‘Türkiye’de çok iyi dansçılar var ama kilitli bir kapının arkasında kalmışlar’

Yayın tarihi: 27 Haziran 2021 Pazar 12:49 pm - Güncelleme: 27 Haziran 2021 Pazar 12:49 pm

Dans eğitmeni ve balet Ufuk Cengiz, Türkiye’deki dans eğitimi ve dans okulları hakkında bilgi verdi.

Tükenmez Haber’den Nilay Göl’ün sorularını yanıtlayan Ufuk Cengiz, “Türkiye’de çok iyi dansçılar, gelecek vaat eden dansçılar var ama ne yazık ki kilitli bir kapının arkasında kalmış insanlar bunlar” diye konuştu.

Nilay Göl’ün Balet Ufuk Cengiz ile söyleşisi şöyle:

‘DANS BANA YAŞADIĞIM ACILARI UNUTTURABİLİYOR’

– Dansa başladığınız zaman sizi motive eden güç neydi? Bale ile tanışma hikayeniz nasıl başladı?

“Baleye Kıbrıs’ta 4 yaşımda başladım. Mahallede açılan bir kursa ücretsiz olarak gidiyordum. Orada yeteneğimi anlayan hocam, “Bu çocukta yetenek var ve ilerlemeli” dedi ve beni belli aşamalarda çalışmalara tabi tuttu. Hızlı bir şekilde ilerledim ve sınavlara girmeye hak kazandım. Kıbrıs’ta bir tane dans okulundaki burs sınavlarına başvurdum ve 98 puanla direkt girişim sağlandı okula. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan bu okulda klasik bale ve modern dans dersleri aldım. Aynı zamanda her yıl tabi tutulan iki ayrı sınava girip baleyle ilgili belgelerimi tamamladım. İnsanlar zor zamanlar geçirebilir, ağlayabilir, üzülebilir… Ben bunların hepsini dans ederek kendimden uzaklaştırabiliyorum. Dans bana yaşadığım acıları unutturabiliyor ya da bunları yansıtmamın bir biçimi haline gelebiliyor. Şu an beni dans etmek için motive edebilecek bir şey var mı yaşadığım ülkede? Çok yok.”

ÇOK İYİ DANSÇILAR VAR AMA NE YAZIK Kİ KİLİTLİ BİR KAPININ ARKASINDA KALMIŞ İNSANLAR BUNLAR’

– Türkiye’deki dans eğitimi ve dans okulları ne durumda? Sizce yeterli mi? Sizce dans Türkiye’de hak ettiği yerde mi?

“Türkiye’de dans eğitimi konusunda ileri seviyede bir şey yok. Çok iyi dansçılar, gelecek vaat eden dansçılar var ama ne yazık ki kilitli bir kapının arkasında kalmış insanlar bunlar. Dans okullarında eğitimler veriliyor, evet. Ama artık Türkiye’deki dans okullarında ticari bir sistem başladı. Eğitimi ticarete döktüğümüz zaman ne kadar kötü bir hale gelebileceğini görmüş olduk. Türkiye’de 4-5 tane çok müthiş dans okulu var. Bu okullarda işin kültürü, dinamiği, tekniği neyse bu şekilde dersler veriliyor. Okullarda ben de çalışıyorum ve verdiğimiz eğitimlerin hepsinin işe yaradığını fark ediyoruz. Konservatuara soktuğumuz öğrenciler, yurt dışında bizi temsil eden öğrenciler… Bunları görünce gerçekten iyi işler yaptığımızı görüyoruz. Ama Türkiye’de dans çok çok geri planda, kötü bir noktada. Bunun ilerlemesi için uluslararası kongreler düzenlenebilir, Türkiye’deki dansçılar çok daha verimli hale getirilebilmesi için workshoplara tabi tutulabilir ve bunun için de bize devletin öncü olması gerekiyor.”

‘PANDEMİ NEDENİYLE BİR BUÇUK YILDIR SAHNEYE ÇIKAMIYORUM’

– Pandemi dansçıları nasıl etkiledi? Birçok dans okulu pandemi sürecinde online eğitim sistemine başladı. Geri dönüşler nasıl oldu? Pandemi sonrasında da online eğitim devam edecek mi?

“Pandemi döneminde okulların hepsi kapandı, online sisteme geçtik. Evet, bazı okullar online ders yapabildi ama her okul online ders yapamadı. Çünkü, branşa göre değişen şeyler var. Salsayı, bachatayı, tangoyu, hip-hop’ı online verebilirsin ama bale, jazz ve modern dans gibi akademik tabanı olan dansların hepsi sınıfta canlı bir şekilde yapıldığı zaman çok daha fazla işe yarıyor. Ben bir dans eğitmeni olarak öğrencimin anatomisine dokunarak onu işlemeyi tercih ediyorum ve o zaman daha verimli, daha ileriye dönük bir sonuç alıyorum. Gece mekanında çalışan dansçılar yaklaşık bir buçuk yıldır hiçbir şekilde çalışmıyor. Öğretmenlik yaparken aynı zamanda akşamları bir mekanda sahne alıyordum. Pandemi nedeniyle bir buçuk yıldır sahneye çıkamıyorum. Online derslerden kazancımız yüzde 20’ye düştü. Çünkü, insanlar bizden canlı kanlı ders almak istiyor. Dans, enerji işi ve enerjiyi bir kameradan diğer kameraya ulaştırmak çok zor.”

‘DANSA OLAN İLGİNİN ARTMASINDA SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ VAR’

– Son zamanlarda dansa olan ilgi epey arttı. Bu artışın sebebi sizce nedir?

“Sosyal medyanın bunda ciddi bir gücü var. TikTok uygulamasıyla birlikte Türkiye’deki insanların dansa olan bakış açısının pozitife döndü. TikTok bu konuda inanılmaz bir öncülük yarattı bize. Tabii sadece TikTok değil, çağ değişiyor ve insanlar enerjilerini bir şekilde hissediyor, yapmak istedikleri şeylerin farkına varıyor. 2005’lerde “Biz çocukken çok isterdik dans etmeyi ama olmadı” gibi cümleler kuruluyordu. Çünkü, zaman ve şartlar bu şekilde değildi. Modernize ve teknolojik bir hayat biçimine girince insanlar yapabileceği şeylerin ne kadar kolay olduğunun farkına vardı.”

‘RUS BALESİ’NE KARŞI BÜYÜK BİR ZAAFIM VAR’

– Dünyada hangi dansçıları ya da toplulukları takip ediyorsunuz?

“Rus Balesi’ne karşı büyük bir zaafım var. Rusya’da çok büyük gösteriler oluyor ve bu dünyanın her tarafına yayılıyor. Sokak stili tarzında ise şu an dünyada en çok izlediğim isimlerden birisi Royal Family. Aynı zamanda Mecnun Giasar, Galen Hooks, Yanis Marshall gibi büyük isimleri izlemek çok hoşuma gidiyor. Salsa izlemekten de çok keyif aldığım için Fernando Sosa, Rafael Barros gibi isimleri de takip ediyorum. Ülkemizde gerçekleştirilen Red Bull dans yarışmalarını da takip ediyorum.”

‘YÜRÜMEYİ BİLİYORSAN DANS DA EDEBİLİRSİN’

– Dansa ilgi duyanlar ve yeni başlayanlara ne söylemek istersiniz?

“Çok ünlü bir söz vardır, “Yürümeyi biliyorsan dans da edebilirsin” diye. Dansa yeni başlayan insanlar, çok büyük bir heyecan ve tutkuyla geliyorlar. Dans gerçekten büyük bir tutku, büyük bir heyecan. Bir şeyi anlatmak için konuşmanıza gerek yok, bütün vücudunuz size her şeyi anlatmanız için izin veriyor. Siz ruhunuzdan, beyninizden geçen her şeyi ilmek ilmek işliyorsunuz. Enerjiniz yükseliyor ve fizyolojik olarak kendinizi toparlıyorsunuz.”