satacağım diyorsunuz. Onlar size “Geçen yıl 3 bin kombine sattınız. Bu yıl nasıl 10 bin kombine satacaksınız, en fazla 4 bin kombine satabilirsiniz” diyor. Bunların hepsi tek tek inceleniyor. Eğer gelir ve giderler arasında fark varsa kulüp başkanı ya da sahibinden teminat alıyorlar. Eksiklik çıkarsa başkan ya da kulübün sahibi bu farkı karşılamak zorunda. Bu kadar basit. Bunu yaptığınız zaman zaten kulüplerde dağ gibi borçlar birikmiyor. Aslında çözüm çok basit. Uygulama niyeti ve disiplin önemli…”


Fortuna Sittard Başkanı Işıtan Gün (solda), kulübün futbol aklı Ogan Tarhan (sağda)

‘TÜRKİYE’DEN KAPIMIZI ÇALAN OLMADI’

“Türkiye’den en küçük maddi ve manevi destek almadık. O kadar büyük global markalarımız olmasına rağmen kapımızı henüz çalan olmadı. Bizim de önemli girişimimiz henüz olmadı. Kulübümüzün alt yapısı geçmişte Ajax, PSV ve Feyenoord’tan sonra en iyi bilinen akademilerden biri. Hollanda futboluna önemli yıldızlar kazandırdı. Mark van Bommel bunlardan biri. Bir çok isim daha var.”

PERR SCHUURS’UN KEŞFEDİLME HİKAYESİ

“Ajax’a sattığımız oyuncunun hikayesi ise şöyle; yağmurlu bir günde Ogan Tarhan ile U17 takımımızın maçını izliyorduk. Ogan Bey Perr Schuurs’u gördü ve kulüpteki bir oyuncumuza bu kim diye sordu. Ogan döndü ve bana “Bu çocuk dünyanın en önemli futbolcularından biri olacak” dedi. Bir hafta sonra oyuncu ile profesyonel sözleşme imzaladık. Yeni gelmiştik ve geldiğimizin üçüncü, dördüncü ayıydı. Herkes bizi bu Türkler ne yaptıklarını bilmiyorlar, parayı sokağa atıyorlar dedi. Bir süre sonra ikinci ligin o zaman rekor bedeliyle oyuncuyu Ajax’a sattık. Ki çocuk bizim A takımda hala oynamıyordu.