Tuğluk’un sağlığı tehlikede! ‘Geriye dönüşü imkansız bir rahatsızlık söz konusu’

Yayın tarihi: 23 Kasım 2021 Salı 10:48 am - Güncelleme: 23 Kasım 2021 Salı 10:48 am

Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde tutulan eski HDP’li vekil Aysel Tuğluk’un avukatı Serdar Çelebi, Tuğluk’un sağlık durumunun riskli olduğuna işaret etti. Çelebi, “Geriye dönüşü imkansız bir rahatsızlık söz konusu” dedi.

Avukat Serdar Çelebi, beş yıldır cezaevinde tutulan eski HDP’li vekil Aysel Tuğluk’un annesini kaybetmesinin ardından kendisini dünyaya kapadığını aktardı.

BirGün’den Filiz Gazi’nin haberine göre, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verileri 2021 yılının sadece ilk üç ayında cezaevlerinde 13 hasta tutuklunun hayatını kaybettiğini ortaya koydu. 2020’de ise yaşamını yitiren hasta tutuklu sayısı 27. Yine bu verilere göre Türkiye hapishanelerinde 604’ü ağır olmak üzere en az 1605 hasta mahpus bulunuyor.

Sağlık durumu cezaevi şartlarına uygun olmayan tutsaklardan biri de Aralık 2016’dan beri Kocaeli Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde olan HDP’li siyasetçi Aysel Tuğluk. Tuğluk’un avukatları Reyhan Yalçındağ ve Serdar Çelebi, 5 Eylül 2021 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak müvekkillerinin sağlık durumunun kötüye gittiğini duyurmuştu.

“CEZAEVİNDEN ÇIKTIKTAN BİR HAFTA SONRA YAŞAMINI YİTİRENLER VAR”

Aysel Tuğluk’un avukatı Serdar Çelebi, “Her geçen gün aleyhe işleyen, geriye dönüşü imkansız bir rahatsızlık söz konusu” diyor ve Adli Tıp Kurumu’nun devletin politikası dışına çıkmayacak derecede kontrol altında tutulduğuna dikkat çekiyor:

“Bir uzman heyet, cezaevinde kalması hastalığını ilerletir diyor. Adli Tıp Kurumu ise cezaevinde kalabilir diyor. Adli Tıp Kurumu’nun geçmişi bu konuda çok parlak değil. Verdikleri raporlar sonrasında insanların yaşadıkları var. Cezaevinden çıktıktan bir gün, bir hafta sonra yaşamını yitiren insanlar var. Raporların bilimsel verilmediği ortada. Böyle bir durumda niye Adli Tıp’ın raporu üstün tutuluyor? Böyle bir mevzuatımız niye var? Kurum talimat almaya uygun bir kurum mu? Oradaki insanlar seçilmiş ve devletin politikası dışına çıkmayacak derecede kontrol altındalar mı? Bu soruların yanıtları ortada.”

Çelebi, Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un 13 Eylül 2017 tarihinde ölümünden sonra girdiği süreci şu sözlerle ifade ediyor:

“Annesinin ölümünden sonra derin bir travma yaşadı. Kendisini dünyaya kapatması kuvvetle muhtemel hastalığı başka bir noktaya taşıdı. Doktorlar Tuğluk’un az insanla temas etmesinin, insan ilişkilerinden mahrum kalmasının ve çeşitli aktivitelerinin olmamasının hastalığını ilerletecek sebepler olduğunu söylüyor.”