Trans kadın Ajda Ender: Ölüm tehditleri aldığım için evime gidemiyorum

Yayın tarihi: 23 Nisan 2020 Perşembe 4:14 pm - Güncelleme: 23 Nisan 2020 Perşembe 4:14 pm

Koronavirüs salgını günlerinde uzmanlar tarafından “evde kal” çağrıları yapılıyor. Ancak trans kadın Ajda Ender, ölüm tehditleri aldığı için evine gidemiyor.

Türkiye’de vatandaşlar koronavirüs pandemisinden ‘evde kalarak’ korunmaya çalışırken, nefret saldırıları yüzünden evine gidemeyen trans kadın Ajda Ender ölüm tehditleri alıyor. 6284’ün uygulanmadığını söyleyen Ender, “Devlet kurumlarında cezasızlık kavramı var. Cezasizlik kavramı, suçluları koruyor ve hak ihlallerini çoğaltıyor” dedi.

Yaşadığı transfobik saldırıları Tükenmez Haber’den Nilay Göl’e anlatan Ajda Ender, 2005’ten beri apartmanındaki kişiler tarafından transfobik şiddete maruz kaldığını söyleyen Ajda Ender, tehditler yüzünden kendi evine giremiyor, sokağa tek başına çıkamıyor ve işini devam ettiremiyor.

‘BENİ ÖLDÜRMEKLE TEHDİT ETTİLER’

Pangaltı’daki evinde 2003 yılında taşındığını, 2005 yılından itibaren komşuları tarafından şiddet görmeye başladığını söyleyen Ender, yaşadığı nefret saldırılarını şöyle anlattı:

“Bana ‘Evine erkekler geliyor, fuhuş yapıyorsun, seni öldürürüz, elimizde çıplak fotoğrafların var, evine gelen erkekleri görüyoruz’ diyerek iftiralar attılar ve şantaj yaptılar. Beni asmakla, öldürmekle, zehirlemekle tehdit ettiler. Şantaj yaparak para istediler. Apartmanda beni defalarca dövdüler. Sopalarla bıçaklarla üzerime saldırdılar. Bıçakla üzerime saldırıp kapımı bıçakladılar. Bulunduğum kattaki elektrikleri bozdular. Evime beni sokmamak için apartman kapısının anahtarlarını değiştirdiler.”

‘SAHTE İHBAR YAPTILAR, YASALARI DOLANDIRDILAR’

Komşularını savcılığa şikayet ettiği için tekrardan şiddet gördüğünü aktaran Ender, “Müşteki benim, benim hakkımda savcılığa mahkemelere polise sahte ihbarlar yapmışlar. Sahte ihbarlara suç ortaklığı yapan katipleri, hakimleri, polisleri şikayet ettim. Hepsine soruşturma açıldı. Nefret suçlarını açıkladığım için sahte ihbarlar yaptılar, yasaları dolandırdılar” dedi.

‘ANNEMİ ÖLDÜRECEKLERİNİ SÖYLÜYORLAR’

Ender, “2005’den bugüne sürekli beni ölümle tehdit ettiler. Suratıma, vücuduma kezzap atacaklarını söylüyorlar. Annemi öldüreceklerini söylüyorlar. Bana ‘Senin annenin yaşamaya hakkı yok, apartmana giremezsiniz’ diyorlar” diye konuştu.

‘AVUKATLAR DA BENİ TEHDİT ETMEYE BAŞLADI’

Dava açtığı kişilerin avukatı tarafından tecavüze uğradığını iddia eden Ender, sözlerine şöyle devam etti:

“Bana ‘Seni kezzapla yakıp öldürürüm, evine girmeyeceksin’ diyor. Mahkemeye erkek avukatı şikayet ettim. Bana tecavüz eden avukat, kadın avukat tuttu. Erkek ve kadın avukat beni tehdit etmeye başladılar. ‘Seni, anneni ortadan kaldıracağız’ diyorlar. Kadın avukatı da şikayet ettim. Şikayet edince ‘Seni kezzapla yakarız, anneni de seni de öldürürüz’ diyorlar. Savcılığa şikayet ettim, belgelerim bende.”

‘HAYATIMIN HER DÖNEMİNDE CİNSEL TACİZ VARDI’

Çocukluğundan itibaren kadın olduğunu, kadın doğduğunu bildiğini söyleyen Ender, “İlkokul, ortaokul, lise, üniversite yıllarım da dahil hayatımın her döneminde cinsel taciz, trans fobi vardı. Lise yıllarımda edebiyat hocam bana cinsel taciz uyguladı, aile evimde babam beni trans kadın olduğum için taciz ediyordu, dövüyordu, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguluyordu” dedi.

Tekstil işiyle uğraşan Ender, rkçılık, ayrımcılık, nefret suçlarını işleyenlerin suçlarını açıkladığı için mesleğini yapmasına engel olduklarını söyledi.

‘DEVLET KURUMLARI BENİ AŞAĞILIYOR’

Türkiye’yi çok sevdiğini fakat devletin kendisine düşmanlık yaptığını söyleyen Ender, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devletin kurumları trans kadın düşmanı. Devlet kurumları, eril şiddeti, kadınlara, trans kadınlara, LGBTİ+ bireylere şiddeti destekliyor. Devlet kurumları, beni aşağılıyor, trans kadın kimliğimi aşağılıyor. Devlet kurumları bana yardım etmiyor. Pandemide evsiz, işsiz, parasız sokakta kalmamı izliyor. Kadına Karşı İşlenen Suçlar Bürosu, beni evime sokmuyor, yardım etmiyor. 6284 İstanbul Avrupa Konseyi Sözleşmesi uygulanmıyor, kadına şiddete izin veriyorlar. Ben kadınım, mahkeme bana kimlik verdi. Ajda Ender kimliğim. Devletin bana ev, iş, para vermesi gerekir. Eril şiddeti hiçbir zaman kabul etmeyeceğim.”

‘PANDEMİDE EVSİZ KALDIM’

Pandemi sürerken evsiz, işsiz, parasız kaldığını belirten Ender, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Evime sokulmadığım için arkadaşımda kalmak zorundayım. Arkadaşımda da kirada, apartmanındaki kişilerde transfobik, burada kalmam da mümkün değil. Bana karşı nefret suçu işleyenler, tecavüz eden erkek avukat ve diğer kadın avukat beni evime sokmuyorlar. Sayfalarca savcılığa tekrar şikayet verdim.”

‘DEVLET KURUMLARI, LGBTİ+ BİREYLERİN VARLIĞINI KABUL ETMEK ZORUNDA’

Trans kadınlara, kadınlara ve LGBTİ+ bireylere uygulanan şiddete karşı daima dik duracağını söyleyen Ender, “Bana karşı işlenen nefret suçlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) şikayet edeceğim. Devlet kurumları, LGBTİ+ bireylerin varlığını kabul etmek zorunda. Devlet kurumları, nefret ve ayrımcılık suçlarını destekleyici söylemlerini bırakmadığı için nefret suçları çoğalıyor. Devlet kurumlarında cezasızlık kavramı var. Cezasızlık kavramı, suçluları koruyor ve hak ihlallerini çoğaltıyor. Bu suçlar insan haklarına aykırı suçlardır” dedi.