Türkiye’de aşı karşıtlığı artarken, aşılanma oranları düşüyor

Yayın tarihi: 29 Kasım 2019 Cuma 3:33 pm - Güncelleme: 29 Kasım 2019 Cuma 3:33 pm

Aşı karşıtlığı yükselirken, aşılanma oranları da giderek düşüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, aşılanma oranlarının düşmesine paralel olarak 2019’un ilk üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre dünyada kızamık vakası %300 oranında arttı. Türkiye’de de temel aşıları olmuş çocukların oranı son 10 yılda %77’den %67’ye geriledi.

Aşı karşıtlığı son zamanlarda giderek yükseliyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 2016’da sadece 9 kızamık vakası gerçekleşirken 2017 bu sayı 84’e, 2018’de ise 716’ya ulaştı. Uzmanlar, aşı reddinin popülerleşmesi ile kızamık vakalarının artması arasında bir paralellik olduğunu dile getiriyor.

AŞILANMA İSTENEN SEVİYEDE DEĞİL

Doğruluk Payı sitesinde yer alan habere göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, 2018 yılında dünyadaki çocuk nüfusunun %86’sı yani yaklaşık 116 milyon çocuk difteri, tetanoz ve boğmaca (DTP3) aşısı oldu. 2018’de DTP3 aşısına ulaşamayan ya da bu aşıyı yeterli düzeyde olamayan çocukların sayısı ise 19,4 milyon. Bu çocukların yaklaşık yarısı Afrika kıtasında yaşarken, dörtte biri de Afganistan, Pakistan ve Nijerya’da bulunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2030 yılı hedefleri arasında dünyadaki tüm çocukların aşılanması bulunsa da DTP3 aşısını olan çocukların yıllar içindeki oranına bakıldığında, son on yılda yalnızca %5’lik bir artış yaşandığı görülüyor. Kısacası, dünya genelinde aşılanma düzeyinin hala istenen seviyede olmadığını söylemek mümkün.

AŞILANMA ORANLARI DÜŞÜYOR

Bununla birlikte WHO’nun belirttiği üzere, son yıllarda birçok ülkede aşılanma oranları düşüyor. Sağlık alanına yapılan yetersiz yatırımlar, savaşlar ve çatışma ortamları bu düşüşe neden olmakla birlikte, aşı karşıtı kampanyalar sonucunda aşı tereddüdü ve aşı reddinin artması da ana etkenler arasında gösteriliyor. Bunun yanı sıra yine WHO’nun açıkladığı üzere, aşılanma oranlarının düşmesine paralel olarak 2019’un ilk üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre dünyada kızamık vakası %300 oranında arttı. Bu doğrultuda, Dünya Sağlık Örgütü 2019’da belirlediği 10 küresel sorun arasında aşı tereddüdüne de yer verdi.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, ülke düzeyinde gerçekleşen ortalama aşılanma oranlarının coğrafi ve sosyo ekonomik eşitsizlikleri sakladığını dile getiriyor. Aşılanma oranlarının yüksek olduğu orta ve üst gelir grubu ülkeleri de dahil olmak üzere bu gerçeğin göz önünde bulundurularak aşıya erişimin tüm çocuklara sağlanması gerektiği özel olarak vurgulanıyor.

Aşı konusunda son yıllarda kaleme alınan birçok makalede, Amerika ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde aşının reddedilmesinin yükselişinden bahsediliyor. Aşı karşıtlığı, aşı etkinliğine ve aşı bileşenlerine duyulan şüpheden kaynaklanabildiği gibi aşı ile önlenebilir hastalıkların hafife alınması gibi tutumlar nedeniyle de ortaya çıkabiliyor.

TÜRKİYE’DE DE AŞI KARŞITLIĞI ARTTI

Türkiye’de aşıya dair yasal bir düzenleme mevcut değil. Yani aşılama, zorunlu bir uygulama değil. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları, aşılama ile ilgili eğitimler ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlese de aşı konusunda hukuki bir boşluk söz konusu. Bu doğrultuda, Türk Tabipler Birliği ve çocuklara ilişkin birçok sivil toplum örgütü gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için Sağlık Bakanlığı’na sık sık çağrıda bulunuyor.

Bunun yanı sıra, aşı reddinin popülerleşmesi ile birlikte çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı da artıyor. TTB’nin ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin (KLİMİK) belirttiği üzere, çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin sayısı 2010’da 183 iken 2016’da 11.000’e ve 2017 yılında ise 23.000’e çıktı.

SALGIN HASTALIKLARIN DURUMU

Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı Sağlık İstatistikleri Yıllıkları’na göre, 2002-2018 döneminde aşı ile önlenebilir hastalıkların görülme sıklığına baktığımızda, AIDS hariç diğer üç hastalığın insidanslarında genel bir düşüş eğilimi görüyoruz. Bununla birlikte 2013 yılında sıtma ve kızamık insidanslarında yaşanan ciddi artış dikkat çekiyor.

Bunun yanı sıra, yıllara göre vaka sayılarına baktığımızda, 2013 yılında gerçekleşen insidansa paralel olarak Türkiye’deki kızamık vaka sayısının bir anda arttığını görmekteyiz. Bunun nedeni olarak o yıl Avrupa’da ortaya çıkan salgın olarak gösteriliyor. Bunun dışında, özellikle son üç yılda kızamık vakalarında bir artış olduğu gözlemleniyor.
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 2016’da sadece 9 kızamık vakası gerçekleşirken 2017 bu sayı 84’e, 2018’de ise 716’ya ulaştı. Bu bağlamda birçok uzman, aşı reddinin popülerleşmesi ile kızamık vakalarının artması arasında bir paralellik olduğunu dile getiriyor.
Tüm temel aşıları olmuş çocukların oranı ise son 10 yılda %77’den %67’ye geriledi.

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü 1993’ten beri her beş senede bir “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” isminde bir çalışma yayımlıyor. Araştırmanın güncel verilerine göre, 2018’de Türkiye’deki 12-23 ya da 15-26 aylık çocukların yalnızca %67’si yaşına uygun tüm temel aşıları oldu. Bu oran 2008 yılında %77 iken 2013’de %74 olarak gerçekleşmişti.
Bununla birlikte aynı araştırmaya göre, 2018’de 24-35 aylık çocukların yalnızca %49,6’sı tüm temel aşıları oldu. Bir başka deyişle 2018’de bu yaş grubundaki çocukların yaklaşık yarısı, yaşına uygun tüm aşıları olmadı.
Nüfus ve Sağlık Araştırması’nda yer alan bir diğer veri, ailelerin refah düzeyine göre çocukların aşılanma oranlarına ilişkin. Aşı kartı olan çocukların aileleri temel alınarak yapılan araştırmaya göre, ailelerin refah düzeyi arttıkça çocukların aşılanma oranı artıyor. En düşük refah düzeyine sahip ailelerin çocuklarında aşılanma oranı %64 iken bu oran, en yüksek refah düzeyindeki ailelerde %82 olarak gerçekleşti.