Türk Ocakları'nın gerçekleştirdiği İslam Sempozyomu'nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşma yapması ile başlayan tartışmalar sürüyor. Görevden alındığı iddia edilen Türk Ocakları İstanbul Şubesi İl Başkanı Cezmi Bayram, kendisine tebliğ edilmiş bir görevden alma veya istifanın söz konusu olmadığını belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün Türk Ocakları İstanbul Şubesi'nin düzenlediği ‘İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu'na katıldı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının ardından Türk Ocakları İstanbul Şubesi'nin görevden alındığı iddia edildi.
Türk Ocakları İstanbul Şubesi İl Başkanı
Cezmi Bayram, yaşanan süreci TELE1''de Begümhan Aydoğan'ın sunduğu Gün Ortası programında anlattı.
"Sempozyumda iş ortağımız, yoldaşımız İBB'dir" diyen Cezmi Bayram geçmiş dönemde AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AKP'li Numan Kurtulmuş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AKP'li Cemil Çiçek gibi isimlerin de konuşmacı olarak sempozyumlara katıldığını söyledi. Bayram, Türk Ocakları olarak herhangi bir parti ile bağlarının olmadığını da sözlerine ekledi.
Eski başkan diyebilir miyiz size?
-Hayır hala başkanıyım.
Peki istifa ettiğinize dair haberler çıktı...
-Sosyal medyada böyle bir haber çıktı, onu doğru kabul etsek 30 Hazirandan itibaren dediğine göre... Bugün görevimizdeyiz. Sempozyumumuzu tamamlamaya çalışıyoruz.
Yani siz görevinizin başındasınız?
-Tabii başladığımız işi tamamlamaya çalışıyoruz.
Başladığımız işi derken?
-Sempozyum. Sempozyum devam ediyor. Bugün akşama kadar da devam edecek. Onu tamamlamaya çalışıyoruz, şu anda yaptığımız iş bu.
Peki size yönetim tarafından bir tepki geldi mi? Böyle bir sempozyum düzenleyip ana muhalefet liderini davet ettiğiniz için. Bu haberlerin çıkış kaynağı nedir?
-Orayı bilmiyorum, sosyal medya domino etkisi yapıyor. Birisi bir tepki gösteriyor ve buna iştirak edenler oluyor. Arkadan da birtakım kararlar alınıyor. Ben bunun temelinde çok şey olduğunu zannetmiyorum. Yani yaptığımız sempozyumda davetlilerimizden kaynaklandığını zannetmiyorum. Çünkü biz Kemal Kılıçdaroğlu'nu 2016'da yaptığımız bir sempozyuma da davet etmiştik. Onu da idarecisi, başkanı CHP'li olan bir belediye ile yapmıştık. Kartal Belediyesi ile. Bugün de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapıyoruz. O zaman da ev sahibi sıfatıyla davet ettik bugün de ev sahibi sıfatıyla davet ettik.
O zaman da mı konuştu?
-Evet, o zaman da konuşma yaptı. O zaman çok önemli bir iş yaptığımız şeklinde takdirler aldık.
Devlet Bahçeli'nin bir tepkisi oldu. "Nasıl böyle bir gaflete düştünüz?" dedi. Siz de Türk Ocakları olarak yanıt verdiniz isim vermeden. Ne diyorsunuz bu duruma?
-Kastedilen kişi esas itibariyle bizim genel başkanına refakaten toplantıya geldi ama bizim özel olarak davetlimiz değil. Yani bizim buradaki yoldaşımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi'dir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) de herhalde böyle bir itham edemeyeceklerine göre ben bunu bir yere koyamıyorum. O yüzden de herhalde genel bir ifadedir genel merkezin ifadesi. Yani Türk Ocakları'nın genel prensibidir o, özel bir ifadeden çok. Genel prensip olarak da doğrudur.
Anlayamadım, İBB bizim yoldaşımız diyorsunuz?
-Evet, bizim yoldaşımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi'dir.
Yoldaş derken?
-Yani bu işteki ortağımız, destekçimiz. İş ortağımız. Bu İslam sempozyumunda beraber olduğumuz müessese İBB'dir. Dolayısıyla başka şahıslar bu konuda bizim yoldaşımız olmadığına göre bu genel bir prensip ifadesidir. Yani özel bir kastı olduğunu düşünmüyorum.
MHP ile organik bir bağınız yok mu Türk Ocakları olarak?
-Hiçbir partiyle yok. Ama bizim üyelerimiz her partiden olabilir. Nitekim bizim İstanbul Ocağı'nın da değişik partilerden milletvekili olan üyeleri var. Başka partilerde görevleri olanlar var. Şahıslar partili olabilirler fakat kurum olarak biz partiler dışıyız. Türk Ocakları kurulduğundan itibaren en hassas olduğu ilkedir.
Yine benzer sempozyumlar yapıp liderleri davet edecek misiniz?
-Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Biz belediye başkanlığı zamanında Sayın Tayyip Erdoğan'ı kürsüye çıkardık. Bu yüzüncü yıla girdiğimiz zaman buna benzer sempozyumlar yaptık. Dışişleri Bakanı olduğu için Ahmet Davutoğlu'nu, Meclis Başkanı olduğu için Cemil Çiçek'i, Başbakan Yardımcısı olduğu için Beşir Atalay'ı, Başbakan Yardımcısı olduğu için Bekir Bozdağ'ı, Başbakan Yardımcısı olduğu için Ali Babacan'ı, Başbakan Yardımcısı olduğu için Numan Kurtulmuş Beyi faaliyetlerimize davet ettik. Aslında bizim davetimiz genel başkanlıktı, başbakanlıktı. Başbakanlık onları görevlendirdi. Yani biz bu faaliyetleri geçmişte de yaptık. İlk defa yapmıyoruz. O zaman da tabi bunları çağırdığımız için bizi partiyle özdeşleştiren ve şikayet eden arkadaşlar oldu. Türkçede bir söz var; 'Meyve veren ağaç taşlanır' diye. Bir şey yaptığımızda herkes nasıl anlıyorsa o tarzda yorumlayacak ve tepki gösterecek. Herkes beğenecek illa diye bir şey yok. Ama bizim milletimiz halistir. Türk Ocakları, Türk devletinin teşekkülünde müessir olan bir fikir hareketidir. Devletin kuruluşunu sağlamıştır. Dolayısıyla devletin devamını sağlamakta da kendisini mesul saymaktadır. Bu da ancak hem devletin hem de vatan ve millet bütünlüğü ile mümkündür. Dolayısıyla bizim işimiz milletin bütünlüğünü sağlamaktır. Zaten hedefimiz de milletin bütünüdür. Öyle olmak durumundadır. Türkiye'de bizim dışımızdaki hiçbir fikir hareketinin Türkiye'nin bütünlüğünden kendini mesul mümkündür ama değildir. Bizim vazgeçemediğimiz bir tabudur. O yüzden biz kamplaşmadan yana değil bütünleşmeden yanayız. Fikrimiz muhatabımıza göre değil, doğru olan neyse onu söyleriz. Kim olursa olsun söyleriz. Muhatabımız bütün millettir. Türk Ocakları Türk milliyetçiliğinin ocağıdır. Yöneticileri milliyetçilerdir, üyeleri milliyetçilerdir amma hedef kitlesi bütün millettir.
İstifa ve görevden alma gibi bir durum yok değil mi?
-Sosyal medyada böyle bir karar var ama henüz bize tebliğ edilmiş bir karar yok.
Türk Ocakları Genel Merkezi ile görüştünüz mü? Size bir serzenişte bulunuldu mu?
-Bu karardan haberdar edildik. Daha doğrusu karar aşamasındayken bir şeyimiz oldu ama önemli değil. Ben sadece başladığımız bu uluslararası sempozyumun başladığımız gibi tamamlanmasına gayret gösteriyorum. O sebeple de hiç kimseyle görüşmüyorum.
Size bir fısıltı yoluyla mı geldi?
-Genel başkanla görüştüm o gece. Müzakere halindeyken, henüz karar haline gelmemişken görüştüm.... Benim ana prensibim şu; milliyetçiler arasında açık mektuplaşma olmaz. Ben genel merkezimle televizyonlar üzerinden konuşmayı tercih etmem. 53 senedir benim ocak yöneticiliğim var. Dolayısıyla arkadaşlar da daha dikkatli daha nazik davranmaya çalışıyorlar zannediyorum.
Zannediyorum Türk Ocaklarının içindeki bir durumla alakalı, yani Kılıçdaroğlu'nun katılması değil...
-Bu iç meselemiz. İçimizde konuşacağız.
https://tele1.com.tr/turk-ocaklari-istanbul-sube-baskani-bayram-istifa-etmeyecegim-651834/