Türk Metal Sendikası’ndan MESS’e toplu sözleşme protestosu

Yayın tarihi: 20 Aralık 2019 Cuma 3:49 pm - Güncelleme: 20 Aralık 2019 Cuma 3:50 pm

MESS ile Türk Metal Sendikası arasında sürmekte olan ve 41 fabrikadan binlerce sendika üyesini kapsayan Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri 4 Aralık’ta yapılan toplantıda uyuşmazlıkla sonuçlandı. Sendika bundan sonraki sürecin arabulucu aşamasında olduğunu açıkladı. Sendika bu süreçte yapacağı eylem programını da duyurdu.

Türk Metal Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında sürdürülen toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç çıkmamasına tepki gösteren Türk Metal üyesi işçiler İzmir’de eylem yapmıştı. MESS’in bu süreçteki yaklaşımını protesto etmek için, DİSK Birleşik Metal-İş üyesi Metal işçileri tarafından, 20 Aralık günü servislerden inerek fabrikaları yürüyüş yapıp, işyerlerinde bildiri okuyarak yarım saatlik duruş eylemlerinin 3’üncüsü gerçekleştirildi.

MESS Grup TİS sürecinde geçtiğimiz hafta başlayan “uyuşmazlık süreci eylemleri” 23-30 Aralık arasında aşağıdaki takvimle devam edecektir.

Bu doğrultuda grup sözleşmesi kapsamındaki işyerlerinde 23-30 Aralık haftası:

1- 25 Aralık Çarşamba günü, tüm vardiyalarda işçiler alkışlarla ve sloganlarla hep birlikte yemek paydosuna çıkacak, yemeği birlikte yiyecek ve birlikte işbaşı yapacaktır.

2- 26 Aralık Perşembe günü vardiya girişlerinde servislerden inilecek, tüm işçiler toplandıktan sonra fabrikalara kadar yürünecektir. Fabrika girişinde bildiri okunacak, yürüyüş ve açıklama tamamlandıktan sonra işbaşı yapılacaktır.

3- 30 Aralık Pazartesi günü metal işçileri MESS genel merkezi önünde yılbaşı kutlaması yapacaktır.

4- Bir önceki hafta başlayan fazla mesailere kalmama eylemi, 23-30 Aralık haftası devam edecektir.

5- Sözleşme süreci boyunca işyeri sendika temsilcilerimiz tüm mesailerini işyerlerinde ve vardiyalarda toplu sözleşme faaliyetleriyle ilgili kullanacaktır.

MESS NE DİYOR? METAL İŞÇİSİ NE İSTİYOR?

MESS, toplu sözleşmeye “rekabet gücünün korunması ilkesi” ile yaklaştığını belirtiyor. MESS’in rekabet olarak kastettiği, işçilere yeni haklar vermemek, yeni haklar bir yana işçilerin kazanılmış haklarını da geriye götürmek ve düşük ücretlerle çalıştırmak.

Rekabetin sağlanması adına, işçilerin haklarını geriye götürecek, esnek çalışmaya olanak sağlayacak teklifler asla kabul edilemez. Bu taleplerin, işverenler için daha fazla kar, işçilerin için ise daha fazla sömürü olduğunu biliyoruz.

MESS’ten yapılan toplantılarda, henüz işçilerin çalışma ve yaşama koşullarını iyileştirecek tek bir laf duymadık. MESS’in sunum ve teklifleri içerisinde kar var, rekabet var, esneklik var, kazanılmış hakların geriye götürülmesi var, ama işçi yok. İçinde işçinin olmadığı hiçbir talep toplu sözleşmenin maddesi olamaz.

NEDEN 2 YILLIK TİS

MESS, daha sözleşme görüşmelerinin ilk toplantısında Yürürlük Maddesini gündeme aldı ve sözleşmenin 3 yıl olmasını gerektiğini söyledi. Hatırlatmak isteriz ki, 2015 yazındaki metal fırtınaya yol açan önemli sebeplerden birisi de sözleşmenin o dönemde 3 yıl olmasıydı.

Hepimizin bildiği gibi, toplu sözleşmelerde ücret zamları esas olarak ilk 6 aylık dönemde alınmaktadır. Bu nedenle, sözleşmemizin başlangıcındaki zam belirleme dönemi ne kadar ertelenirse, işçiler o oranda az zam almış olacaklardır.

Görüşmelerde söyledik, bir kez daha belirtmek isteriz ki, 3 yıllık sözleşmeyi konuşmayız, tartışmayız. Gerekçe olarak ne söylenirse söylensin, biz, 3 yıllık sözleşme ile işçilere daha az ücret verilmesinin hedeflendiğini biliyoruz. Bunun dışındaki tüm diğer gerekçelerin hiçbir inandırıcı yanı yoktur. Gerçek niyetin daha düşük ücret zammı vermek olduğunu biliyoruz.

MESS ikinci toplantıda, ihbar ve kıdem tazminatı maddelerinde karşı teklif verdi. MESS, yasal sürelerden daha fazla kıdem ve ihbar tazminatı verilen işyerlerinde, 1 Eylül 2019 tarihinden itibaren işe giren işçilere bu haklar verilmesin, eski işçi ile yeni işçi arasında farklı uygulama yapılsın ve kanunda yer alan süreler uygulansın diyor.

MESS’in 4. toplantıda yaptığı öneriler ise ikramiye ödemesini düşürmek ve esneklik. MESS’in gündeme getirdiği önemli konulardan birisi de ikramiyeler. MESS diyor ki, ikramiyeler fiili çalışmaya bağlı olarak ve yılsonunda ödensin. Ödenmeyen ikramiyeler fonda toplanarak devamsızlık yapmayan işçilere verilsin. Buna gerekçe olarak da, işçiler fazla rapor alıyor diyor.

İkramiye ücretin bir parçası olup, aylık ödenmesi gerekir. İşçiler zaten düşük gelirle zor koşullarda yaşamaktadırlar. Bir de ikramiyelerin aylık ödenmesinden vazgeçilmesi, aylık gelirlerimizin dörtte birinin azalması demektir.

İkramiyeler fiili çalışmaya bağlı ödensin demek, 20 günün altında raporlu olunan dönemde ve mazeret izinlerinde ikramiyelerin ödenmemesi demektir. Bunun anlamı, işçiler daha az ücret alsın demektir. İşçilerin, ikramiyem kesilmesin diye hasta olsa bile çalışması, rapor almaması demektir.

Ayrıca, Türkiye’de rapor alımlarının fazla olduğu belirtilmektedir. Gerek OECD gerekse de Dünya Sağlık Örgütü verilerine bakıldığında rapor alımlarının diğer ülkelere göre hiç de fazla olmadığı görülmektedir.

MESS’in kazanılmış haklarımızı geriye götürmeyi hedefleyen maddelerinden birisi de fazla mesai ödemeleri. MESS, hafta tatilinde yapılan fazla mesai ödemelerinde yüzde 100’den daha yüksek oranda ödeme yapan işyerlerinde 1 Eylül 2019’dan sonra işe girenlere yüzde 100 ödensin diyor.

MESS diyor ki; yılda 4 ay denkleştirme yapılsın, telafi çalışması yapılsın. Denkleştirme ile işveren işe geliş gidiş saatlerini 4 ay kendine göre belirlesin, işçiler günde 11 saate kadar çalışsın ve böylece fazla mesai ücreti ortadan kalksın. Telafi ile de, çalışılamayan herhangi bir durumda fazla çalışma yapılsın ama fazla mesai ücreti ödenmesin diyor.

İşçiler aldıkları ücretle geçinemedikleri için fazla mesai yapmak zorunda kalıyor. Bu teklif, işçilerin hem özel yaşamları ortadan kalksın, hem de daha düşük gelirle çalışsın demektir.

MESS’in başka bir talebi de deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması. Böylece, 4 aylık dönemde işçi güvencesiz biçimde çalışacak ve daha fazla sömürülecek.