Tüp mide ameliyatı hakkında bilinmesi gerekenler

Yayın tarihi: 24 Aralık 2021 Cuma 11:45 am - Güncelleme: 24 Aralık 2021 Cuma 11:45 am

Obezite Cerrahisi kapsamında yapılan mide küçültme ameliyatlarını ve tüp mide yöntemini Obezite Cerrahı Prof. Dr. Hasan Altun’a sorduk.

Obezite cerrahisi son zamanlarda yaygın hale gelmiş bir cerrahi yöntemidir. Bu yöntem fazla kilolu olan BKI’si yüksek olan obezite grupları için bir seçenek olduğundan dolayı bu isimle anılmaya başlanmıştır. İlk olarak obezite nedir sorusuna cevap verelim.

Obezite vücudun yağdan zengin bir hale gelip insanın yaşamanı kısıtlamasıyla özdeşleşen bir kavramdır. Obeziteye sağlıksız ve dengesiz beslenme, sedanter yaşam, hormonal etkenler ve genetik etki etmektedir. Örneğin obezite bir ailenin obezite çocuklarının olması oldukça muhtemeldir. Bununla birlikte obezite tedavi edilmesi gerekilen bir hastalıktır ve günümüzde birden fazla tedavi seçeneğiyle sunulmaktadır. Obezite eğer tedavi edilmezse şeker hastalığı, kalp hastalığı, kanser, eklem ağrıları gibi hastalıklara neden olabilmektedir.” diyen Obezite Cerrahı Prof. Dr. Hasan Altun, bu operasyonları tercih ederken cerrah seçimine dikkat edilmesi, tercih edilen cerrahın mümkün mertebe farklı pek çok vaka görmüş olması gerekliliğinin altını çiziyor.

“Obezite cerrahisi hastanın kilosuna ve yeme alışkanlıklarına bağlı olarak planlanan bir operasyon olup doğal olarak kişiye özeldir.” Prof. Dr. Hasan Altun, her yöntemin her hasta grubu için uygun olmayacağını söylüyor. Nasıl ki beslenme alışkanlıklarımız kişiye özelse seçilecek yöntemlerin de kişiye özel planlanması gerektiğini söyleyen Altun, “obezite cerrahisi hastanın hızla kilo vermesini sağlasa da kilonun kalıcı olarak verilmesi için yeme alışkanlıkları gözden geçirilmeli” diyerek sağlıklı yaşam için obezite cerrahisinin yeterli olmayacağını mutlaka ameliyat sonrası kişinin yeme alışkanlıklarını da düzenlemesi gerektiğini belirtiyor.

Obezite cerrahisi olmak için öncelikle BKI (vücut kitle indeksi) 35-40 aralığında ve kalp hastalığına, Tip 2 diyabet hastalığına, kısırlık, hipertansiyon gibi hastalıklara sahip olunmalıdır. Vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olan hastalar, bütün denemelere rağmen hiçbir şekilde kilo veremeyen hastalar için de obezite cerrahisi bir seçenektir. Ameliyata engel sağlık durumu veya aşırı alkol, uyuşturucu bağımlısı olmayan kişiler bu imkandan yararlanabilir.

Obezite cerrahisinin riskleri

* Enfeksiyon
* Anesteziye karşı reaksiyon
* Kan pıhtıları
* Akciğer veya solunum problemleri
* GIS problemleri şeklinde açıklanabilir. Obezite cerrahisinin birçok çeşidi bulunmaktadır. Burada hangi tedaviye başlanacağını cinsiyet, kilo, yaş ve hastalık belirlemektedir. Ameliyat sonrası 1-2 gece hastanede yatış yapılabilir ve 2-3 hafta içerisinde iş hayatına geri dönülebilir.

Tüp Mide Ameliyatı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hasan Altun, işlem sonrası hastaların kontrollerini aksatmamasının önemini vurguluyor. Tüp mide ameliyatı midenin büyük bir kısmının alındığı bir işlemdir. İşlemde midenin büyük bir kısmı çıkartılarak sağlıklı bir insanın mide kapasitesine yetecek kadarı bırakılır. Bunun yanı sıra midenin açlık hissiyatının sağlandığı hormon da çıkarıldığı için açlık hissedilmez ve iştah kapanıklığı görülür. Bu ameliyat sonucunda sağlıklı bir insanın mide kapasitesi işlem gören hastada kaldığı için besinlerin emilimine devam edilir. Bu işlemi yaptırmış hastalar eğer yeme miktarlarına ve dengeli olmasına dikkat ederlerse operasyon çok başarılı olacaktır. Mide küçültme ameliyatı nın avantajları obezitenin yol açtığı hastalıklara tedavi sağlamak, açlık hormonunun azalması, kolay uygulanabilen bir yöntem olması ve kalıcı olmasıdır. Dezavantajları ise verilen kiloların geri alınma riski, mide bulantısı, kusma, reflü hastalığıdır.

Mide Küçültme Ameliyatından sonraki süreci ve hastaların beslenme aşamalarını bizlerle paylaşan Prof. Dr. Hasan Altun, sürecin en iyi şekilde yürütülebilmesi için hasta ve cerrah arasında tam bir iş birliği olması gerektiğinden bahsediyor.

Kilo vermek ve verilen kiloların geri alınmaması amacıyla ilk olarak beslenmeye ve aktif yaşama dikkat edilmelidir. Ameliyat sonrası vitamin takviyeleri almak gerekebilir. Ayrıca işlemi yapan hekimin önerdiği aktif yaşam için egzersizler yapılmalıdır. Ve sıvı tüketimine özen gösterilmelidir. Ameliyat öncesinde diyete başlanılmalı ve ameliyat sonrasında da bu diyete devam edilmelidir. Çünkü önerilen diyet gerekli enerji, vitamin ve minerallerin alınmasını sağlayarak kilo verimini dengeleyerek düzenler. Bu diyet karaciğerde yağ dengesini de düzenler.

Aşama 1: Sıvı Diyet

Ameliyattan sonraki ilk günlerde sıvı diyetiyle beslenmeye başlanılmalıdır. Bu diyet türünde ilk olarak berrak sıvı olarak adlandırılan sıvılar tüketilir ardından sıvı gıdalar tüketilmeye başlanır. Çorba, et suyu bunlara örnektir.

Aşama 2: Püre Diyet

Diyetin ikinci aşaması püre diyet olarak adlandırılan aşamadır. Bu aşamada daha kıvamlı besinler tercih edilir. Proteinden zengin, baharat içermeyen besinler bu aşamada yenmelidir. Muz, kavun gibi çekirdeksiz meyvelerin bu aşamada yenilmesi gerekir. Ayrıca havuç, ıspanak gibi sebzeler de tüketilebilir.

Aşama 3: Yumuşak Diyet

İkinci aşama olan kıvamlı besinlerden sonra sulu, kolay çiğnenip yutulmaya uygun besinler bu aşamada tüketilecek besinlerdir. Bu aşamada besinlerin yavaş bir şekilde tüketilmesi gerekir aksi halde mideye zarar verilebilir. Bu aşama ameliyattan 6-8 hafta arasındaki aşamadır. Bu aşamada sebze, meyve ve tahıllar oldukça önemli olduğu için sık tüketilmelidir.

Aşama 4: Standart Diyet

Diyetin son aşaması olan standart diyet ameliyattan sonra 9. haftada başlar. Protein destekli diyet artış göstermiştir bundan dolayı takviyeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Günlük sıvı tüketimi 1800 ml olup öğünler arasında tüketime özen gösterilmelidir. Yemekler güzel bir şekilde çiğnenmeden yutulmamalıdır. Bu aşamada çiğ sebze tüketilmeye başlansa da aşırı tüketimden kaçınılmalıdır. Ameliyattan 3 ay sonra bütün besin maddelerinin yenilmesine izin verilmektedir.

Standart diyetin kuralları şu şekildedir:

1) Az ve sık öğün porsiyonları tercih edilmelidir.
2) Yiyecekler fazla çiğnendikten sonra yutulmalıdır.
3) Egzersiz ve hareketli yaşam sürekli olarak desteklenmelidir.
4) Yemeklerden 15 dakika önce ve 30 dakika sonrasına kadar sıvı alımı durdurulmalıdır.
5) Öğünler sadece katı veya sadece sıvı olarak tercih edilmelidir.
6) Hekimin önerdiği kontrol seanslarına uyulmalı ve atlanılmamalıdır.
7) Ameliyattan sonraki süreçte protein alımına dikkat edilmeli gerekli görülürse ek takviye alınmalıdır. Aynı zamanda vitamin ve mineraller de buna uygun olarak düzenlenmelidir.