Trakya’da 4 yılan ve bir kaplumbağa türü yok oldu

Yayın tarihi: 14 Eylül 2020 Pazartesi 9:24 am - Güncelleme: 14 Eylül 2020 Pazartesi 9:26 am

Antalya’nın Kemer ilçesinde dünyanın ilk ekolojik doğal parkının kurucusu olan Selami Tomruk, yeni çıkarttığı ‘Yılanlar ve Harabeler’ isimli kitabı için yaptığı araştırmalar neticesinde Trakya bölgesinde 4 yılan ve yalnızca Trakya’da görülen bir kaplumbağa türünün yok olduğunu belirlediğini söyledi.

Kemer’de 1995 yılında 97’si endemik bitkilerden oluşan yaklaşık 1,5 milyon ağaç, 2 milyona yakın kurbağa, 1,5 milyon kertenkele, 3 bin 500 yılan, 450 kaplumbağa, Nil ve Amazon timsahları, iguana, örümcekler, akrepler, bukalemunlar, porsuklar, yarasalar, sansarlar, kuşlar ve balıkların bulunduğu dünyanın ilk ekolojik doğal parkı olan Eko Parkı’nı açan fakat 2014 yılında bu faaliyeti durdurmak zorunda kalan morfolog ve sürüngen bilimci Selami Tomruk (73), yaptığı işin yanında 27 yıldır Türkiye’nin birçok noktasında araştırmalar gerçekleştirdi. Yaptığı araştırmaları 7 bölge ve 7 seriden oluşan kitaplara dökmeye başlayan Tomruk, ilk kitabı ‘Yılanlar ve Harabeler’i 2 yılda çıkarttı. Bugüne kadar dünya genelinde bulunan 3 bin 400 yılan türü ve alt türlerle ilgili araştırmalar yapan Tomruk toplamda 178 bin yılanı inceledi.

4 YILAN VE 1 KAPLUMBAĞA TÜRÜ YOK OLDU

İlk kitabında Trakya bölgesini ele alan Selami Tomruk, burada bulunan tarihi harabeler ve bölgedeki sürüngenlerle ilgili birçok bilgi verirken, bu bölgede daha önce var olan 4 yılan türüyle bir kaplumbağanın yok olduğunu belirledi. ‘Malpolon monspessulanus insignitus’ (çukurbaş yılan ya da çukurbaşlı yılan), ‘Vipera ammodytes’ (boynuzlu engerek), ‘Elaphe quatuorlineata’ (dört çizgili yılan) ile ‘Elaphe situla’ (leopar yılanı) türü yılanların yok olduğunu tespit eden Selami Tomruk, bunların yerine gelen işgalci yılanları da kitabında işledi. Tomruk, bu yılanlarla birlikte yalnızca Trakya’da görünen ‘Testudo hermanni’nin (Trakya tosbağası) de yok olduğunu belirledi.

’27 YIL TÜRKİYE’DE VAHŞİ YAŞAM ARAŞTIRMASI YAPTIM’

Çıkan kitabı ve çalışmaları ile ilgili bilgiler veren Selami Tomruk, “Bilindiği gibi 1995 yılında başlayıp 2014 yılına kadar büyük mücadeleler sonucu kurmuş olduğumuz dünyanın ilk ekolojik doğal parkında şu anda size bilgi vermeye çalışıyorum. 2014 yılında mücbir sebeplerden dolayı parkı kapatmak zorunda kaldık. 3 bin 500 tane dünyanın her bucağından getirmiş olduğumuz yılanlar tekrar ana vatanlarına gitti. Kalmış olsaydı, burada üreyip, nesli tükenmek üzere olan canlılardı bunlar, tekrar ana vatanlarına göndermeye devam edecektik. Maalesef olmadı. Ama benim bir başka çalışma alanım daha devam ediyordu ve ben 27 yıldır ayrıca Türkiye’de vahşi yaşam araştırmacısı olarak sürüngenler ve amfiler üzerinde olağanüstü çalışmalar yaptım. Bu arada tabii harabeleri de aldım ele. Mevcut olanlar, nesilleri yok olmuş olanlar. Yok olanların yerine yabancı istilacıların girmiş olmalarını kitaplarıma aktardım. Anatomilerini çizdim. Nedenlerine indim. Halkın arasına karıştım, yılan sokulması karşısında neler yapmalılar, keneler neden öldürüyor? Bu konulara girdim ve kitaplarıma aktardım. Olağanüstü çalışmalar oldu. 27 yıl dile kolay. 27 yıl Türkiye’yi karış karış, santim santim, dağ, dere, bayır, su olarak aktarmak suretiyle alan taramalarıyla olağanüstü kitaplar çıkardığıma inanıyorum” dedi.

‘TRAKYA BÖLGESİNDE YOK OLAN TÜRLER NE ACI Kİ VAR’

İlk kitabına Trakya bölgesinden başladığını anlatan Selami Tomruk, “Biraz Istıranca’ların kuzeyini de aldık, Balkan’ları aldık yine önemli çünkü. Ondan sonra İğne Ada’dan Longoz ormanlarından başlayıp, Gelibolu’ya kadar nokta nokta alan bölgeleri çalışmaları yaptık. Trakya bölgesinde yok olan türler ne acı ki var. Çok üzüldüm. Çocukluğum döneminde yaşayan ‘Malpolon monspessulanus insignitus (çukurbaş yılan ya da çukurbaşlı yılan) dediğimiz yarı zehirli yılan şu anda yaşamıyor. Çok acı. Yine ‘Vipera ammodytes’ (boynuzlu engerek) ailesi yaşamıyor. Bunlar boynuzlu engerekler diye geçiyor. Maalesef yaşamıyor. Mesela ‘Elaphe quatuorlineata’ (dört çizgili yılan) yok artık. ‘Elaphe situla’ (leopar yılanı) dediğimiz yılan yok artık. Diğerleri de sadece mezarlıklarda, ören yerlerinde kalmış, koruluklarda ve ormanlık alanlarda yaşamaya çalışıyorlar. Eko sistemleri bozulmuş durumda” diye konuştu.

‘HALEN ARAŞTIRMALARIM DEVAM EDİYOR’

Bölgede aşırı ilaçlı, bilinçsiz ve kontrolsüz tarımın eko sistemi bozduğuna işaret eden Selami Tomruk, şöyle devam etti:

“Yapılan ilaçlı tarım nedeniyle süne ve kımıl böceğini öldürmek için bir eğilim gösterilmiş. Buğdaya önem verince de kımıl artmış. Kımıl artınca da bazı ithal tarım ilaçları ile bundan kurtulacağız diye bütün doğayı maalesef yok etmişler ama aşırı ilaçlama onların da ciğerlerine inmiş ve akciğer kanseri yüzde 14 maalesef ve çok üzüntü verici. Bunun hızla arttığını da orada tespit ettim. 27 yıllık kitaplar ve halen araştırmalarım devam ediyor. Gelibolu’dan başladım, tekrar şu anda Truva harabelerindeyim. Bire bir yapıyorum çalışmaları. Hem harabelerdeki yılan türlerine, diğer amfibi sürüngenlere rastladıklarımı alıyorum hem de harabelerdeki medeniyetin o mitolojik yapılarına, yılanın yol gösterici olmasına, halen tıbbın ambleminin olmasının nedenlerine, yılan tanrıçalarının nedenlerine, yılan ile insan arasında olan bağa değiniyorum. Bunları kazılarda fotoğraflıyorum, heykellerini buluyorum, buralardan aldığım fotoğraflarla çalışmaları sürdürüyorum. Gelecekteki kitabımda nesilleri tükenen bitki örtüsü, nesilleri tükenen sürüngen ve amfibiler bir yanda bakıma ihtiyaç duyan Tümülüsler diğer arkaik mezarlar, antik ören yerleri. Çalışmaların içerisinde bunlar yer alıyor. Detayı bire bir yapıyorum. Gözümün gördüğü her şeyi kaleme alıyorum. Şu anda Trakya, ardından Ege daha sonra Akdeniz geliyor. Akdeniz ile Ege’nin faunası ve mitolojileri çok zengin, olağanüstü zenginlikler var.”